Yeni güvenlik konseptimiz dosta güven, düşmana korku veriyor

Türk Silahlı Kuvvetleri Libya’dadır, Doğu Akdeniz’dedir, Ege’dedir. İHA/SİHA sistemlerinin başarısı, ULAQ SİDA’larla denizlerde de düşmana korku salmaktadır. Millî savunma stratejisinin çarkları hızla dönmektedir ve yeni dünya düzeninin inşâsında bu millî duruş Türkiye’ye her açıdan kazandıracaktır. Millî istihbarat ve sistemlerle aktif savunma anlayışı ile mücadele kararlılığımızın gücü ve devamlılığı, yeni dünya düzeni kurulurken Türkiye’nin en güçlü silahı olacaktır.

TÜRKİYE, vatan topraklarını tehdit eden terörist saldırılara karşı 2016 yılı sonu itibariyle yeni güvenlik konseptini uygulamaya koydu. O yıllarda Türkiye’nin nasıl bir tehdit altında olduğunu bizatihi yaşadık. Suriye kuzeyinden topraklarımıza düşen katyuşalar, terörist sızmalarla büyükşehirlerimizin güvensizleştirilmeye çalışıldığı bombalı terörist eylemler, hayatını kaybeden sivil şehitlerimiz ve teröre karşı mücadele ederken şehit düşen polis ve askerlerimiz… Tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum.

İşte tam da bu süreçte devreye konuldu yeni güvenlik konsepti! Yeni konsept ile Suriye kuzeyindeki Azez-Cerablus bölgesinde DEAŞ’a karşı yürütülen Fırat Kalkanı, PKK’nın uzantısı PYD-YPG’ye karşı yürütülen Zeytin Dalı ve Barış Pınarı, İdlib’deki aşırıcı terör gruplarına karşı Bahar Kalkanı Harekâtlarıyla Suriye kuzeyinden yönelen terörist saldırılar bertaraf edildi, 30 ilâ 40 kilometre derinlikte alınan tedbirlerle hem Türkiye sınırlarının güvenliği geriden sağlanırken, hem de savaştan kaçan Suriyeliler için kendi topraklarında emniyetli yaşam bölgeleri tesis edildi.

Yeni konsept, Irak kuzeyinde de geniş kapsamlı olarak uygulandı, uygulanmaya devam ediyor. Bekâmıza yönelik içeriden ve dışarıdan gelen her türlü tehdide karşı Türkiye, aktif savunma anlayışı geliştirerek uygulamaya koydu. Bunun temel unsurunu ise “terörü kaynağından yok etme” anlayışı oluşturuyor. Bugün Orta Doğu’da ve bölgemizdeki gelişmeler, “Türkiye’nin çözüm odaklı, aktif savunma anlayışı ile hareket etmesini” dikta ediyor. Bu anlayış da son terörist etkisiz hâle getirilinceye kadar teröre karşı kararlı mücadeleyi zorunlu kılıyor. Ve buradan geri dönüş yoktur!

Yeni güvenlik konsepti ve getirdiği teröre karşı mücadele başarısını madde madde ortaya koymak istersek, şu 6 maddeden oluştuğunu söyleyebiliriz:

1-Özel harekât birlikleriyle mücadele ederek terörü kaynağında kurutmak.

2-MİT önleyici istihbaratıyla sözde lider kadroyu etkisiz hâle getirmek.

3-Modern silahlarla, millî İHA ve SİHA sistemleriyle mücadelenin getirdiği başarı.

4-Terör örgütünün yurt dışı bağlantısı ve kaynaklarının kesilmesi.

5-Terör örgütünün gerçek yüzünün ulusal ve uluslararası kurum ve kuruluşlara her türlü iletişim enstrümanıyla gösterilmesi ve her plâtformda dile getirilmesi.

6-Terör örgütüne katılımların minimum seviyeye indirilmesi.

Askerî, siyâsî ve psikolojik anlamda eş zamanlı işleyen bütüncül konsept

Bu güvenlik konseptinin içerisinde; teröre karşı mücadele konseptiniz, savunma teknolojiniz, istihbarat stratejiniz ve de bölgede huzur ve barışın sağlanması hedefi bulunmaktadır. Sahada askerî konsept ise “Ara-bul-yok et!” anlayışına dayanmaktadır. Ancak askerî boyutun yanında siyâsî, ekonomik ve psikolojik boyutlar da eş değer önemdedir.

Siyâsî boyutta uluslararası alanda terör örgütü üzerinde baskı kurulması, başarıyı arttıran bir etken olarak karşımıza çıkmaktadır. Ekonomik boyutta terör örgütünün kaynakları kurutulmuş, bölgede refah yükseltilmiştir. Terörle anılan şehirler dönemi bitmiştir. Psikolojik boyutta ise, yürütülen ikna çalışmaları ve Diyarbakır Annelerinin haklı çığlıkları vardır. Annelerimizin bu dâvâları Diyarbakır’dan sonra Van, Hakkari, Şırnak ve Ağrı bölgelerine de yayılmıştır.

Yeni ve güçlü Türkiye’nin teröre karşı mücadele konsepti budur. Türk Silahlı Kuvvetleri, bu konseptle artık istediği yer ve zamanda terör örgütünü kaynağında yok etme kapasitesine ulaşmıştır. Bu konsept, Türkiye’yi bölgede huzur ve barış ortamının tesisi hedefine her gün biraz daha yaklaştırmaktadır. Ve en önemlisi de, bu yeni güvenlik anlayışı konsepti, dosta güven, düşmana korku vermektedir!

Bugün Irak kuzeyindeki Pençe Harekâtlarında bu konsept başarıyla uygulanmaktadır. Türk Silahlı Kuvvetleri, Pençe Operasyonlarıyla sınır hattının güvenliğini Irak kuzeyinde 30 ilâ 40 kilometre genişletmiştir. Tüm hâkim tepelerde emniyet üsleri oluşturulmuş, bölücü terör örgütü PKK’nın vadi tabanlarındaki geçiş noktaları kapatılmıştır. Bu yolla bölücü örgütün yurt içi ve yurt dışı bağlantısı tamamen kesilmiştir. Bekâmıza yönelen tehdide karşı terörü kaynağından kurutacak aktif savunma sistemi tesis edilmiştir.

Hâlen devam eden Pençe Yıldırım Kara Harekâtı’nın en önemli özelliği, Irak kuzeyinde kalan boşlukların doldurulması suretiyle bekâ hattının tamamlanacak olmasıdır. Burada önemli bir karar da Metina’daki stratejik üslenme olmuştur. Irak kuzeyindeki en stratejik üs bölgesi Metina’ya inşâ edilmektedir. Irak mâkâmlarının bilgisi dâhilinde tesis edilen Metina Üssü, Başika veya Suriye’deki üsler kadar büyük ve kapsamlı olmasa da Irak kuzeyinde Hakurk’tan Sinath-Haftanin’e kadar tesis edilen üslerden çok daha komplike ve geniş kapsamlı olarak plânlanmıştır. Bölgede Kandil’e geçiş ve kavşak noktası olarak öne çıkan Metina Üssü, stratejik konumuyla Kandil-Gara hattını kontrol edecek ve içerideki diğer üslerin lojistik ve anlık ihtiyaçlarına ânında cevap verecek bir yapılanmada olacaktır.

Irak kuzeyindeki büyük üslere nazaran Çukurca’nın hemen kuzeyinde ve Türkiye’ye yakın konumuyla öne çıkan Metina Üssü, Zap, Haftanin ve Gara başta olmak üzere Pençe Harekât Bölgesi’nin büyük bölümünü kontrol eden hâkim bir noktada bulunmaktadır. Metina Üssü ile Irak kuzeyindeki üslere daha yakın bir noktada lojistik takviye ve istihbarat sistemi kurulmuş olacaktır. Helikopterler daha emniyetli olarak inip kalkacak, takviye birliklerin ilk durağı da burası olacak, diğer üsler buradan desteklenecektir. Aktif savunma sistemi oluşturulan bu bölgedeki yapılanmayla birlikte Irak kuzeyindeki üslerin etkinliği ve güvenliği arttırılacaktır.

Sınır güvenliğini sınır ötesinden sağlamayı ve tehditleri kaynağında yok etmeyi öngören yeni güvenlik konsepti gereği Hakurk’tan başlayarak Avaşin-Basyan, Zap, Metina, Sinath-Haftanin boyunca oluşturulan bekâ hattı ile Türk Silahlı Kuvvetleri, terörist örgütleri istediği yer ve zamanda, bulunduğu yerde imha etme kapasitesine ulaşmıştır. Halen Avaşin-Basyan ve Metina’da devam eden harekâtların tamamlanmasıyla birlikte Kandil de, Mahmur da, Sincar da terörist örgüt için güvenli bir liman olmaktan çıkacaktır. Aktif savunma sistemi ile TSK için artık terörist, görüldüğü her yerde hedeftir.

Bugün Türkiye, Irak ve Suriye üzerinden doğu ve güneydoğusundan değil, batıdan ve güneyden de bekâsına yönelen tehditlere karşı mücadele vermektedir. Aktif savunma anlayışı doğrultusunda Türk Silahlı Kuvvetleri Libya’dadır, Doğu Akdeniz’dedir, Ege’dedir. İHA/SİHA sistemlerinin başarısı, ULAQ SİDA’larla (Silahlı İnsansız Deniz Aracı) denizlerde de düşmana korku salmaktadır. Millî savunma stratejisinin çarkları hızla dönmektedir ve yeni dünya düzeninin inşâsında bu millî duruş Türkiye’ye her açıdan kazandıracaktır. Millî istihbarat ve sistemlerle aktif savunma anlayışı ile mücadele kararlılığımızın gücü ve devamlılığı, yeni dünya düzeni kurulurken Türkiye’nin en güçlü silahı olacaktır.