ŞU bizim ev sahibini
bastıran yavuz hırsızla caminin avlusunda Müslümanı döverken “Yetişin Müslümanlar,
beni dövüyorlar!” diye bağıran Yahudi karakterlerinin her nedense hep aynı
karaktersizler olduğunu düşünürüm.
Şâhit
olduğumuz son olaylar bu iki karaktersizin numaralarının kendi evlerinde de işe
yaradığını hayretle gösterdi. ABD bu iki karaktersiz karakteri dünyanın her
yerinde çalıştırdı ve “İşsiz kalmasınlar bari” demiş olacak ki en son Kongre Baskını’nda
kullandı. Evet, doğru anladınız, bu “Kongre Baskını”nın bir tezgâh olduğunu
iddia ediyorum.
İşte
ispatlarım!
Amerika’da
kiraladığımız arabayla, arkadaşlarla şehirlerarası yolda gidiyoruz. Arabayı
kullanan Türk arkadaşımız hız sınırını geçecek kadar gaza bastı. Uzun süre
orada yaşamış arkadaşımız, “Birazdan polisler önümüzde bitiverirler” dedi ve
söylemesinden 5 dakika geçmedi ki arabamızın önünde bir polis arabası belirerek
hız sınırını aştığımız konusunda bizi uyardı.
Benzer
bir şekilde Baltimore şehrinde limana yakın araba parkı bulamadık. Bir sokağa
park ettik ve Türk usûlü “Yarım saate geliriz” diye gittik. Tabiî biz 4 saat
sonra döndük. Arabanın camında gördüğümüz 152 dolarlık ceza kâğıdı, trafikle
ilgili yanlış veya hatâ yapmamızın âdeta noktası oldu. O günlerde siz de
oralarda olsaydınız şaşkın şaşkın, “Buralarda bir de yollarda kuzu olmaz
derler. Ya bunlar ne?” diye bakıp kuzu görme hasretinizi giderirdiniz. Zira
kuzu kuzu dolaştık oralarda…
Amerika’nın
dünyadaki tüm ülkeleri karıştırmaya muktedir CIA diye bir kuruluşu var. 10
binlerce çalışanı olan ve bütün dünyanın internet, telefon, posta ve sair ne
varsa hepsini dinleyen veya izleyen NSA (araştırmak isteyenler için uzun adı, “National
Security Agency”) diye bir istihbarat kuruluşu var. FBI diye de, insanların
enselerinde nefesini hissettikleri bir kuruluş var. Polisini, askerini falan da
saymadım…
Yıllarca
sözünü dinletemediği müesses nizama, seçimi kaybettikten ve artık başkan olamayacağı
anlaşıldıktan sonra biri, “Ben şimdi Twitter’den mesajla Kongre’yi
bastıracağım. Siz onlara bir şey yapmayın” diyecek, onlar da “Emredersin Başkan”
diye selâm çakıp bunu yapacaklar...
Georgia
eyaletinin kendi partilisi olan genel sekreterle konuşmasını bile dinleyip
servis edenler, bu konuşmaları duymayacaklar. Güldürmeyin insanı! “Sahte para
verdiği” iddia edilen George Floyd’u daha kafeden ayrılmadan gırtlağına basıp
öldüren Amerikan polisi, Amerika’nın kalbi olan parlamentosuna yapılan baskını
önleyemeyecek… Peki, tüm bu olayları parti teşkilâtıyla örgütlemiş olma ihtimâli
nedir?
Matematiksel
olarak 0’a yakındır ama gerçekte bu ihtimâl sıfırdır. Oradaki partilerin
Türkiye’deki gibi bir örgütlenme şekilleri yoktur. Onlar seçime doğru
örgütlenirler. Seçim bitince dağılırlar. Seçim geçeli 2 aydan fazla olmuş.
Yavuz
hırsız ve cami avlusundaki Yahudi tiplemeleriyle anlattığımız aktörlerin
yaptığı bir pislik de Trump’a kendini ifade etme imkânı bırakmamalarıdır. Trump’la
ilgili ortalıkta o kadar bilgi var ki hepsinin kaynağı karşısındakiler.
Bunların nasıl iş yaptıklarını, ne tür tipler olduklarını bütün dünya bilir. Facebook’un
seçim numaralarını, Twitter’in ülkelerdeki kalkışmalardaki rollerini, velhâsılı
her şeylerini biliriz. En azından bize yaptıklarından biliriz...
Trump
konuşsa ne olacak? Bir şey olmayacağını, bizim Anayasa Mahkemesi’nin tarihinde
ilk defa maaşlarını ödeyen kendi vatandaşlarına yapmadığı kıyağı yaparak, Twitter
yasağını 8 günde kaldırmasından biliriz.
Sosyal
medya! Bize zarar vermelerine rağmen hesapları kapatmadın da Trump’ınkini niye
kapatıyorsun? Sosyal mecralarının hepsinin kapatması da ibret-i âlemdir. Hâsılı,
yavuz hırsızla cami avlusundaki Yahudi rahat rahat çalsın oynasınlar…
Bu
müesses nizamın kendi başkanlarının bile gözünün yaşına bakmayacak kadar güce
ihtiyacı var. Çünkü bildikleri ve inandıkları tek felsefe diyor ki, “Güçlü yaşar,
zayıf yok olur”.
“Bana
ne Amerika’dan!” demeyip de yazdığımızı, bir sonraki paragrafa bırakalım…
Bunları
Trump’a niçin yaptıklarını açıklayalım.
Sebepler
1.
Trump’ın 4 sene sonra Joe Biden’in bugünkü yaşındayken tekrar geleceğini
biliyorlar. Cumhuriyetçilerden öte “Trumpistler” diye bir akımın ortaya
çıkmakta olduğu söyleniyor. Onu engellemek istiyorlar.
2.
Önümüzdeki 4 senede Joe Biden’in başarısız olacağı ortada. 8 sene başkan
yardımcısıyken başaramadılar da şimdi mi başaracak? Ortada plân yok, proje yok.
Bizim İBB Başkanı gibi yarın bol bol “temel atmama törenleri” yaparak sonsuz
sayıda temel atmamayı başardığını anlatacak. İşsizliğin, ekonomik sıkıntıların
ABD’deki sonuçları öyle Müslüman ülkelerdeki gibi olmaz. Şu anda bile Türkiye’nin
nüfusunun yarısı kadar homeless (evsiz) olduğunu biliyoruz. Bir taraftan
sorunları çözemeyecek, diğer taraftan halkın yarısının hile yapıldığına
inandığı bir seçim sonucuyla kalacak.
Bu
ülkeyi idare etmek, hele hele 78 yaşında, dağınık zihinle, uyuma oranı yüksek
bir başkanla ne kadar mümkün olabilir?
Şu
anda Çin’in etekleri zil çalıyordur sanırım. Bir iki sene içinde dünyanın en
büyük ekonomisi olma unvanını ABD’den alacak gibi duruyor.
İşimiz
gücümüz yok da mı ABD’yle ilgilendik?
Kısaca
söylemek gerekirse, ABD, yaptığı bu operasyonu başta Türkiye olmak üzere birçok
ülkede de aynen tezgâhlayacak gibi görünüyor. Facebook’un AB ülkeleri için
değil de özellikle Türkiye’de WhatsApp bilgilerini kullanmaya kalkışması, her
şeyi apaçık gösteriyor. İzin istemeden de kullanamaz mıydı? Elbette kullanırdı.
Ancak izinsiz kullandığının anlaşılması mümkün ve o cezaların altından
kalkamazdı.
“Siber
saldırı, siber saldırı” diye boşuna mı diyoruz?
Bir
ülkenin ekonomisi, huzuru, güvenliği, sağlık sistemleri gibi her türlü kötü
niyeti elektronik veya dijital sistemlerle yapmaya teşebbüs etmek, siber
saldırıdır! Bunlarla ilgili en büyük delilim, Joe Biden’in sözleri ve şâhidim
de bizzat kendisidir!
Muhalif unsurları nasıl birleştirip hareketlendireceğini düşünüyoruz ki? Amerika’daki gibi tezgâhlarla bu işi yapacaklar. Allah’ın izniyle onların tezgâhları, düzenleri, takım taklavatı ülkemizin alacağı tedbirlerle başlarına geçecek!