Zombiler, vampirler, cadılar ve bayram

K-popla, çakma dizilerle, çakma animelerle nereye kadardı? Buraya kadardı! Güney Kore’nin Kuzeydekilerle neden kavga ettiğini hatırlaması lâzım. Biz Türk askerinin orada neden can verdiğini iyi hatırlıyoruz zira. Ve Cadılar Bayramı’ndaki o izdihamda ölenleri duyunca, oraya asker gönderen iradeye acıyorum. Hani başka şeyler de geliyor ama tutuyorum.

İÇ savaştan sonra Kore ikiye bölündü. Kuzeyde komünistler kalırken, güneyde ABD’nin destekleyip Türklerin can verdiği liberaller kaldı. Aslında onlar liberal değil, milliyetçilerdi; Kore milliyetçileri. Fakat ABD, onlardan Koreliliklerini aldı. Sömüre sömüre, vakumlayarak.

Sözde kuzeydeki ülke dünyanın gerisinde kaldı, güneydeki ülkeyi ise ABD âbâd etti. ABD özgürlük verdi, teknoloji verdi, sinema verdi, müzik verdi.

Kia, Hyundai, Daewoo, Samsung derken Güney Kore dünyaya kültür ihraç eden de bir ülke oldu. Adına “K-pop” dedikleri bir şarkı türüyle bütün dünyaya dans ettiren Güney Kore, bir de dijital platformlarla parlattığı dizileriyle takip edilir oldu. Acayip bir kültür ihracı, öyle böyle değil!

Güneydeki milliyetçi Korelilerin ihraç ettikleri, tamamı Amerikan aromalı eğitiminden geçen gençliğinin vitrine edilmesiydi. Dünya ise bunu “kültür ihracı” diye okudu. Güney Kore’de yükselen ve resmî din hâline gelen ateizm ve deizmden haberdar olan olmadı. Korelileri Budist filan zanneden varsa, onlar eskide kaldı. Dedik ya, milliyet de gitti elden, milliyetçilik de. 

Ve Kia, Hyundai, Samsung derken K-pop ve Hollywood özentisi çakma şıpsevdi dizilerini ihraç eden Güney Kore’den bir Cadılar Bayramı haberi geldi. 

Bu arada bu yılki Cadılar Bayramı da Cumhuriyet Bayramı’mıza denk geldi. Mübârek işte!

Başkent Seul’de şehrin en büyük meydanını dolduran binlerce kişi, yine milliyetçi Korelilerin hiçbir şeyi olmayan Cadılar Bayramı’nı kutlarken izdihama neden oldu. İzdihamsa faciaya dönüştü. 154 kişi öldü.

Ölen 154 kişinin birçoğunun üzerinde kuvvetle muhtemel Hollywood’un uydurduğu yaşayan ölüleri temsil eden zombi kıyafetleri vardı. 

Evet, yaşayan ölüler…

Dünyaya kültür ihraç ettiğini zanneden fakat Amerika’nın oyuncağı hâline gelerek kendi milliyetinden zerre-i miskal bırakmayan, millet kanını Amerikan vampirine emdirerek bir de zombi hâline gelen bir millet… Güney Kore… Yazık!

K-popla, çakma dizilerle, çakma animelerle nereye kadardı? Buraya kadardı! Güney Kore’nin Kuzeydekilerle neden kavga ettiğini hatırlaması lâzım. Biz Türk askerinin orada neden can verdiğini iyi hatırlıyoruz zira. Ve Cadılar Bayramı’ndaki (sözde bayram, pabucumun bayramı) o izdihamda ölenleri duyunca, oraya asker gönderen iradeye acıyorum. Hani başka şeyler de geliyor ama tutuyorum.

Dedim ya, bu Cadılar Bayramı da Cumhuriyet Bayramı’mıza denk geldi. Yerli ve millî otomobilimiz Togg’u banttan indirdik, fabrikasının açılışını yaptık. Bu bayram, iki bayram yaşadık. Hamdolsun.

Sonra Güney Kore’deki facia haberini okuyunca irkildim. “Güney Kore de otomobillerini dünyaya ihraç etmişti de şimdi neyi konuşuyor?” diye üzüldüm. 

Açılıştan birkaç gün önce Togg, hani şu Boyner’in Hopi’si var ya, onunla akıllı alışveriş sistemleri üzerine bir anlaşma yapmıştı zira. Togg akıllı binek olacak ya, Hopi de alışveriş sırasında akıllı bineğe tanımlı kullanıcı adıyla kolay ödeme ve kampanyalardan yararlanma yapma imkânı sağlayacak. Küresel pazara yepyeni bir ürün sunulacak böylece.

Gezi Olayları’nın destekleyicisi Boyner’in gurumuz olan Togg’dan beklediği fırsata bakınız. Amerikan vampiri yine uyanacağı günü bekliyor. Tabutunu aralamış.

Sonra birden Togg’un bütün dünyaya ihracını hayâl ediyorum. Otonom şekilde Avrupa yollarında giden Togg’un akıllı ekranında bir klip oynuyor. Kültür ihracı yapıyoruz. “Halkalı Şeker” türküsünü Amerikan ses mühendisliğiyle tekno-disko formuna dönüştürmüşler, klipte absürt bir şekilde dans eden gencecik kızlar… Midem bulanıyor! “Size Togg’u yedirtmeyeceğiz!” diye haykırıyorum…

Ben neden korkuyorum, biliyor musunuz? “Togg yerli değil” diyen üstü boş ağızlardan değil, Togg’u kendi malları yapmaya kalkışacak vampirlerden!

Cadılar yakıldılar. Zombi oldular. Vampirler tabutlarını araladılar. Ve adı “Gladyo” olan şatoda bekleşiyorlar.

Allah milletimizi, milliyetimizi esirgesin bunlardan ve bunlarla gelebilecek bütün şerlerden! (Âmin.)