Güncel Makaleler
KÜLTÜR
Kırçiçeği
Gittikçe derinleşip uzaklaşan sesler zayıf ve acı dolu bedenine gelen baygınlıkla arttı. Derin kuyulara seslenen birinin yankılı sesi gibiydi konuşmalar. Artık anlaşılmaz hâldeydiler. Son cümleleri duymasına rağmen aklında onların ne manaya gelebileceği karşılığını bulamadı. Sıradan cümleler gibiydi. Sonra aynı kişiye ait diğer el de bedenine dokundu. Bu kez dizlerinin hemen üstünden kavrayıp Gökçe’yi yukarıya kaldırdı. Ve sonra zaman, o bilmeden akıp gitti…
34 dakika önce

KÜLTÜR
Türkçenin kitabını yazan Boşnak kızı: Fatma Karafilik
Fatma Yontar Karafilik’in hayatı, gerçek bir başarı hikâyesidir. Öyle böyle değil, hem de. Yetenek, disiplin ve sabrın birleşmiş, bütünleşmiş öyküsüdür. Türkçenin kitabını yazmış bir Boşnak kızıdır bizim Fatma kardeşimiz. Tam da budur. Böyledir. Buncadır.
1 hafta önce

KÜLTÜR
Mevlâna Âsitanesi’nde bir yalın derviş: Ârif Nihat Asya
Dilinde Leyla zikrini tespih edinen Mecnun gibi, Mevlâna’nın virdini ilk gençlik aşkı gibi sürekli terennüm eden Rubaiyyât şairi, tekkelerin kapandığı 1925 yılında 21 yaşında bir gençtir. Bu kapanış ona sevdiği toprak olmuş bir âşığın hüzün ve hüsranını yaşatır. Tuhaftır ki Heykeltıraş şairi, çok sevdiği milletinin öyle talihsiz ve öyle makûs bir tarihî döneminde yaşar ki neredeyse bütün sanat hayatı, bu hüzün ve hüsranın kesif baskısı altında geçer. Kanatlarını Arayanlar müellifinin ilk çocukluk dönemlerinde son cilveli parlayışlarını gördüğü kendi medeniyet güneşini bir daha ufukta göremez olur.
2 hafta önce

KÜLTÜR
Tüketici yaftası
“Tüketici” ifadesinin zihnimde bıraktığı tadı izah için “tamirci” gibi bir meslek adını çağrıştırıyor desem haksızlık olur. Çünkü tamirciler bozulanı onarır ve bunu yaparken hayata bir katma değer kazandırırlar. Bozuk olan, çöp olarak hayata karışmamıştır ve tamircinin emeği tamir edilenin kullanım ömrünü arttırmıştır. Peki, nasıl kabullendik biz bu “tüketici” yaftasını? Çünkü sorgusuz sualsiz değişmeye teşneyiz. “İzim”ler öyle buyuruyor!
2 hafta önce

KÜLTÜR
Mevlevî Ma’ârifleri Bahâeddin Veled ve Ma’ârifi: VII
Hazret, varlığın yokluğa ve yokluğun varlığa anbean tebdil oluşunu izlerken bütün bunları baş gözü ve gönül gözü önünde birbirinin peşi sıra çizenin Allah olduğunu idrak eder. Ancak bu idrak ediş, insandaki menfî duyguların müspet duygulara tebdil olduğu bir idrak ediştir. İşte bu esnada acayip alem içinden beliren ve kendisini hayal olarak telkin eden dikenler birer yasemine dönüşür. Bu durumda yasemin de hayalin zıddı olan gerçeğin ta kendisidir. Zira o telkin bu telkini içerir.
1 ay önce

KÜLTÜR
Kırçiçeği
Tuğrul, Gökçe’yi korumak için kaplan misali mücadele ediyordu. Etrafı sırtlanlarla doluydu. Aldığı yaralar derin miydi emin değildi fakat kollarından sızan kanların yere dökülüşünü çok net görebiliyordu. İri damlalı, içlerinde ışık taşıyan ve üzerlerinden buhar tüten sıcak kan damlalarıydı. Bacağında da kan izleri vardı. Bunca yara bereye rağmen Tuğrul hiç de yorulmuş gibi görünmüyordu. Sanki o, daha fazla sırtlanla mücadele edebilecekmişçesine kendinden emindi.
1 ay önce

KÜLTÜR
Mimesis: Sanatın felsefi temelleri
Fotoğraf, dijital sanat ve video yerleştirme gibi medyalar, mimesisin modern yorumlarını sunar. Burada gerçeklik yalnızca kopyalanmakla kalmaz, aynı zamanda dönüştürülür ve izleyiciye taze bir bakış açısıyla sunulur. Sosyal medya üzerinden insanlar, başkalarının yaşamlarını, davranışlarını ve estetik anlayışlarını taklit ederek ya da kendi yaşamlarını sergileyerek bir tür mimesis pratiği gerçekleştiriyorlar. Bu durum, mimesisin günlük yaşamın her alanına yayılmaya başladığını gösteriyor.
1 ay önce

KÜLTÜR
Kültürel yozlaşmaya dikkat!
Fiilen sahaya inilerek toplumun nabzı tutulmalı, mütedeyyin insanımızla olan mesafe daha fazla açılmadan ihya ve takviye edilerek omuz omuza, Rabbimizi toplum hâlinde memnun edecek atılımlar yapılmalıdır. Ve unutulmamalıdır ki, bu topraklarda “Millî Mücadele” ruhu ile Kurtuluş Savaşı, kürsülerde ve meydanlarda yapılan sohbetlerin takviyesiyle, halkı manevî olarak hazırlayarak başlatılmış ve zaferle sonuçlanmıştır. Biz de devlet ve millet olarak yeniden “Millî Mücadele” ruhuna dönmek zorundayız.
1 ay önce

KÜLTÜR
Bedirhan’ın Gözleri
O gün güneş kaç saatte battı ya da Bedirhan eve kaç günde geri döndü kimse bilmedi. Ev dedim ama enkaz bakımından… Bedirhan da canlı dönmedi evine. O günden sonra gülmedi, ağlamadı ve gözlerini hiç kapatmadı. Dışarıda kaldı gözleri. Dışarıda, diyorum ama dünyanın dışı bakımından…
2 ay önce

KÜLTÜR
Eğitimin ahlâkı
Eğitmenin ve öğretimin birincil amacı, ahlâklı ve kendini ifade edebilen kişiler yetiştirmektir. Nurettin Topçu’nun da bu anlamda ifade ettiği bilgiler ışığında Türk eğitim sisteminde, özellikle ahlâk ve ahlâk eğitimi ile ilgili düşünceler temel alınmalıdır. Eğitim politikaları belirlenirken öncelikle Türk toplumunu var eden ve ayakta tutacak olan değerlerin kaybedilmemesine özen gösterilmeli, okullar ve öğretmenler, ilim-irfan sahibi, güzel ahlâklı insanlar yetiştirmelidir.
2 ay önce

KÜLTÜR
Meçhûller istasyonu
Kuşgözü Sokağı’nın Ayten Hanım’ı Osman Ziya’nın gönlü üzerinden bir imtihana tabi tutmuştu kendini. Kıyaslayarak sorduğu tüm sorular cevapsız kaldığı gibi canını oldukça da acıtıyordu. Zihninde inşâ ettikleri öyle sağlam yer tutmuştu ki “ben” kabulüne pek çok şeyi asla yakıştıramıyordu. Oysa olan tek şey Yusuf’un ziyasının bir gönle sızmasıydı. Ama Ayten Hanım bu nimetten gâfil, Osman Ziya’nın değil de başkalarının güzel tarifini hesaba tabi tutarak Zühre’yi elekten geçiriyordu.
2 ay önce

KÜLTÜR
Bir ceketin anatomisi
Kendi hayatımızın öznesi olmak zorundayız. Çünkü aba altından ceketini giyip birilerine sopa gösterenlerin ya da gösterir gibi yapanların inadına, ceketsiz, elindeki sopa ile gücünün son noktasında dahi düşmana fırlatanların arasında oluşan o devasa farkın büyüklüğünü vakti geldiğinde herkes görecek. Hem de görmezden gelemeyecekleri o günde, sarp yokuşu tırmanırken belki de…
2 ay önce
