Zincirleme darbe

Eğer basında ve sosyal medyada çıkan haberler doğruysa, “Adaletin kestiği parmak acımaz!” vecizesinden güç alan Devlet, yetkilendirdiği o ellere bir balta vermeli ve değil o parmağı, eli de, kolu da alabildiğine acıtmalı! Ne muhafazakâr, ne de yerli diye ayrım yapılmadan canları acıtılmalı, hatta “Kilit vururuz!” denilmeli! Çok mu ileri gittim bilmiyorum ama şayet gittimse “geri adım atsınlar” ve bu aziz milletten özür dilesinler, ben de söylediklerimi koşarak geri alayım. Zira Hükûmet kanadının hamlesini boşa çıkarma girişimini masum görmüyorum!

YAŞAM sehpamın ya da sehpamızın dört ayağı okumak, yazmak, yaşamak ve refleksiz kalmak üzerine kurulu…

Evet, gerek ilk emrin “Oku” diye başlaması, gerekse hayata tutunma adına siyasetten edebiyat ve spora, eğitimden kültür ve sanata, ekonomiden sanayi ve bilime, sağlıktan tarım ve hayvancılığa varıncaya kadar pek çok alanda başarılı olmak için “okumak” zorundayız.

Yazmak, tüm öğretilerin ve öğrenilenlerin başka bir atlasa aktarımı sayılan “yazmak” eylemi. Belki de en çok tercih edilen mâkâm hüviyetinde…

“Yaşamak”… İliklerine kadar, anbean yaşamak… Acısıyla tatlısıyla, sancısıyla sevinciyle, kader tecelligâhında her şeye razı gelerek ama isyan etmeden yaşamak…

Dördüncü ve son ayak, yükü en az olan ya da rağbet görmeyen ayak, “refleksiz kalmak”… Etrafta cereyan eden hâdiselere tepki vermemek, tarafsız kalmak, oralı olmamak… Sıfatın Fransızca karşılığı ile “nötr” olma durumu…

Sehpanın üzerinde canımı sıkan bir konu başlığı var; o da zincir marketlerin KDV indirimine gösterdiği teveccüh(!)…

Hatırlanacağı üzere Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan tarafından 12 Şubat tarihinde açıklanan karara göre, 15 Şubat 2022 Pazartesi gününden geçerli olmak üzere temel gıda ürünlerinde uygulanan yüzde 8’lik KDV oranı yüzde 1’e indirilmişti.

Erdoğan, karar metninin altına “Ülkemize ve milletimize, sektörlerimize hayırlı olsun” cümlesini eklemişti. Okuyunca, başta dar gelirli vatandaşlarımız olmak üzere, milyonlarca vatandaşımız -ki aralarında ben de bulunmaktayım- sevinmişti(k).

KDV’deki yüzde 7’lik indirim, Pazartesi etiketlere yansıyacaktı. Ama olmadı! Koronavirüs Salgını’ndan beridir “akıl ortaklığı ve etiket kardeşliği” yapan market zincirleri, Hükûmet’in uzattığı can simidine âdeta çuvaldız iğnesi batırmış oldu!

Kararın açıklandığı gün, fikir birliği etmişçesine, temel gıda ürünlerine önce bindirim yapıldı, ardından da yüzde 7’lik indirim!

Yaklaşık 50 bin sayısına ulaşan dev yapı, ülkede uyguladığı tekelci fiyat politikasıyla “kartel” havası estiriyor. Ne kesilen cezalar onları durdurabiliyor, ne de…

Konu, Abu Dabi Veliaht Prensi Şeyh Muhammed bin Zayed Al Nahyan’ın davetine icabetle Birleşik Arap Emirlikleri’ne tarihî bir ziyaret gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’a da iletildi. Cevabı, beklenen nitelikteydi: “Bizim attığımız bu adımlara karşı ters adımlar atanlara yönelik şiddetli cezaî müeyyideler uygulayacağız.”

Bu ceza elzemdir ve gereklidir. Gerçekleşmesi durumunda, bizi ikinci kez sevindirmiş olursunuz Sayın Cumhurbaşkanım!

***

Konuyla ilgili hem Ticaret, hem de Hazine ve Maliye Bakanlarının açıklamalarına bakınca, yasal zemin dâhilinde en sert tedbirlerin alınacağını, indirimin raflara yansıtılması için denetimlerin sıklaştırılacağı ve denetim elemanlarının gün boyu sahada olacağı, KDV indirimini fiyatlara yansıtmayan ve haksız fiyat artışlarıyla vatandaşı mağdur eden marketlere en ağır yaptırımların uygulanacağını görüyoruz.

Küresel boyuttaki Koronavirüs Salgını ile yine tüm dünyada artış gösteren sel ve yangın felâketlerinden sonra küresel enflasyona bağlı artan fahiş fiyatlarla mücadelede, tüm imkânlarını seferber eden Devlet’in aldığı bu kritik kararı manipüle etmek, tabiri caiz ise daha başlamadan akamete uğratmaya hiç kimsenin hakkı yoktur!

Haber Ajanda Net Genel Yayın Yönetmenimiz Mehmet Serhat Bıçak’ın, önceki gün haber sitemizde yayınlanan “Son Sosyalist” başlıklı yazısı, “Azıcık da devlet, ‘Millet nerede?’ dese ne çıkar?” şeklinde hitama ermişti. Yazı, beklediğimden de kısaydı ama “vurucuydu”. Kalemine sağlık olsun… 

Yazımız, bahsi geçen yazının devamı niteliğinde sayılsın ve ülke sathındaki 50 bini aşkın marketin müdavimleri, “Azıcık da olsa zincir marketler fedakârlık yapsa ne çıkar?” desin.

Eğer basında ve sosyal medyada çıkan haberler doğruysa, “Adaletin kestiği parmak acımaz!” vecizesinden güç alan Devlet, yetkilendirdiği o ellere bir balta vermeli ve değil o parmağı, eli de, kolu da alabildiğine acıtmalı! Ne muhafazakâr, ne de yerli diye ayrım yapılmadan canları acıtılmalı, hatta “Kilit vururuz!” denilmeli!

Çok mu ileri gittim bilmiyorum ama şayet gittimse “geri adım atsınlar” ve bu aziz milletten özür dilesinler, ben de söylediklerimi koşarak geri alayım. Zira Hükûmet kanadının hamlesini boşa çıkarma girişimini masum görmüyorum!

Masum görmediğim gibi, bir nevi gizli bir “darbe” olarak algılamaya başladım. Umarım yanılırım. Umarım zincirleme bir kazaya sebebiyet veren cinsten zincirleme bir darbe girişimi değildir!

Umarım…