
BİR cami düşünün; bahçesi misk koksun, rengârenk
çiçeklerle dolu olsun… Bir cami düşünün; güzelim bahçesinde kedi evi ve eski,
kullanılmayan tabutlar kuş yuvalarına dönüştürülmüş olsun, hayvanlar aç susuz
kalmasın…
Bir cami düşünün; içerisinde çocuklar için satranç,
akvaryum, oyun evi ve oyuncaklar olsun da çocuklar camiye gelmek için can atsın,
camide hiç sıkılmasın...
Bir cami düşünün; gençler için masa tenisi, sohbetler
için Şark köşesi olsun da muhabbetleri azalmasın… Bir cami düşünün; içerisinde
çay, su, kahve, meyve suyu ikram olsun da kimsenin ağzı kurumasın…
Bir cami düşünün; acil durumlarda ecza dolabı olsun,
içerisinde enva-i çeşit ilâç ve ölçüm araçları olsun da anlık rahatsızlıklara
yardımcı olunsun…
Ve bir cami düşünün; herkesin yolu o camiden geçsin!
Evet, böyle bir cami var!
Anadolu’da, yaklaşık 7 bin 500 yıllık bir tarihe sahip
olan Tokat… Hazreti Mevlâna’nın “Gitmek gerek” dediği kadim şehir Tokat... İçerisinde
hanları, taş köprüleri, konakları, kalesi, Mevlevihanesi, medreseleri, müzesi
olan şehir Tokat… Doğal güzellikleri, el sanatları, yemek kültürüyle Tokat… İşte
bu güzelim şehirdeki caminin adıdır “Taşlıçiftlik Fatih Camiî”!
Taşlıçiftlik Fatih Camiî, Tokat-Turhal karayolu
üzerindedir. Hayırseverlerin yardımıyla 1994 yılında yapılmış. 165 metrekare iç alanı ve 560 metrekare toplam alanı ile hizmet
vermektedir. Velhâsıl, bu camiye çocuklar da gelir, gençler de. Bu camiye
kediler de gelir, kuşlar da. Bu camiye aç olan da gelir, tok olan da. Bu camiye
hasta da gelir, yolcu da.
Tüm güzelliklere vesile olan bu güzel caminin bir de
hocası var elbette. Şimdi bir de hoca düşünün ki, ömrünü görevine vakfetmiş
olsun; tek derdi dine ve camilere karşı olan önyargıları kaldırabilmek, gayesi
çocukları ve gençleri kazanabilmek olsun… Ve bir hoca düşünün ki, onun
camisinde birlik, beraberlik, hoşgörü, saygı ve sevgi olsun… İşte o hocadır Mustafa
Hoca!
Peki, kimdir Mustafa Çakırtaş Hoca? 1982, Tokat Reşadiye doğumludur. Ancak
aslen Başçiftliklidir kendisi. Muhterem babasının memuriyeti hasebiyle 1990 yılında
Konya’ya göç etmişlerdir. Dört kardeşlerdir. İlköğretim birinci sınıfı Konya Meram Ali Taşolul İlkokulunda, diğer
sınıfları ise Konya Sare Özkaşıkçı İlkokulunda tamamlamıştır. 1994 yılında,
Konya Havzan Nuraniye Kur’ân Kursunda bir yıl Kur’ân-ı Kerim ve dinî bilgiler
dersi almıştır. 1995 yılında Konya Selçuklu İmam-Hatip Lisesinde ortaöğrenim ve
liseyi tamamlayarak 2001 yılında liseden mezun olmuştur. Kendisi 28 Şubat
mağdurlarından olduğu için maalesef arzu ettiği üniversiteyi kazanamamıştır. Bu
süreçte yaklaşık üç yıl boyunca çeşitli zincir marketlerde çalışarak özel
güvenlik ve bilgisayar kurslarına giderek hak ettiği sertifikaları elde
etmiştir. 2006 yılında benim de yakından tanıma fırsatı bulduğum Dürdane Hanım
ile dünya evine girmiştir.
Mustafa Hoca, 2007 yılında Şırnak’ın İdil ilçesine bağlı Yazman köyünde imam-hatip olarak ilk görevine başlamıştır. 2009-2015 yılları arasında ise naklen tayinle Tokat’ın Zile ilçesine bağlı Salur köyünde görevine devam etmiştir. Burada görev yaptığı sırada “The İmam” olarak anılmaya başlamış. Her zaman yenilikçi ve mücadeleci ruhuyla halkın, özellikle de çocukların, kısaca cemaatin camiye daha çok katılması için sürekli projeler üretmiş. Öncelikle güler yüzlü olması, sonrasında teknolojiyi iyi kullanıp gençlerle uyum sağlaması, yeri geldiğinde çocuklarla çocuk olup onlarla çeşitli oyunlar oynaması kısa sürede tüm cemaatin gönlünü kazanmasını sağlamıştır.
Salur Köyü Camiî ve
müştemilatının fizikî şartlarını halkın desteği ile elden geçirerek yenileyip
çok daha güzel ve kullanışlı duruma getirmiştir. Camide kullanılmayan alanları
dinî sohbetlerin yapılıp çay içildiği bir Şark köşesine çevirmesi de cemaat
tarafından çok güzel karşılanmıştır. Çocuklar ve
yetişkinler için de masa tenisi ve satranç köşesi oluşturması takdir edilmiştir.
Mustafa Hoca, en önemli amaçlarından birinin çocukları
camiye ısındıran bir imam olmayı arzu etmek olduğunu söylüyor. Ayrıca yine köyde
kullanılmayan eski tabutları da değerlendirerek kuşların özellikle kış
aylarında soğuktan korunmaları için birer kuş yuvasına dönüştürülmesiyle buralarda
barınmalarını sağlamaya çalışıyor. Elbette tabutun sadece cenazelerde
kullanılmasına alışkın olan halk, modern birer kuş yuvasına dönmüş hâllerine
oldukça şaşırmış.
Mustafa Hoca bu kadar projen ve faaliyetin arasında Anadolu
Üniversitesi İlâhiyat Fakültesinde ön lisans eğitimini tamamlamış ve 2021
yılının Temmuz ayında Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi İlâhiyat Fakültesinden
mezun olmuştur. 2015-2021 yılları arasında Tokat Çamaltı köyünde görev yapsa da
daha sonra naklen atamayla şu an görev yaptığı Taşlıçiftlik Fatih Camiî’nde
görev yapmaktadır.
Mustafa Hoca burada da elbette boş durmaz ve yine
harika bir proje ile halkın karşısına çıkar: “Yolumuz Camiden Geçer Projesi”…
Mustafa Hoca tarafından hazırlanan bu proje, Diyanet
İşleri Başkanlığı’na sunulmuş ve kabul almıştır. Hocanın amacı, caminin
konumundan mütevellit, yolcuların dinlenme imkânı bulmalarına, çiçeklerle dolu
güzelim cami bahçesinde kamelyalarda çay içip dinlenmelerine ve hatta çocuklar
için yine bu cami içerisinde hazırlanan oyun alanında oyun oynamalarına,
akvaryumla eğlenmelerine imkân sağlamak.
Gelen misafirlerin huzurla camiden ayrılmaları, varsa
camilere yönelik önyargılarının kırılması ise Mustafa Hoca’nın en büyük gayesi.
Bu uğurda elinden geleni yapıyor. Camiye gelenlere çay, kahve, meşrubat ikram
ediliyor.
Mustafa Hoca kuşlar dışındaki diğer hayvanları da
unutmamış. Onlar için yaptığı yuvalardan sonra bir de kedi evi yapmıştır cami
bahçesine. Çünkü oraya gelen hiçbir hayvan korkmamalı, üşümemeli ve aç kalmamalıdır.
Sözün özü, yolu Taşlıçiftlik’teki Fatih Camiî’ne düşen
herkes, buradan mutlu ayrılıyor. Çocuk, genç, yaşlı, bitki veya hayvan...
Yolumuz camiye düşsün! Yolumuz, Mustafa Hoca gibi hocalara denk gelsin!