Z kuşağı ve ebeveynleri

Z kuşağı ebeveynleri, sanal dünyaya hâkim olmadıkları ve klasik iletişim yöntemlerinin daha sağlıklı olduklarını düşündüklerinden, Z kuşağı mensubu çocuklarının sanal dünyayla çok sıkı bağlar kurmasından dolayı endişeleniyorlar. Ama küçük bazı detayların hayata eklemlenmesi ile bu endişeler rahatlıkla izale edilebilir.

GÜNÜMÜZ gençliğinin çok büyük bir kısmını oluşturan Z kuşağı, sosyal medya ve internet teknolojileri sayesinde hayata daha çabuk katılabiliyor, yaşama daha fazla müdâhil olabiliyor ve çok hızlı olarak etkileşime girebiliyorlar. Bu da onları ilgi odağı hâline getiriyor.

Bilgiye ulaşabildikleri kanalların çokluğu ve bilgiyi süzebilme becerileri nedeniyle bir otoriteden çıkan bilgiye şüpheyle bakabiliyorlar. Ama aynı zamanda sosyal medyayı sık kullanmalarından dolayı da manipülasyonlara çok açıklar.

Arzu ve isteklerini çok önemsediğinden, toplumsallık duygusu zayıf olan Z kuşağı, toplumsal kabullere de sıcak bakmıyor. Fakat siyasal ve sosyal meselelere çok fazla duyarlı.

Z kuşağı, ideoloji ve derin inançlara eklemlenmiyor. Bu da Z kuşağını oluşturan gençlerin güçlü paradigmalar oluşturmasını önlüyor. Telefonu kutsayacak derecede önemseyen Z kuşağı, hayatından kesitleri sosyal medyada fazlasıyla paylaşıyor. Bu da mahremiyet olgusuna sığlıkla bakmasına neden oluyor.

Kesin ve keskin kabulleri olmayan Z kuşağı mensupları, bu özelliklerinden dolayı kanaatlerinde sürekliliği sağlayamıyorlar. Daha doğrusu, kanaatleri çabucak değişebiliyor. Kimilerince istikrarsızlık olarak nitelendirilen bu durum nedeniyle Z kuşağını ikna etmek, ikna ettikten sonra da bunun devamlılığını sağlamak zor. Bu durum, ilgiyi sürekli Z kuşağı üzerine yöneltiyor.

Z kuşağına gösterilen ilgi ise onu daha fazla görünür kılıyor.

Teknolojik imkânlara daha çocuk yaşta kavuşan Z kuşağı, teknolojinin verdiği bu imkânlar sayesinde çok çabuk ve çok yönlü olarak etkileşime girebiliyor. Bu özelliklerinden dolayı küresel kültüre çok çabuk entegre olan Z kuşağı, etkileşimlerini internet ortamında gerçekleştirdiği yani zaman ve mekân kavramlarından soyutlandığı için kısa ve anlık olarak gerçekleşiyor. Bu da Z kuşağının derin ve bağlayıcı ilişkiler geliştirmesini engelliyor. 

Z kuşağı ebeveynleri, sanal dünyaya hâkim olmadıkları ve klasik iletişim yöntemlerinin daha sağlıklı olduklarını düşündüklerinden, Z kuşağı mensubu çocuklarının sanal dünyayla çok sıkı bağlar kurmasından dolayı endişeleniyorlar. Ama küçük bazı detayların hayata eklemlenmesi ile bu endişeler rahatlıkla izale edilebilir.

Örneğin, Z kuşağı mensubu evlâdınız varsa onlara küçük yaşlarından itibaren akranlarıyla temas kurabilecekleri, oyun oynayabilecekleri ortamlar oluşturarak daha derin ilişkiler kurmalarını ve bu ilişki sayesinde onların çoğu duyguyu daha derin öğrenmelerini sağlayabilirsiniz.

Ya da daha küçük yaştan itibaren derslerinde başarılı olmaları için gösterdiğiniz ilgi ve oluşturduğunuz olanakları değerler eğitimi için de gösterebilir ve evlâdınızın iyi bir değerler eğitimi alarak ileride bocalamasının önüne geçebilirsiniz.