Yatırım ile tasarrufu karıştırınca ortaya çıkan ucube!

Altın ve dövizin yükselişine odaklanan tasarruf sahipleri, paralarının daha da çok artacağını zannediyorlar. Cevap vereyim: Üretime dâhil olmayan hiçbir para değerli değildir! Bugün 1 gramı 460 lirayı bulan altının, bu yazının yayınlanmasından sadece dört gün sonra 380 liraya indiğini gören bir tasarruf müptelâsı, “Altına yatırım yapıyorum” demesin! Zira paraya yatırım yapılmaz, üretime yatırım yapılır!

SALGININ ülkemizde görüldüğü günlerin başlarında, Türkiye’nin Avrupa, ABD ve Çin gibi hazır bir büyük hazîneye ve stoklara sahip olmadığı gerekçesiyle üretmeye devam etmesi gerektiğini anlatmaya çalışmıştık.

Bu anlamda Hazîne ve Mâliye Bakanlığı, yaptığı teşviklerle söz konusu üretim gerekliliğini yerinde tutmak üzere çok çalıştı. Doğrusu, yaptığı programın karşılığını tüm Türkiye gördü.

Fakat bir gerçek, bu fedakârane çalışmaları geride bıraktı: “Fahiş fiyat artışları”…

Piyasada yüzde 300’leri bulan fiyat artışları, yeniden tasarruf plânına yönlendirdi ellerinde menkul ve gayrimenkul tutanları.

Durum, paranın sirkülasyonunu engellediği gibi, yatırım düzeyindeki mekanizmaları oldukça olumsuz yönde etkiledi.

Öyle ki, 1 Ocak 2005’te gerçekleştirilen ve “Türk lirasından 6 adet sıfır atma” şeklinde başlıklandırılan operasyonu, Borsa İstanbul’da endekslerden iki adet sıfır atma şeklinde izledik.

Bu sayede hedeflenen, diğer piyasalar karşısında Borsa İstanbul’un ve dolayısıyla Türkiye’de yatırımları bulunan şirketlerin değerlerini korumak ve tasarrufa ayrılan likit varlıkları yatırıma yönlendirmekti.

Bu hedefin gelecek günlerde tutturulacağını düşünüyorum ama bunu beklerken bir bilinçlenmenin de şart olduğuna kaniyim…

Borsa hakkında daha evvel de yazdık; hattâ millî borsanın güçlendirilmesi hususuna işaret ettik.

Hattâ ve hattâ uçuk ama gerekli bir tez öne sürerek, ülke topraklarında gömülü hazînelerin çıkarılması için teşvikler çıkarılmasından söz ettik…

Yatırım, kâra da, zarara da ortak olmaktır.

Borsa, yatırımın her saniye işlediği ve asla durmadığı bir mekanizmadır.

Türkiye’de borsa yatırım hesaplarının yüzde 400 oranında arttığı açıklandı. Fakat bu artışta belli bir bilinçsizlik var.

Zira borsaya “yatırım” kavramı üzerinden değil, âdeta bir “kumar oynamak” fiili üzerinden bakış mevcût...

Faiz, sadece kâra ortak olmaktır ve faize gömülen para piyasada dönmez.

Tasarruf hesabındaki para da piyasada dönmez.

Gayrimenkul de piyasada para olarak dönmez.

Bunu artık anlamamız şart!

Ancak borsa, para sirkülasyonunu arttıran ve borsa endeksiniz ne kadar yüksekse millî paranızı da o değerde güçlendirecek bir mekanizmadır.

Sizi zarara da, kâra da ortak eder borsa; matematik ve çalışma ister. Üretime endekslidir.

Altın ve dövizin yükselişine odaklanan tasarruf sahipleri, paralarının daha da çok artacağını zannediyorlar. Cevap vereyim: Üretime dâhil olmayan hiçbir para değerli değildir!

Bugün 1 gramı 460 lirayı bulan altının, bu yazının yayınlanmasından sadece dört gün sonra 380 liraya indiğini gören bir tasarruf müptelâsı, “Altına yatırım yapıyorum” demesin!

Zira paraya yatırım yapılmaz, üretime yatırım yapılır!

Bizden söylemesi…

Türkiye, yatırımları ve üretimiyle kalkınmasını tamamlamış, büyüklüğünü ve gücünü ispat etmiş bir merkez ülke olacak. Altın ve döviz tasarrufçuları, işte bu sözden korksunlar asıl!