Güncel Makaleler
TOPLUM
Dijital bağımlılık: Zihnin yeni sınavı ve teknolojik toplumun görünmez kırılganlığı
Dijital bağımlılık, modern dünyanın görünmez salgınıdır. Ne dokunulabilir bir maddeye dayanır ne de dışarıdan bakıldığında her zaman fark edilir. Fakat etkileri, bireyin zihinsel sağlığından toplumsal yapıya kadar çok katmanlı bir kırılganlık yaratır. İnsanlık, teknolojiyle ilişkisinde kritik bir eşiğe gelmiş durumda: Ya algoritmalar tarafından yönlendirilen bir dijital toplumuna dönüşecek ya da teknolojiyi bilinçli şekillendirebilecek bir öz farkındalık geliştirecek.
17 dakika önce
TOPLUM
Büyüklenme insanoğlu!
Yara almamış bir bedenle, incinmemiş bir yürekle, mücadele etmemiş bir ruhla, paylaşmamış, sevmemiş bir ömürle huzura çıkmaya utanırız. Diğer yandan nefsin kölesi olup hırs afetinde çürümek, çalmak, büyüklenmek, kırmak, sapkınlık ve diğer günah ve afetlerle çevrelenmeye karşı direnmemek suretiyle Hak’tan, halktan ve kendinden kopanlara çok yazık! Onlar ne büyük bir kaybedişteler ah bir bilseler! Ah bir idrak edebilseler, vakit varken bu yanlışlardan dönebilseler!
5 gün önce
TOPLUM
Küresel düzenin çarpık yüzü: Yaşam, insanlık ve vicdan ile çelişen modern yasalar
Gerçek bir adalet ve insanlık anlayışı, yasaların sadece ekonomik, siyasî ya da teknolojik gelişmeleri değil, aynı zamanda vicdanî ve insanî sorumlulukları da temel almasını gerektiriyor. Ancak bugün gelinen noktada Batılı ülkeler insan hakları söylemleriyle fiili uygulamaları arasında büyük bir uçurum oluşturuyor. Meselâ Gazze ve Ukrayna’daki krizlere yönelik çifte standartlı yaklaşımlar, özellik Gazze’de yaşanan insanî trajedilere karşı duyarsızlığın politik çıkarlara göre şekillendiğini gösteriyor. Yaşamı ve insan onurunu esas almayan her yasa, ne kadar “modern” görünürse görünsün, insanlık vicdanında meşruiyetini yitiriyor.
5 gün önce
TOPLUM
Yoksulluktan yoksunluğa: Modern çocukluğun sessiz yalnızlığı
Bağ kurmak cesaret ister ama o cesaretin sonunda anlamlı bir yaşam vardır. Çünkü insan, başka bir insanla temas ettiğinde var olur. Yalnızlıktan yakınmak yerine, bir adım atmayı seçmek gerek. Bazen tek bir adım, hem kendi hayatımızı hem de başkasının hayatını sessizce değiştirir.
5 gün önce
TOPLUM
Yüzyılın sorunu: Dosdoğru olmak
Fani dünyada, aslında başımız dik, alnımız açık, gönlümüz iman ile dolu yürüyeceğimiz bir güzel rehberimiz varken, “Ben Müslümanım” demekle olmuyor sadece. Müslüman için Rehber’in yolundan yürümek gerekir. Kur’ân-ı Kerîm bunun için vardır.
2 hafta önce
TOPLUM
Adaletin yokluğu mu, ölülerin çokluğu mu?
Kelimeler kırpılıp, gerçek, kavramların arasına saklandı. Kâğıt üzerinde kalan kararlar sallandı rüzgârda. Bir de etrafa dağılan sahipsiz kalmış oyuncaklar… Vahşetin acısını ölü sayısı mı daha iyi anlatır, cezasızlığın yıkıcılığı mı? Hukuk kimin ağzı ile konuşur? Bizler sustukça yıkılan şehirler bizim yerimize adaletin kaydını tutuyor. Su yok. Elektrik yok. İlaç yok. Yardım yok. Vicdan yok. Gazze’de kopan eller, ayaklar bir tek şey soruyor: Ölülerin çokluğu mu, adaletin yokluğu mu?
2 hafta önce
TOPLUM
Bu ülkenin binlerce yıl daha bölünmeyeceğini savunuyorum
“Sistemler ve koşullar ne olursa olsun, benim annemin başındaki türbanı kimse çıkartamaz. Demokrasiyi savunuyoruz. Üniversiteye pantolonla giriliyorsa, türban da girebilmeli. Zulüm, kimin tepesindeyse, biz onun tepesinde olacağız. Türbanlılara zulmedenlerin tam tepesinde olacağız. Bunun başka yolu yok çocuklar. İnanca saygı, düşünceye özgürlük. Gerçek budur.” Böyle konuşan birinin defterini dürmek için kollar sıvanır elbette. Siyonistlere uşak olmayı kendince şeref bilenlerin atacakları manşet başka nasıl olacaktı?
2 hafta önce
TOPLUM
Dua
Dertlendiğimiz zaman, aşırı mutlu olduğumuz zaman yahut sinirlendiğimiz zaman kendimiz yahut yaşadığımız olay hakkında birtakım laflar ederiz. O laflar öylece boşlukta kalmaz. Farkında olarak ya da fark etmeden afaki olarak kullandığımız kelimeler vakti saati geldiğinde dua yerine geçer ve o duanın kabul olduğuna şahitlik ederiz. Dikkat etmemiz gerekir. İnsanın ağzından çıkan her bir kelime dua potansiyeline sahiptir, hayıflanarak söylediğimiz sözler bir zaman sonra imtihanımıza dönüşebilir…
2 hafta önce
TOPLUM
Zorunlu eğitim üzerine -1
Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte temel eğitimin ne kadar süre zorunlu olacağı ve hangi çatı altında birleşeceği oldukça tartışılmıştır. Bu süreçte çeşitli sosyo-ekonomik nedenler, okullaşmada istenen hedeflere ulaşılmasını imkânsız kılmıştır. Cumhuriyet’in ilk yıllarında 3 yıl olan zorunlu eğitim daha sonra 5 yıla çıkarılmış ve bu uygulama 1997 yılına kadar devam etmiştir. 1997 yılında 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nda yapılan bir düzenleme ile zorunlu eğitim kesintisiz 8 yıl olarak yasalaşmıştır. Bu süreç, oldukça tartışmalı ve ideolojiktir. Zira amaç, sadece kesintisiz eğitim değil, o süreçte gündemi yoğun meşgul eden İHL orta kısımlarının kapatılmasıydı.
3 hafta önce
TOPLUM
Kenarına yıldız çizilmiş satırlar
“1914’te yabancıların altı bin okulu vardı Osmanlı İmparatorluğu’nun sınırları içinde… Neden açmışlar bunları? Niçin bunca parayı harcıyorlar? Akıllanalım diye mi? Hayır, işe yarar ajan yetiştirmek için… İktidara geldin mi, bilirsin gizli açık bütün yabancı örgütleri… Kim kime çalışıyor, aşağı yukarı bunu da bilirsin… Ama hiçbir şey yapamazsın! Daha doğrusu, hiçbirinin temellerine dokunamazsın! Çünkü güç yetiremez olmuşsundur çoktan… En değersiz imtiyaza dokunayım desen, gök başına yıkılır. Kanlı bıçaklı düşmanlar birleşiverir sana karşı…” (Kemal Tahir, Kurt Kanunu)
4 hafta önce
TOPLUM
Varlık yokluk terazisi
Birçok hikmeti olan miraç hadisesi, bende yokluğa yolculuk anlamı taşır. Namaza durmak suretiyle kişi Hakk’ın huzuruna durmak niyetini sergiler ve bu ibadet esnasında gayretine göre, kapasitesine ve liyakatine göre ayrıca Rahman’ın iznine göre varlık elbisesinden yokluğa doğru yol alır. Kendini, bildiklerini, nefsinin afetlerini, düşünce ve duygularını geride bırakmaya çalışarak Allah ile baş başa kalmaya en sonunda ise kendini yok edip sadece Allah’ın oluşuna tanıklık etmeye yol alır, ibadetini zirveye taşır.
1 ay önce
TOPLUM
Dinleyip anlayana aşk olsun!
Bir kadın başını örterken sadece saçını gizlemez; geçmişini, annesini, nenesini ve onların yaşadıklarını da beraberinde taşır. Bu örtü, coğrafyadan coğrafyaya “eşarp, yazma, yemeni, tülbent, çarşaf ya da sadece bir fular” olarak isimlendirilse de hepsinin içinde ortak bir öz vardır: Mahremiyet!
1 ay önce


