
İNSAN hayatında her
yeni ânın hayatî bir önem taşıdığını biliyor muydunuz?
Yıl,
ay, saat, dakika, hattâ saniyeler… Her aldığımız nefes, fâni dünyadaki en büyük
piyangodan daha büyük bir fırsatı teşkil ediyor yaşamımızda. Allah’ın (cc) bu
nimetini tefekkür etmek bizim için en kârlı kazanç olacaktır.
Aldığımız
nefesten tutun, çevremizde gördüğümüz, göremediğimiz her şey Allah’ın (cc) kudretini,
yaratma sanatını, merhametini, vahdetini, kısaca İsimlerinin tecellilerini yani
Allah’ı (cc) bize tanıtıyor.
Elbette
tefekkürde bulunup Allah’ın verdiği nimetlere şükretmek ve Allah’ı zikretmek,
kulluğumuzun gereğidir. Size, “Bir gözünü bana ver, dünyayı sana vereceğim!”
deselerdi, acaba gözünüzü verir miydiniz? Bahsi geçen teklif, her insanın hiç
düşünmeden reddedeceği bir teklif değil mi? Dünyanın ne kadar değersiz olduğunu
bu örnekten dahi anlıyoruz. Peki, bizi en güzel sûrette yaratan Rabbimize (cc) kavuşmayı,
Peygamberimiz Hazreti Muhammed’e (sav) komşu olmayı istemez miyiz?
O
hâlde gelelim aldığımız her nefese… İnsan yeni bir güne uyandığında, “Of! Yine
aynı şeyler: Ye, iç, yat” düşüncesine kapılabiliyor. Aslında Allah (cc), her
gün bize yeni bir sayfa açıyor. Bizlere ilerlemek, kendimizi düzeltmek adına
açılan sayfaları güzel şeylerle doğru biçimde doldurmalıyız. Ömrümüzün sonuna
kadar açılacak olan bu sayfalar, bir gün gelecek ve açılmayacak.
Ömrümüzün
bitmesiyle kitabımız tamamlanacak ve yaptıklarımızdan sorguya çekileceğiz. İşte
yeni sayfamızın açık kaldığını anladığımız en önemli unsurlardan olan nefesimiz
ne kadar önemli, öyle mi? Kıymetini bilen insan için her nefesin yeni bir sayfa
olduğunu biraz düşününce anlamak hiç de zor değil!
“Bir
saniyeden ne olur ki?” demeyin sakın! “Allah” (cc) der, hüsn-ü zanda bulunur, tefekkür
edersiniz… Güzel hasletlerle biraz daha Allah’a (cc) yaklaşırsınız…
Geçmişte
yaptığımız hatâlarımızı gözden geçirerek yeni açılan sayfamız gibi biz de yenilenebiliriz.
İnsanız ve hatâ yapıyoruz; ancak günahlarımıza hemen tövbe edebiliriz, hatâlarımızda
ısrar etmeden onlara yüz çevirebiliriz. Aksi takdirde yerimizde sayıklarız.
Değil hayatımızdaki yeni sayfayı değerlendirmek, daha kötüye gideriz. İnsan
farkında olmasa da, iki günü asla bir olmaz. İnsanların günü ya dününden daha
kötüdür ya da daha iyidir. İki gününü aynı geçirmesi cihetiyle insanın iki günü
bir olur, ancak günlerini boş geçiriyorsa, aslında mâneviî olarak düşüşü devam
ediyordur. O yüzden sürekli ilerleme gayretinde olmak gerekir.
Hayır
işlerinde koşturmak, insanı zinde tutacaktır. Her geçen gün hedefine adım adım
yaklaştıracaktır insanı. O hâlde bir hayır işi bitirdiğimizde hemen diğerine
koyulmalıyız. Allah’ın (cc) emirlerini yerine getirmeli, nehyettiği şeylerden
kaçınmalı, rızkımızın peşinden gerektiği gibi koşmalı, ibadetlerimize dikkat
etmeliyiz. O zaman göreceğiz ki, hayatımızdaki her “yeni”, hem dünyamıza, hem
ahiretimize fayda sağlayacaktır.
Yeni yıla girdiğimiz şu ilk aylarımızda, hayatımızdaki her yeninin iki cihan saâdetimize vesile olmasını Cenabı Allah’tan (cc) niyaz ederim.