1 suikast, 2 film: 1914, Franz Ferdinand Suikastı

Franz Ferdinand ve Sofia… Beraberlikleri ve aynı araçta seyahat etmeleri her zaman sorun olan Veliaht ve eşi, evlendikten 14 yıl sonra, ölümü beraber bindikleri araba buldular. Kitaplarda bu detaylar yazılsa bile, bu iki filmde detaylara âdeta doğrudan vâkıf olabiliyor ve ânı yaşayabiliyorsunuz.

Saraybosna, Bosna-Hersek

SARAYBOSNA, dünya ve Balkan tarihinde önemli olaylara şâhitlik etmiş şehirlerden biridir. Saraybosna’yı tekrar dünya gündemine oturtan ise, 1914 yılında Avusturya-Macaristan İmparatorluğu Veliahdı Franz Ferdinand ve hanedanlığın istenmeyen gelini, Hohenberg Hanedanlığından Düşes Sofia’nın ölümleri ile sonuçlanan suikasttır.

Bu suikast ve Birinci Dünya Savaşı’nın çıkış sebepleri ile alâkalı farklı dillerde birçok kitap yazıldı, belgesel ve filmler çekildi. Yazımızda incelemeye çalışacağımız, iki film...

Birinci film, 2014 yılında, Birinci Cihan Harbi’nin başlamasının 100’üncü yılı kapsamında, senayosu Avusturya’nın ödüllü senaristlerinden Martin Ambrosch tarafından yazılan ve yönetmenliği Andreas Prochaska tarafından yapılan, Alman ZDF ve Avusturya ORF Kanalları ortak yapımı “Das Attentat- Sarejevo 1914” (Sarajevo 1914)…

Diğer film ise, 1975 yılında çekilen, yönetmenliğini ise Birinci Dünya Savaşı zamanında 13 yaşında Partizanlara katılmış, daha sonra Yugoslavya döneminde Partizanların zaferlerini anlatan Kozora (1962) ve Bitka na Neretvi (1969-Neretva Savaşı) gibi birçok savaş filminin yönetmenliğini yapan ve aynı zamanda senaristlerinden biri Karadağlı Hırvat olan Veljko Bulajić’ın çektiği Çek-Yugoslav-Alman ortak yapımı Atentat u Sarajevu (The Day That Shook the World)…

Bu filmler suikasta kurban giden Avusturyalı Arşidükün ve Çek Düşesinin kendi ülkelerinin suikasta bakış açılarını yansıtmaktadır.

Ferdinand ile Sofia’nın istenmeyen evliliği

Franz Ferdinand, 18 yaşında imparator olan, 68 yıl boyunca imparatorluk yapan Franz Josef’in yeğenidir. İmparatorun veliaht oğlu Arşidük Rudolf’un 1889’da intihar etmesiyle veliahtlık, daha sonra Franz Ferdinand’a verilmiştir. 

Düşes Sofia ise imparatorluğun ikinci sınıf aristokratlarından bir diploman olan Kont Bohuslav’ın kızıdır. İmparator Franz Josef, evliliklerinden râzı olmasa da kabul etmek zorunda kalmıştır. 1890 yılında devlet erkânının huzurunda, doğacak çocukların taht üzerinde hiçbir hak iddia edemeyeceği şartını kabul edeceğini yazılı olarak beyan etmek zorunda kalmıştır. 

Sofia’ya, imparatorluk hanedanına dâhil olamayacağından dolayı “Hohenberg Prensesi” unvanı verildi. Birkaç gün sonra aileden hemen hemen kimsenin katılmayacağı bir nikâhla evlilikleri gerçekleştirildi.

Prenses Sofia’ya yapılan ikinci sınıf muamelenin birçok örneği mevcûttur. Arşidükün sarayda olduğu günlerde muhafızları beklemesi ve dışarı çıktığında muhafızların sarayı terk etmesi, resmî ziyaretlerde prensesin bulunmaması, tiyatro ya da bale gibi etkinliklerde Veliaht altın yaldızlı araba ile giderken prenses ve çocukların bir alt sınıf arabayla gitmeleri ve daha sonra sadece tiyatroda aynı locada oturabiliyor olmaları gibi durumlar vakidir.[i]

Çeklerin çektiği filmde bu konuya dikkat çekilmiş, Franz Ferdinand’ın Bosna-Hersek yolculuğunda hem Sofia ile gitmek istediği, hem de aynı trende yolculuk arzusu hakkında Franz Josef’le bir tartışma sahnesi vardır. Sonuçta Franz Ferdinand, imparatora isteğini kabul ettirir ve yolculuğa beraber giderler.

Franz Ferdinand ilk önce trenle Budapeşte, Ljubljana ve Trieste Limanı’na ulaştıktan sonra, gezerek Neretva’nın Adriyatik Denizi’ne döküldüğü Hırvatistan’ın Ploce şehri ve Bosna’nın güney şehri Metkoviç’ten geçip Mostar üzerinden Saraybosna’ya ulaşmıştır. Bugün birçok ülkenin turizm acenteleri bu güzergâhta ziyareti anmak için geziler düzenlenmektedirler.

Osmanlı Devleti’nin Balkanlardan çekilmeye başlaması ile beraber oluşan otorite boşluğu, Rusya ve Avusturya-Macaristan İmparatorluğu tarafından bölüşülerek, fakat her zaman birbirlerine rakip ve tehlike oluşturarak devam etmiştir. Bosna-Hersek ise bugünkü gibi Hırvat, Boşnak ve Sırpları barındıran bir ülke idi.

Habsburgların 1878 yılında Bosna-Hersek’i ilhak etmesi, Sırplar için Büyük Sırbistan hayâlini önünde büyük bir engel olarak görülüyordu. Bu döneme kadar zaten Sırbistan ile Habsburgların arası iyi değildi ve birçok çatışma yaşanmıştı. Diğer taraftan ise Sırbistan da, Habsburgların doğuda nüfuz alanının genişletmeyi hedefleyen “Drang nach Osten” politikasına bir engel teşkil ediyordu.

Otoriter bir karakteri olan İmparator Franz Josef; Slavlar, Macarlar, Çekler gibi birçok halkı imparatorluk bünyesinde tutabilmek için haklar ve devlet kademelerinde görevler veriyordu. Daha önce Hitler ve Lânetli Kitabı ‘Kavgam’ Üzerine[ii] başlıklı yazımızda bahsettiğimiz gibi, Hitler de imparatorluğun sonunu, imparatorluk kademelerinde nüfuzları artan, âmiyâne tâbirle çok yüz verilen Alman ırkının aslî düşmanlarından olan Slavların getirdiğini düşünüyordu ki bu sebeple imparatoru çok suçladığından o yazımızda bahsetmiştik.

“Sarejevo 1914” ve “Attentat u Sarejevu”

Film, görsellik ve kaliteli bakımından iyi bir yapım ve senaryoya sahipse, size tarihî bir olayı içindeymişsiniz gibi yansıtabilir, vakayı farklı yönleri ile kavramanıza yardımcı olabilir. Tarih kitapları olaylarda insanî hayatlardan ziyâde, hedeflenen bilgiyi siyâsî karakterler ve olayları merkeze oturtarak verirler. Filmse genellikle bir karakter üzerinden olayı anlatmaya çalışırsa sizi içine çeker.

Avusturya yapımı olan “Das Attentat 1914” filmi, suikasttan sonraki failleri bulmakla görevlendirilen bir Macar Yahudi’si komiserin etrafında şekilleniyor.

Çek yapımı olan “Attentat u Sarajevu”, Veliahd Franz Ferdinand’ın Viyana’da Saraybosna ziyareti kararı almasından başlayarak suikast zamanına kadarki süreci anlatıyor.

Avusturya yapımı filmde Düşes Sofia çok ön plânda değilken, Çek yapımı film, muhtemelen Sofia’nin Çek asıllı olmasından, Ferdinand ile Sofia’yı başrole taşıyor. Kocasını destekleyen, koruyan, çocuklarının eğitimi ile ilgilenen ve ilk suikast denemesi gerçekleştiği zaman imparatorluk komutanlarını gerekli önlemleri almadıkları için azarlayan bir konumda. Hattâ Saraybosna Belediye Başkanı’nın tarafından Ferdinand onuruna verilen yemekte Ferdinand, konuşmasında, “Ben imparatorluk askerlerine hükmediyorum ve güçlüyüm ama bu gücün arkasında ise beni yöneten bir kadın var” gibi bir açıklama yapıyor.

Çek yapımı film, aileyi ana tema hâline dönüştürmekte. Osmanlı dönemi mezarlarda gezintiler ve buluşmalar, hattâ sokakta “Boza!” diye bağıran Osmanlı kıyafetli bozacılar göze çarpıyor.

Avusturya yapımı film ise, suikast sonrası siyâsî belirsizlik ve faillere odaklanıyor. Olayı araştıran Macar Yahudi’si komiser ise imparatorluğun üst düzey generallerinin bütün engellemelerine rağmen suikast olayının arkasında Avusturya askerî istihbaratından birinin olduğunu ortaya çıkarıyor. Sonuçta Avusturya-Macaristan İmparatorluğu, Sırbistan’a savaş ilân etmek için bir bahane aramaktadır ve bahane, Ferdinand’ın öldürülmesidir.

Filmdeki bazı konuşmalarda, Sırbistan Devleti’nde görevli üst düzey kimselerin bu işin “Kara El” (Crna Ruka) örgütüne yaptırılacağından haberlerinin olduğunu ve bunu engellemeye çalıştıklarını anlayabiliyorsunuz.

Avusturya yapımı bir filmin, 17 milyon insanın ölümüne sebep olan bu savaşın Avusturyalı birkaç generalin şahsî çıkarları yüzünden çıktığını dile getirmesi ise çok mânidar!

Sırpların Bosna-Hersek’te kendilerini ikinci sınıf insan olarak güvende görmedikleri bir dönemde gezi güzergâhının gazetelere verilmesi, güzergâhta sadece 50 civarında askerin görevlendirilmesi, diğer askerlerin başka bir yerde tatbikat için görevlendirilmesi ve tahsis edilen araba şoförünün Sırp olması gibi, imparatorluğun sorumluluğundaki birçok güvenlik ihmâlinin olduğu işleniyor.

İki filmde de, ilk suikast girişimin başarısız olmasına rağmen, Ferdinand’ın yaralı askerleri ziyaret etme konusundaki ısrarı sonucunda aynı gün Sırpların ikinci girişimlerinde suikastı başarı ile gerçekleştirdikleri görülmektedir.

İlber Ortaylı Hoca’nın deyişiyle, “Sırp milliyetçi Prinkipo’nun çilekeş karı kocayı hedefleyen suikastı, veliahdın açık belirtilere rağmen inatla geziye devamı yüzünden” engellenememişti. Franz Ferdinand ve Sofia… Beraberlikleri ve aynı araçta seyahat etmeleri her zaman sorun olan Veliaht ve eşi, evlendikten 14 yıl sonra, ölümü beraber bindikleri araba buldular.

Kitaplarda bu detaylar yazılsa bile, bu iki filmde detaylara âdeta doğrudan vâkıf olabiliyor ve ânı yaşayabiliyorsunuz. Tarih filmi sevenlere, bölge üzerine araştırma yapanlara muhakkak tavsiye edilir.

Bâki selâmlar…



[i] https://www.milliyet.com.tr/yazarlar/ilber-ortayli/mutlu-evlilik-trajik-suikast-1255843

[ii] https://haberajandanet.com/Article/hitler-ve-lanetli-kitabi-kavgam-uzerine/KKSwHWtwzr0jLCPEv6mB