Güncel Makaleler
SANAT
Türk sanatında mumya geleneği
Eski Türkler ve beylikler döneminde ölülerini korumak amacıyla çeşitli mumyalama teknikleri kullanılmış, ölüm ve ahiret inancı ile şekillenen bu gelenek, Osmanlı’ya kadar devam etmiştir. Osmanlı sarayında mumyalama, bir ihtiyaç ve saygının harmanlandığı ince bir gelenekti. Padişahın ya da şehzadenin bedeni koruma altına alınırken, bir hanedanın haysiyeti ve tarihin sürekliliği de muhafaza edilirdi.
60 dakika önce
SANAT
Türkçenin anıtını diken sanatçı: Bekir Soysal
Bekir Baba, dünyamızın bir güzel adamıdır. Gerçek bir Türk-İslâm sanatçısı. Ve gerçek bir Türkçe virtüözü. Sesiyle, sözüyle, gözüyle sizi sarıp sarmalayıveren gerçek bir ağabey. Çirkin ve zalim bir devranın içinde, güzel bir adam o. Dünyamızı cennete çevirenlerden. Cennettir onun dostluğu. Cennettendir. Cennetledir. Cennet bakışlı adam. Cennet sesli Bekir Baba’mız o bizim.
5 ay önce
SANAT
Katre-i vefa
“Vefa” kelimesi, bir taraftan elest bezminde verilen söze sadakati hatırlatırken, diğer taraftan yetimin malının korunmasında, ticarette, ahitleşmede, ilâhî emri ve nehiylere uyumda adaletten ve hakkaniyetten ayrılmamayı; onun türevleri, etimolojik ve semantik bileşenler ile tamamlanmış, kemâle ermiş, eksiksiz; yapılan her şeyi ve her işi tam, bütün, tastamam, yerine getirmeyi ifade etmektedir.
6 ay önce
SANAT
“Göñül gamnâk ü cânum derdnâk”
“Tasavvuf alanı söz konusu olduğunda, Tanrı’nın aynası olarak insan ve âlem kastedilmiştir. İnsan söz konusu olduğunda Tanrı’nın tecellisinin yeri olan kalp, ayna olarak ifade edilmiştir. Âşık söz konusu olduğunda ise, sevgili bir anda aynaya dönüşüverir.”
7 ay önce
SANAT
Üç tas çorba
Belki de Cennet, bir yetimin başını okşamaktaydı. Cömertçe, riyasız ve sessizce yapılan bir hayırdaydı. Sonra o bir hayır binlere, milyonlara bölünüyor, çoğalıyor ve sonsuz bir Cennet saadeti olarak sahibine geri dönüyordu. Bunu, paylaşmayı bilmeyenler ile gösterişten paylaşanlar nereden bilebilirdi ki?
8 ay önce
SANAT
Kurşun seslerinden şarkılar
Gazze semalarını sadece küçüklerin değil, büyüklerin sevinç çığlıkları da doldurdu. Ahmet Yasin hamd ederek konuşmaya başladı. Sık sık tekbir sesleriyle sözleri kesiliyor, ümmet senfonisi yeri göğü inletiyordu. Bir ara babasının elini hissetti omuzlarında. “Biz kurşun seslerinden şarkılar söyledik. Siz özgürlük şarkısı yazdınız evlat” diyordu. Hemen arkasına döndü ama kimse yoktu…
8 ay önce
SANAT
Hummalı düşler
Siren sesi televizyondan geliyordu. Yeni bir zulmün gölgesinde kalan bir diyara şahit olan dünyanın başını kuma gömmesi, üstüne üstlük buna engel olacak gücün korkaklığı ve balık hafızalı yığınların gözü önünde gerçekleşiyordu tüm bu yaşananlar. Utandı yaptıklarından, yapamadıklarında, vazgeçemeyişlerinden.
9 ay önce
SANAT
Orta yerde kaldı yangın: Mecnun’un yalnızlığı (13)
Leylâ dönüp ancak bir baş selâmı verebilmişti. Bir selâm, bütün dağları aradan kaldırmıştı. Bir selâm, bütün demirden dağları eritmişti. Mecnun’un kalbi, sevincini taşıyamıyordu. Zira ilk vakitler bu meclisin önemli misafiriydi, daha sonra türlü sıkıntılar onu buradan uzaklaştırmıştı. Şimdi her güçlüğü yaşayabileceği bu yerde Leylâ’nın selâmıyla müşerref olmak… Bu, sözün taşıyacağı bir güzellik değildi.
10 ay önce
SANAT
Bir göçmenin dramı: Kefernahum
Göç, insanoğlunun mazisindeki bu derin köklerden acımasızca koparılması ve sökülüp çıkarılması gibi. Zain de Suriye’deki durumlardan dolayı ailesiyle Lübnan’a kaçmak zorunda kalan milyonlarca çocuktan yalnızca biri. Göçün kültürel, sosyal, ahlâkî ve ekonomik yönlerinden oldukça fazla etkilenen Zain’in yaşadıklarını beyazperdede başarıyla yansıtması oldukça etkileyici.
10 ay önce


