“EY genç adam, dâvâ
sana emanet!/ Yükselsin milletim, yaşasın devlet!/ Bu umut, bu ışık sendedir
elbet;/ Yürü, yürü, yürü kaldığın yerden!/ Bayrağı eline aldığın yerden…
Doğrulara yardımcıdır Yaradan./ Bu kervan yoruldu sanmasın nadan./ Atılan adımı
geri almadan/ Yürü, yürü, yürü kaldığın yerden!/ Bayrağı eline aldığın yerden…
Ecdadımın
yiğit edası ile/ Küffarı ürküten nidası ile/ ‘Ya Allah! Bismillah!’ sedası ile/
Yürü, yürü, yürü kaldığın yerden!/ Bayrağı eline aldığın yerden…
Aşk ile gidende çile çok olur,/ İman şahlanırsa
küfür yok olur;/ Alnın açık olur, yüzün ak olur./ Yürü, yürü, yürü kaldığın
yerden!/ Bayrağı eline aldığın yerden…”
Çocukluğumda
çokça dinlediğim Abdullah Işılak’a ait bu şiirin ezgisi de bir başka güzeldir.
Bu ay kapağımıza taşıdığımız “Yürü Türkiye!” hitabı, bende bu çocukluk anısını
hatırlattığı gibi, genç Türkiye’nin insanlık dâvâsı emanetini yüklenişini ve de
son ve biricik varlık ümidinin genç Türkiye’ye bağlanışını da gösterdi. Zira
tam bağımsız devlet ve tek vatan umdesinin yanında önce Mîsak-ı Millî’sine
sarılan ve evrensel bir çığlıkla cümle mazlumların hasreti olan bir Türkiye ile
karşı karşıyayız.
Uluslararası
kurul ve toplantılarda ne söyleyeceği merakla beklenen bir lidere sahip olan,
Akıncı’sıyla zalimleri titreten, TEKNOFEST’iyle akıllarda hayretler uyandıran
genç Türkiye, karşısına dövizle, faizle, patates soğan fiyatıyla çıkıldıkça,
“Doğrulara yardımcıdır Yaradan” deyip “attığı hiçbir adımı geri almayan” bir
stratejiyle yürüyor. Artık bu ülkenin dünyanın gündemiyle ilgilenirken, dünya
da bu ülkenin gündemi ile ilgileniyor.
15
Temmuz’da işgalcilere geçit vermeyen milletin mayasını tanımayanlar, bugünleri
tüm dünya darboğaz içinde geçirdiği hâlde her şey sadece Türkiye’de olup
bitiyormuş gibi gösterme çabasındalarken, “Aşk ile gidende çile çok olur” deyip
sabır taşına özeneceğimizi bilemezler.
Buna
rağmen Türkiye, bir muhalefet sorunu yaşıyor. Şöyle düşünebiliriz bu anlamda: Düşmanlarınız,
vermiş olduğunuz mücadelede etrafınızda bulundurduğunuz korkaklar kadar zarar
veremezler size. Zira düşman size ulaşmak için gedik açmaya çalışırken, yanınızdaki
korkaklarsa düşmanınıza sizin gediklerinizi gösterirler. Hattâ kimi gedikler,
sizinle birlikte aynı yerde bulunan o korkaklardır zaten. Yahut kimi gedikler,
bizzat o yanınızda bulunan korkaklar tarafından açılmışlardır.
Bütün
dünya zalimlerine karşı Türkiye, bir iman şahlanışı ile küfrü yok etmeye
yeminlidir. Gedikleri elbette vardır, var olacaktır. Ancak Türkiye Cumhuriyeti
Devleti’nin gedikleri, merhamet noktalarından oluşmaktadır. Tıpkı kötü adamın,
esas oğlanı sevdikleriyle tehdit etmesi gibi, Türkiye, insanlık ile tehdit
edilmektedir. Fakat artık hiçbir blöfe gelmeyen, reste rest çekebilen bir
Türkiye var. Biz “Yürü!” desek ne çıkar, 15 Temmuz’da Yaradan’ın “Yürü!” dediği
bir Türkiye var.
Bu
ay, genç Türkiye’ye olan hasreti dillendirmek üzere aldık kalemleri ellerimize,
geçtik klavyelerin başına. Düşmanın gediklerini yazmakla kalmadık, “İşte buradalar!”
der gibi parmaklarımızla işaretledik. İçeride sivil itaatsizlik çağrısı yapıp
kurum kurum ve fert fert fişleme yapanları da kaydettik, dışarıda gizli
ajandalarla ayak bağları üretmeye çalışanları da. Ve kaydımız, ömrümüz vefa
ettiğince devam edecek inşallah.
Allah,
Devletimizi bütün zevallerden esirgesin, milletimize gönül ferahlığı ve zihin
açıklığı lütfetsin! Dâhilî ve haricî bütün bedhahların şer düşünce ve
fiillerinden muhafaza eylesin ülkemizi, Türkiye’mizi!
Keyifli okumalar…