Zamanın en değerli hazinesi: Ânı yaşamak

Geçmişte yaşanan olayları düşünmek suçluluk, gelecekte yaşanacakları düşünmekse endişe duygusunu artırır. Geçmiş, adı üstünde “geçmiş”; gelecekse henüz gelmedi. Yaşanan tek an ise, nefes aldığımız şu andır. Anın kıymetini bilelim!

FARKINDA olarak veya olmayarak hayatın güzelliklerini kaçırıyoruz. Hep bir koşuşturma ve telaş içerisindeyiz. Daha iyisine, daha çoğuna, daha güzeline sahip olmak için uğraşırken kaybettiklerimizin farkında bile değiliz.

İnsanoğlu şükretmeyi azaltırken şikâyeti artırdı. Hazreti Allah, ayet-i kerime ile ne buyuruyor: “Le-in şekertüm leezidenneküm.” (Yüceliğim hakkı için şükrederseniz elbette size -nimetimi- arttırırım.)

Şanı Yüce Allah böyle buyurarak şükrün önemini bir kez daha bizlere hatırlatıyor. Günlük hayatımızda da güzellik ve iyiliklere odaklanmak varken hep bardağın boş tarafına odaklanıp şükretmek yerine şikâyeti dilimize tespih ediyoruz. Sonuç olarak mutsuz ve elindeki ile yetinmeyen bir toplum olduk. İnsanoğlunun, elinde bulunan imkânları değil de komşu, arkadaş ve akraba ile kıyaslama yoluna gittiği için mutsuzluğu daha da arttı.

Geçmişten bahsederken, on yıl önce söylenen bir söz veya yapılan bir davranışı tekrar tekrar anlatıp zihninizin bu olayı unutmasına fırsat vermeyerek şu yaşadığımız, içinde bulunduğumuz ânın güzelliklerini kaçırıyor, hayatı kendimize zehrediyoruz. Geçmişi unutacak mıyız? Tabiî ki hayır! Geçmiş, yaşanmışlıklardan ders çıkarmak için vardır. Geçmişi unutmayacağız fakat geçmişte de yaşamayacağız.

Yaşadığımız anda bize mutluluk veren, bize iyi gelen şeye odaklanmak yerine hep geçmişte yaşıyoruz. Veya gelecek günlerde, gelecek aylarda yapmak istediklerimizin telaşına kapılıp şu anın güzelliklerini kaçırıyoruz.

Günlük hayatımızda karşılaştığımız problemlerin birçoğu zihnimizde sürekli dönerek bizi meşgul eder. Belki aynı konu üzerinde günlerce düşünürken kendimizi buluruz. Örneğin, trafikte yaşanan bir sorun, iş yerindeki bir olumsuz durum zihninizde sürekli olarak canlanabilir. Kendinizi günlerce yaşadığınız bu sorun hakkında tekrar ve tekrar düşünürken bulabilirsiniz.

Farkında olmadan geçmişin ağır yüklerini taşıyorsunuz. Sonuç olarak yaşanan olayın düzeltilmesi zordur; düzeltemediğimiz gibi, yaşanan zihin yorgunluğu, stres, dikkat dağınıklığı ve mevcut işlere odaklanamamak gibi birçok olumsuz yönleri de var. Araştırmalar, insanların geçmişte yaşamış oldukları olumsuz olayları olumlu olaylara oranla daha çok hatırladıklarını ortaya koyuyor. Örneğin, insanlar genellikle başarısızlıklarından daha çok bahsediyorlar. Hâlbuki iyilik ve güzelliklerden bahsetmek, iyilik ve güzellikleri artırdığı gibi insanoğlunu pozitif yönde etkiler. Kişinin kendine güven duygusunu artırır. Bazen bir çiçek kokusu veya şahit olduğumuz bir olay bizi alıp yıllar öncesine götürür. Hatırladığımız olay bizi mutlu da edebilir, hüzünlendire de bilir. Sonra geleceğe yolculuk başlar, gelecek hakkında endişelenir veya plân yapmaya başlarız.

İnsanoğlu geçmiş ve gelecek arasında gidip gelirken mutluluk, hüzün, özlem ve kızgınlık gibi birçok duyguyu yaşayabilir. Geçmiş ve gelecek arasında hep yolculuk yaptığı için en değerli hazine olan ânı kaçırdığının farkında bile değildir.

Ânı yaşamanın yolu ise sizi mutlu edecek, size iyi gelecek şeyler ile ilgilenip dikkatinizi sadece ona vermektir. Bir bebeğin gülümsemesi olabilir bu. Veya mutfağa girip sevdiğiz insanlara bir şeyler hazırlamak, kitap okumak, deniz kenarında oturup ayaklarınızı kuma gömerek kulaklarınızda dalga sesi, burnunuzda denizin tuzlu kokusu, gözlerinizde dingin bir mavilik ve hafiften esen bir rüzgâr… Beş duyumuz ile bu güzelliklerin keyfine varabiliyorsak, ânı yaşıyoruz demektir.

Kısaca, o an için herhangi bir şey düşünmemeli ve sadece o âna odaklanmalıyız. Belki bunu her zaman yapamayız ama yapabildiğimiz kadar... Hayatın güzelliklerini kaçırmayın derim. Hiçbir şey bugünden değerli değildir. Dünü tekrar yaşayamazsınız. Yarına ise ulaşamazsınız. Yaşanan her vakit önemlidir. Gün içinde ise ânı yaşamak daha değerlidir.

Geçmişte yaşanan olayları düşünmek suçluluk, gelecekte yaşanacakları düşünmekse endişe duygusunu artırır. Geçmiş, adı üstünde “geçmiş”; gelecekse henüz gelmedi. Yaşanan tek an ise, nefes aldığımız şu andır. Anın kıymetini bilelim!

Sağlıklı, mutlu, huzurlu günler dilerim.