Yine ve yeniden

Bugün, yeni bir bahar mevsimine cemre taşıyan havayla “Vira Bismillah!” diyerek yine ve yeniden başlıyoruz yazmaya… Kalemim yazmayı özlemişti, tıpkı siz vefalı dostları özlediğim gibi…

BAMBAŞKA bir çağa tanıklık ediyoruz; kâh darbelere, siyâsî ve ekonomik krizlere, kâh felâketlere, savaşlara ve salgınlara… Çağın tanıklığı elbette bunlarla sınırlı değil; dünyayı silikon vadisine çeviren dünyalının sosyal alandaki hâkimiyet arzusundan ve kaybetme korkusundan doğan davranış bozukluklarına daha birçok şey…

Büyüklerimiz, kendi akranlarımız ve bizden küçüklerle birlikte yaşadığımız bu kaotik ortamda en çok ihtiyaç duyduğumuz şeyin sağlıklı bir nefes olduğunu anlamak ise uzun sürmedi.

Kendi kabuğuna çekilenlerin aşina olduğu yaşam biçimindeki değişkenlik, beraberinde özlemi de getirdi.

“Peki, neydi bu özlenmişlik?” derseniz, hiç şüphesiz, “dostluk”…

İyi günde, kötü günde hep yanı başında görmeye alıştığın bir dağ yamacı... Sıkıldığında, uzaktan da olsa sesini duyma çabası… Yûsuf’un atıldığı kuyulardan çıkma uğraşında, taş duvarlarda o munis sesin yankılanma isteği... Kardeşlik ve tesânüdün olgunlaştığı mümbit atmosfer talebi…

Tüm bunlar olup biterken, dünden bugüne, nefsini kendine yük edenlerle nefsini sırtından çıkarıp ayaklar altına serenlerin amansız mücadelesi… Galip gelmenin dayanılmaz câzibesi, mağlûp olmanın verdiği/vereceği istemsiz tepkimeler…

Olmasını arzu etmediğiniz incinmeler, kırılmalar ve buna bağlı ayrılıkların yaşanması, bahse konu özlemin artmasına sebebiyet vermesi karşısında dostun çıkış kapısını aralaması, ötekisinin de bu kapıyı sürgülemek yerine, ardına kadar açık tutma gayreti…

Müslümanca bir duruş, insanca davranış

Yûnus’un “Koma bugünü yarına” dizelerinden esinlenerek, dünyaya, daha doğrusu nefse ait duyguları öteye bırakmadan hesabı burada görme erdemi…

Özür dilemenin, affetmenin hazzını alma... Kapı eşiğinde vefayla duranın yine ve yeniden içeriye duhul edilmesini sağlayan “Gel!” daveti…

Üç günlük ömre sahip dünyaya üç günlük ayrılık fazla gelir. Bu itibarla, dostların birbirine kavuşması kaçınılmaz olur ve gönülleri titreten bir vuslata dönüşür.

Bugün, yeni bir bahar mevsimine cemre taşıyan havayla “Vira Bismillah!” diyerek yine ve yeniden başlıyoruz yazmaya…

Kalemim yazmayı özlemişti, tıpkı siz vefalı dostları özlediğim gibi…