SALGININ ülkemizde
görüldüğü günlerin başlarında, Türkiye’nin Avrupa, ABD ve Çin gibi hazır bir
büyük hazîneye ve stoklara sahip olmadığı gerekçesiyle üretmeye devam etmesi
gerektiğini anlatmaya çalışmıştık.
Bu
anlamda Hazîne ve Mâliye Bakanlığı, yaptığı teşviklerle söz konusu üretim
gerekliliğini yerinde tutmak üzere çok çalıştı. Doğrusu, yaptığı programın
karşılığını tüm Türkiye gördü.
Fakat
bir gerçek, bu fedakârane çalışmaları geride bıraktı: “Fahiş fiyat artışları”…
Piyasada
yüzde 300’leri bulan fiyat artışları, yeniden tasarruf plânına yönlendirdi
ellerinde menkul ve gayrimenkul tutanları.
Durum,
paranın sirkülasyonunu engellediği gibi, yatırım düzeyindeki mekanizmaları
oldukça olumsuz yönde etkiledi.
Öyle
ki, 1 Ocak 2005’te gerçekleştirilen ve “Türk lirasından 6 adet sıfır atma”
şeklinde başlıklandırılan operasyonu, Borsa İstanbul’da endekslerden iki adet
sıfır atma şeklinde izledik.
Bu
sayede hedeflenen, diğer piyasalar karşısında Borsa İstanbul’un ve dolayısıyla
Türkiye’de yatırımları bulunan şirketlerin değerlerini korumak ve tasarrufa
ayrılan likit varlıkları yatırıma yönlendirmekti.
Bu
hedefin gelecek günlerde tutturulacağını düşünüyorum ama bunu beklerken bir
bilinçlenmenin de şart olduğuna kaniyim…
Borsa
hakkında daha evvel de yazdık; hattâ millî borsanın güçlendirilmesi hususuna
işaret ettik.
Hattâ
ve hattâ uçuk ama gerekli bir tez öne sürerek, ülke topraklarında gömülü
hazînelerin çıkarılması için teşvikler çıkarılmasından söz ettik…
Yatırım,
kâra da, zarara da ortak olmaktır.
Borsa,
yatırımın her saniye işlediği ve asla durmadığı bir mekanizmadır.
Türkiye’de
borsa yatırım hesaplarının yüzde 400 oranında arttığı açıklandı. Fakat bu
artışta belli bir bilinçsizlik var.
Zira
borsaya “yatırım” kavramı üzerinden değil, âdeta bir “kumar oynamak” fiili
üzerinden bakış mevcût...
Faiz,
sadece kâra ortak olmaktır ve faize gömülen para piyasada dönmez.
Tasarruf
hesabındaki para da piyasada dönmez.
Gayrimenkul
de piyasada para olarak dönmez.
Bunu
artık anlamamız şart!
Ancak
borsa, para sirkülasyonunu arttıran ve borsa endeksiniz ne kadar yüksekse millî
paranızı da o değerde güçlendirecek bir mekanizmadır.
Sizi
zarara da, kâra da ortak eder borsa; matematik ve çalışma ister. Üretime
endekslidir.
Altın
ve dövizin yükselişine odaklanan tasarruf sahipleri, paralarının daha da çok
artacağını zannediyorlar. Cevap vereyim: Üretime dâhil olmayan hiçbir para
değerli değildir!
Bugün
1 gramı 460 lirayı bulan altının, bu yazının yayınlanmasından sadece dört gün sonra
380 liraya indiğini gören bir tasarruf müptelâsı, “Altına yatırım yapıyorum” demesin!
Zira
paraya yatırım yapılmaz, üretime yatırım yapılır!
Bizden
söylemesi…
Türkiye, yatırımları ve üretimiyle kalkınmasını tamamlamış, büyüklüğünü ve gücünü ispat etmiş bir merkez ülke olacak. Altın ve döviz tasarrufçuları, işte bu sözden korksunlar asıl!