Yezit geberdi, maymunları kaldı

Etki ve algılar üzerinden beslenen bir sürü maymun var yani. Ve o maymunlar ne yaparlarsa yapsınlar, bir defa insan olmasalar dahi, kendilerine ihtiram gösterildiğini görüyorlar. E kendisine hürmet edildiğini gören maymun, sadece muz yemekle doyar mı? Dilimizdeki “maymun iştahlı” ifadesi boşuna mı kullanılıyor? Maymun, neden bitip tükenmez iştahıyla anılıyor dil tecrübemizde?

ŞÂH-ı Şüheda Hazreti İmam Hüseyin ile kundaktaki ve otağındaki evladının ve de yârenlerinin katili, azgın ayyaş, sözde seferin sözde kumandanı, melun Yezit, maymunlarla oynamayı severdi.

Maymunlara kendi kıyafetlerini giydirir, atına ve tahtına oturtur, güya halkı idare ettirirdi. Bundan maksadı, halka, kendilerini bir maymunun dahi idare edebileceğini, onun maymununun kendilerinden daha kudretli olduğunu göstererek halkıyla zihnen dalga geçmekti.

O Yezit geberdi gitti. Ardından gelen oğlu İkinci Muaviye, onun açtığı yaraları tamir etmek için çok çalışsa da beceremedi. Ömer Bin Abdülaziz ise o Emevî anlayışının biricik istisnası olarak kendi inkılabını yapmıştı. Tabiî o da dünyasını değiştirince her şey tepetaklak oldu.

Böylece bir devlet, bu zulüm üzerine şekillenip yürüdü. O devirden bu yana Müslümanların çoğunlukla yaşadıkları ülkelerde nice Yezitlere ve nice İkinci Muaviyelere şahit olundu. Tabiî kimi dönemlerin Ömer Bin Abdülazizleri de var oldu.

Türkiye’nin son Yezit dönemi, 28 Şubat ile anılabilir. Bu yazıda anlatmaya çalıştığım, kimin bu devirde Yezit melunu, kimin İkinci Muaviye olduğu veya kimin Ömer olduğu hususu olmayacak. Bu yazıda Yezit’in maymunlarına odaklanacağım…

Yezit, zulmü üzerinden halkla dalga geçip maymunu için biat istiyordu. Bu durumu şöyle yorumlamak mümkün: Yaşadığımız devirde yani günümüzde de etki ve algı sahipleri, toplumlara bir isim, bir eşya, bir zihniyet ya da bir hayvan göstererek toplumların o ismi, o eşyayı, o zihniyeti ve o hayvanı mutlak şekilde kabul etmelerini, hatta tapmalarını istiyorlar. Önlerine sunulan etki ve algı üzerine bu toplumların kimi kesimleri gerekli kabulü gösteriyor, hatta tapınma aşamasına geçiyorlar.

Etki ve algılar üzerinden beslenen bir sürü maymun var yani. Ve o maymunlar ne yaparlarsa yapsınlar, bir defa insan olmasalar dahi, kendilerine ihtiram gösterildiğini görüyorlar. E kendisine hürmet edildiğini gören maymun, sadece muz yemekle doyar mı? Dilimizdeki “maymun iştahlı” ifadesi boşuna mı kullanılıyor? Maymun, neden bitip tükenmez iştahıyla anılıyor dil tecrübemizde?

2 Haziran 2022 tarihli “Türkiye İçin Sorun Üretmek” başlıklı yazımızı buraya tekrar aktaracak değilim. (https://haberajandanet.com/Article/turkiye-icin-sorun-uretmek/4RBzGKUJkabcjeUJEhrn)

Ama ne yapalım, ortada bir sürü maymun var.

Bu maymunları sahnelerimizden, tahtlarımızdan, evlerimizin en güzel köşelerinden kaldırıp doğal alanlarına fırlatıp atmadıkça, bunlar muzla yetinmemeye devam edecekler.  

Yezit’i öldürmüşsünüz, zihniyetini kaldıramadıysanız yazık size!

Yezit’i öldürmüşsünüz, zihniyetini kaldıramayıp bir de maymunlarını beslemeye devam ediyorsanız, daha büyük yazık size!