DSÖ, Tayvan’ı da içine almalıdır: Tayvan’ın nCOVID-19 ile mücadele tecrübesi

Tayvan’ın 23 milyonluk nüfusunun 2 milyondan fazlası uzun vadeli olarak Çin’de yaşamakta olup, coğrafî olarak Çin’e çok yakın olması nedeniyle gerek ticârî, gerekse turizm ilişkileri son derece sıcaktır. Fakat Tayvan’ın vaka sayısı; başta Japonya, Güney Kore, İtalya veya Almanya’nın vaka sayılarına göre çok çok daha düşüktür.

Koronavirüs hastalığının (nCovid-19) yayılması

OCAK 2020’de Çinin Hubei eyaleti Wuhan şehrinde ortaya çıkan Koronavirüs hastalığı (nCovid-19), 22 Mart 2020 tarihi itibariyle 160a yakın ülkeye yayılmış olup, 352 bine yakın vaka ve 15 binin üzerinde ölüm tespit edilmiştir. Gerek insanların canını tehlikeye atan, gerekse de dünya ekonomisine ciddî zarar veren Koronavirüs hastalığı, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından “pandemi” olarak ilân edilmiştir.

Tayvan’ın Covid-19 ile mücadelesi

Tayvan’ın 23 milyonluk nüfusunun 2 milyondan fazlası uzun vadeli olarak Çinde yaşamakta olup, coğrafî olarak Çine çok yakın olması nedeniyle gerek ticârî, gerekse turizm ilişkileri son derece sıcaktır. Fakat Tayvan’ın vaka sayısı; başta Japonya, Güney Kore, İtalya veya Almanya’nın vaka sayılarına göre çok çok daha düşüktür (22 Mart 2020 tarihi itibariyle Tayvan’ın vaka sayısı 153 olup, dünyanın 60’ncı sırasında).

Bu başarının birkaç nedeni olabilir:

1. Tayvan, kapsamlı bir ulusal hastalık önleme mekanizması oluşturmuştur: Buna büyük veri teknolojisi aracılığıyla dijitalleştirilmiş hastalık izleme sistemleri, katı sınır karantina önlemleri, kapsamlı toplum temelli karşı önlemler, gelişmiş tıbbî hazırlıklar, bol miktarda koruyucu tıbbî cihaz ve kaynak stoku, halkın referansı için kısa yönergeler ve bilgiler, yıllık hastalık önleme ve kontrol tatbikatları dâhildir. Merkezî ve yerel yönetimlerimiz, salgın hastalıkların yayılmasını ortaklaşa önlemek için özel sektörle koordine hâlinde çalışmaktadır.

Somut bir örnek vermek gerekirse, yüksek teknoloji ve kaliteli takım tezgâhı üretimi ile bilinen Tayvan, son zamanlarda dünya cerrahi maske ihtiyacını karşılamak için kendi gücü ile günde 10 milyon cerrahi maske üretimine sahip olmuştur.

2. Tayvan salgın hastalıklarla mücadelede bol deneyime sahiptir: Son 60 yıl ve daha uzun bir süredir Tayvan, kolera, sıtma, çiçek hastalığı, tüberküloz ve diğer bulaşıcı hastalık salgınlarının üstesinden gelerek, önemli deneyim biriktirerek kapsamlı bir hastalık önleme mekanizması oluşturmuştur. 2003’teki SARS salgını sonrasında her çalışma seviyesindeki önleyici tedbir daha da ince şekilde ayarlanmıştır.

3. Tayvan, bulaşıcı hastalıkların akışını engellemek için geniş kapsamlı çaba sarf etmektedir: Dünyadaki hastalık salgınlarıyla karşılaştırıldığında, Tayvan’daki bulaşıcı hastalık salgınları nispeten düşük kalmıştır. Giden ve gelen yolcular için izleme ve kontrol sistemleri olduğu gibi, herhangi bir salgının gelişimini takip etmek için ülke çapında kapsamlı bir mekanizma ile ithal hastalıkların Tayvan’a giriş yapması önlemektedir.

nCovid-19 salgını, Aralık 2019’un sonuna doğru başlamıştır; hükûmetimizin uzman toplantıları yapması ve hastalıkların Tayvan sınırlarının dışından bulaşmasını engellemek için tasarlanmış politikaları uygulaması da dâhil olmak üzere tüm önlemler 2020 yılının başlarında uygulamaya alınmıştır.

4. Tayvan'ın etkili hastalık önleme performansı ve başarıları birçok gelişmiş ülkeden daha iyidir: Johns Hopkins Üniversitesi Sistem Bilimi ve Mühendisliği Merkezi tarafından yayınlanan erken değerlendirmeler, Tayland ve Tayvan’da ithal Covid-19 riskinin en yüksek seviyede görülmesini öngörmüştür. Bununla birlikte, ülkemizdeki etkili hastalık önleme çabaları sayesinde (o zamandan beri) Tayvan’da diğer birçok gelişmiş ülkeden çok daha az vaka olmuştur.


Tayvan Cumhurbaşkanı İng-wen Tsai (sağda) ile Sağlık ve Refah Bakanı Shih-chung Chen (solda)

Dünya Sağlık Örgütü, Tayvan’ı da içine almalıdır

Tüm dünyada sınır ve göç politikaları daha az kısıtlayıcı hâle gelmektedir. Bu da sınır ötesi hastalık geçişi olasılığını arttırmıştır. Konsantre ve küresel bir çaba, dünyadaki insanların sağlığını ve refahını etkin bir şekilde sağlamanın tek yoludur.

Tayvan, Hint-Pasifik bölgesindeki stratejik bir noktada yer almaktadır. İnsanlar ve mallar sürekli olarak Tayvan’a girip çıktığından, Tayvan, hastalıkların önlenmesine özellikle ihtiyaç duymaktadır. Ancak Çin’in baskısı ve siyâsî sabotaj nedeniyle Tayvan, DSÖ teknik toplantılarına, mekanizmalarına ve faaliyetlerine tam katılımın dışında tutulmaktadır. Tayvan, ortaya çıkan hastalıklar ile ilgili tıbbî bilgileri çoğu zaman tamamlanmamış olarak, uzun gecikmelerden sonra ancak alabilmektedir. Bu, küresel sağlık güvenliği sisteminde ciddî boşluklar yaratmakta ve Tayvan halkının sağlık hakkını tehdit etmektedir.

SARS 2003te vurduğunda, Tayvan, DSÖnün zamanında yardımı olmadan hastalıkla mücadele etmek zorunda kalmıştı. Bu yüzden de halkımızın birçoğu gereksiz yere fedâ edilmişti. Bu durum, insanlığın salgın önleme tarihinde yer alan sadist örneklerden biridir.

Profesyonel sağlık katkıları yapma ve sağlık hakkını korumaya olan ilgiyle Tayvan, siyâsî sabotaja teslim olmayacak ve çabalarının uluslararası onayını aramaya devam edecektir. Tayvan, DSÖnün dünyadaki kesintisiz küresel hastalık önleme ağı vizyonunu gerçekleştirme konusundaki küresel çabalarının bir parçası olmak için Dünya Sağlık Asamblesi’ne (DSA) ve DSÖ teknik toplantılarına, mekanizmalarına ve faaliyetlerine katılım için çalışmaya devam edecektir.

Umarız ki, uluslararası toplum Tayvan halkının dünyanın geri kalanı ile eşit şartlarda küresel hastalık önleme sistemine katılma hakkı olduğunu anlayabilir ve Tayvan halkını destekler.

 

*Temsilci, Taipei Ekonomi ve Kültür Misyonu, Ankara