Yerli teknoloji, yerli üretim, yerli sanayi ve yerli tarım

Türkiye, Başkan Erdoğan’ın dediği gibi, bu krizden en az zararla ve belki de çok kazançlı şekilde çıkmayı başarabilir. Bunun için yeterli potansiyelimizin ve gücümüzün olduğunu gördük, çok şükür. Gerek 2023 hedeflerimiz, gerekse varlığımızı devam ettirmemiz için her alanda yerli ve millî üretim, yerli ve millî teknoloji, yerli ve millî akıl şart!

YERLİ sanayinin, yerli üretimin, yerli teknolojinin, velhâsılı hemen her alanda millîleşmenin önemini en iyi anlayan birkaç ülkeden biriyiz. Yaşadığımız coğrafya bize bunu acı tecrübeler yaşatarak öğretti. Bunun için ağır bedeller ödedik. Ama öğrendik.

Başkan Erdoğan’ın sıkça söylediği gibi, kendi göbeğimizi kendimiz kesmeye başladık. Bağımsız bir ülke olmak istiyorsak buna mecburuz.

Özellikle son birkaç yıldır savunma sanayii olmak üzere bu konuda büyük tecrübelerimiz oldu. Hem yurtiçi, hem de yurtdışı operasyonlarda güvenlik güçlerimiz yerlileşme sayesinde büyük başarılar elde etti. Bu önemli avantaj hem sahada, hem de masada elimizi güçlendirdi.

Bu anlayışa sadece savunma sanayiinde değil, her alanda ihtiyacımız var. Şimdi salgınla birlikte sağlık sektöründe de yerli üretimin önemini tecrübe ediyoruz.

Üretim ve teknoloji konusunda çok gelişmiş dediğimiz ülkelerin, başta ABD, Almanya, Fransa, İngiltere olmak üzere salgında düştükleri durum ortada. Bütün o gelişmiş sandığımız ülkelerin sağlık sistemleri kısa sürede felç oldu. Hastaneleri tamamen doldu. Hastaneler salgının yayılma hızına yetişemeyince kapalı spor salonları, otoparklar, alışveriş merkezleri gibi yerler geçici tedavi merkezleri olarak kullanım vermeye başladı.

Ve bu süreçte tüm dünya, “medenî” dediğimiz o Batı ülkelerinin utanç verici biçimde başka ülkelerin maske ve solunum cihazı sevkiyatlarını âdeta yağmaladıklarına, resmî olarak haydutluk yaptıklarına şâhitlik ediyor.

Türkiye’de AK Parti iktidarı ile başlayan sağlık sistemi yatırımlarının hem insanî, hem de stratejik değeri şimdi daha iyi anlaşılmış oldu! Sağlık altyapımızın güçlü olması kadar yerli üretim teknolojilerimizin geldiği seviye de gurur verdi. Türkiye çok az ülkenin başardığı yerli solunum cihazını kendi imkânlarıyla, üstelik çok kısa sürede üretmeyi başardı. Bu başarı, arkasında yıllar süren ar-ge, teknolojik akıl, tecrübe ve son yıllarda kazandığımız özgüven sayesinde gerçekleşti. Kriz anlarında kısa sürelerde neler başarabileceğimizi gördük. Elhamdülillah.

***

Devletimiz cerrahi maskelerin dünyada kara borsa olduğu, gelişmiş ülkelerin sağlık çalışanlarının ihtiyaçlarına bile yetişemediği böyle bir dönemde her vatandaşına ücretsiz maske dağıtma kararı aldı. Üstelik bu dağıtım, vatandaş evinden çıkmadan, kapısında gerçekleşecek. İnanılmaz bir hizmet!

Tüm dünya bu hizmetleri hayretle, hayranlıkla ve kıskançlıkla seyrediyor. Ayrıca maske satışları yasaklandı. Böylelikle maske üretimindeki büyük rant ve mağduriyet giderilmiş olacak.

Dünya bu krizi ne zaman atlatır bilemeyiz. Ayrıca yeni salgınlara karşı sürekli hazırlıklı olmamız gerekli. Dünyada hiçbir devlet şu an büyük bir salgınla mücadele etme kapasitesine sahip değil. Dünya ekonomisi ciddî ve büyük bir resesyona girecek. Yıllar boyunca bu bedel ödenecek!

Türkiye, Başkan Erdoğan’ın dediği gibi, bu krizden en az zararla ve belki de çok kazançlı şekilde çıkmayı başarabilir. Bunun için yeterli potansiyelimizin ve gücümüzün olduğunu gördük, çok şükür. Gerek 2023 hedeflerimiz, gerekse varlığımızı devam ettirmemiz için her alanda yerli ve millî üretim, yerli ve millî teknoloji, yerli ve millî akıl şart!

Sanayi, teknoloji ve üretim… Ekonomik manipülasyonlarla beraber son iki yıldır sanayi sektörü başta olmak üzere dışa bağımlılığın faturasını ağır şekilde ödedik, ödemeye devam ediyoruz. Savunma sanayiinde yerli ve millî teknolojinin kullanılması için ilk adımlar uzun yıllar önce atılmıştı. Seneler sonra bu adımların meyvesi alınmaya başlandı.

Sağlık sistemimiz için yine yıllardır ciddî şekilde yatırım yapıyoruz. Bu yatırımların da stratejik değeri şimdi daha iyi anlaşılıyor.

***

Bir diğer önemli konu, tarım… Gıda üretimi, tarım işleme teknolojileri de çok önemli! Kendi kendimize yetme potansiyelimiz var. Tarım alanlarımız yeterli. Ancak tarım alanlarını verimli işleyemiyoruz. En kısa sürede bu konularda da ciddî çalışmaların yapılması gerekli.

Tarımın geleceği, Hassas Tarım uygulamaları ve Tarım 4.0 politikasında. Bu konuda gerekli çalışmalar yapılarak verimli tarım uygulamaları ile tarımda verimliğimizi arttırabiliriz.

Tarım alanları verimli işlenmiyor. Doğru ve verimli ekim, ilâçlama ve hasat yöntemleri kullanamıyoruz. Politikamız yeterli değil. Tarım konusunda ciddî şekilde çalışmamız gerekiyor. Kaldı ki tarım, ileriki yıllarda çok daha önem kazanacak.

Salgınla sınanan dünya, yakın bir gelecekte kıtlıkla, gıda sıkıntısı ile sınanabilir. Şimdiden önlemimizi almak zorundayız!