Yapay zekâ Deccâl mı?

Yapay zekâ (dijital teknoloji) ile sapık inançlarını dünyaya yaymaya çalışan bazı dalkavuk insanlar mı yoksa birer teknolojik araç olan yapay zekâ (teknoloji ürünleri) mı Deccâl inancını icra ediyor? Bizce Deccâl’ın dalkavukları… Bunu yaparken 666 sayısı üzerinden şifreleme ve kodlama yapıyorlar. Sapık inançlara sahip olanlar bilim ve teknolojiyi kendilerine perde yapıp insanları Allah (cc)’ın yolundan saptırmaya çalışıyorlar.

NEDENSE çok sayıda Mehdî var. Hem de her dinin ve dinler içindeki her grubun da kendi Mehdîleri mevcut. Ancak yine nedense hiç kimsenin de Deccâl’ı yok. Deccâl, bazen ucube bir hayvan, kimi zamanda sapık bir fikir oluyor.
Şimdilerde ise Deccâl’ın yapay zekâ olduğu yolunda ciddi fikir ve oluşumlar ortaya çıkıyor. Mehdîliğin insana bağlanırken Deccâl’ın insan haricindeki varlıklara atfedilmesi, ciddi yorum yanlışı içeren bir pencereden bakıldığını gösteriyor.
Bunun doğru bir açıklaması Mehdî, Deccâl, Süfyan, Mesîh ve yapay zekânın ne olduklarına ve ne olmadıklarına bakılarak yapılabilir. Sonra akıl, mantık, dinler tarihi sürecinde bakmak ve en nihayetinde de İslâm penceresinden olayı netleştirmek gerekir.
Kâinatın sonuna doğru ortaya çıkıp, insanları doğru yoldaki gidişlerinin yönünü değiştiren, üstün özelliklere sahip, yalancı, kötü amaçlı, kıyamet alâmetlerinden olan ve dinlerin kabul ettiği kişi/şahıs en genel anlamda “Deccâl” olarak bilinir. Deccâl’ın İslâm dünyasındaki adı ise “Süfyan”dır. 
Hayatın son devrelerinde ortaya çıkıp doğru inancı, doğru şekliyle gösterip, adaleti hâkim kılmak için çalışacak yetenekli kişi, fikir ve doğru yola (İslâm’da) Mehdî denir. Son evrede ortaya çıkacak olan Mehdî’nin Hıristiyanlık ve Yahudilikteki adı ise “Mesîh”tir.
Kelime olarak “Mesîh”, Arapça kökünden gelmekle beraber İbrânîce, Ârâmîce veya Süryânîce olduğunu ifade edenlerde var. Bu durum İbrahimî dinlerin son temsilcisinin İslâm olduğunu gösterir. Bu şartlar altında Hıristiyanlık ve Yahudilikteki “Mesîh”in İslam’daki “Mehdî”ye iltica etmesi gerekir. Ayrıca temiz ve samimi dindar Hıristiyan ve Yahudilerin İslâm’a girmeleri gerektiğini gösterdiğini özellikle burada not etmek gerekir. Mehdi, Mesîh, Süfyan ve Deccâl’ın bir kişi, bir görüş, bir yol veya yanlış bir inanç sistemi (Deccâl İnancı) olduğu rahatlıkla söylenebilir.
Kodlama veya şifreleme bilimine kriptoloji denir. Kriptoloji, harf ve sayılar üzerine kurulu algoritmalardan oluşur. Algoritmalar tane tane, adım adım ve satar satır olarak doğrudan insanlar tarafından her adımda neyin belirtildiği bilinerek yazılır. Algoritmanın içindeki her şeyi noksansız insan tarafından yazıldığını vurgulamak gerekir. Algoritmanın tamamına ise yazılım denir.
Özellikle nano ölçekli malzemeler ile canlı uyumu üzerine son yıllarda çok sayıca bilimsel çalışma yapılmıştır. Madde ile canlı uyumu özellikle insan sağlığına yardımcı olması için ilgi görmektedir.
Benzer şekilde bir cihazın ve özelde bir robotun çeşitli faaliyetleri insan başta olmak üzere canlılara benzer şekilde yapmasına yapay zekâ denir. Diğer bir ifadeyle, insanların bir elektronik sistemlerin bütününe yazılım aracılığı ile istenileni yaptırmasına da yapay zekâ denilebilir. Burada yapay zekâ, özne değil bir nesnedir.
Günümüzde yeni bir teknoloji/sanayi devrimi yaşanıyor. Bunun daha başındayız. Şimdilerde bile çok kısa sürede çok işlem yapan kuantum bilgisayarlar, nanoçipler, temiz enerji sistemleri, simülasyonlar, bulut bilişim, artırılmış gerçeklik, siber güvenlik, insansız hava/kara/deniz araçları, cep telefonları, otonom robotlar ve uzaktan öğretim bilişim ağı hayatın içine girmiş durumdadır. Yapay zekânın “Deccâl” olduğunu ifade edenler, başka bir zaman yeni teknoloji/sanayi ürünlerinin de “Deccâl” olabileceğini iddia edebilir.
Yukarıda ifade edildiği üzere Mehdî, Mesîh, Süfyan ve Deccâl’ın özne olarak şahıs olması kuvvetle muhtemeldir. Mehdîliğin insanlık tarafından sahiplenişine karşın Deccâl’ın hayvan veya yapay zekâya atfedilmesi de Deccâl’ın aldatmasının bir göstergesidir. Deccâl, Mesîh ve Mehdî’nin aynı tür olması akla daha yatkın duruyor!
Dünyanın en iyi ve ilk bilgisayarlarının birinde zaten “makine” kelimesi geçer. En başından beri bilgisayar, yazılım ve yapay zekâ bir makine ve insan ürünüdür, edilgendir. Deccâl ise etken olması gerekir.
Kelime olarak “Deccâl”, Kur’ân-ı Kerîm’de geçmez, Hz. Peygamber’le ilgili bazı rivayetlerde aldatma gayesi ile yalan ve güzel sözler söyleyen kötü kimse olarak bilinir. Hıristiyanlık’ta ise deccâl Yuhanna’nın mektuplarında yer alır. Bazı Yahudi menkıbelerinde ise “Deccâl” için “Armilus” kelimesi kullanılmıştır.
Yahudilerin kendilerine zulmeden IV. Antiochus Epiphanes’i, İsrâil’in ibadetten vazgeçmesine çalıştığı Belial’i, İranlılar’ın Düalizm’i de Deccâl olarak görülmüştür. Galya'nın Lugdunum şehrinin piskoposu Hıristiyan apolojisti Irenaeus, Deccâl’ı mistik 666 sayısı üzerinde durup onu Roma İmparatoru Lateinos veya tercihen Teitan ile özdeşleştirmiştir. Günümüzde de dijital teknoloji, sanal dünya ve yapay zekâ ile 666 sayıları üzerin inşâ edilmiş sapık bir inanç sistemi bulunmaktadır.
Bu şartlar altında bakıldığında yapay zekâ (dijital teknoloji) ile sapık inançlarını dünyaya yaymaya çalışan bazı dalkavuk insanlar mı yoksa birer teknolojik araç olan yapay zekâ (teknoloji ürünleri) mı Deccâl inancını icra ediyor? Bizce Deccâl’ın dalkavukları… Bunu yaparken 666 sayısı üzerinden şifreleme ve kodlama yapıyorlar. Sapık inançlara sahip olanlar bilim ve teknolojiyi kendilerine perde yapıp insanları Allah (cc)’ın yolundan saptırmaya çalışıyorlar. Deccâl, insanları Allah (cc)’ın yolundan saptırmaya çalışan sapık bir “Deccal İnanç” sistemler bütünü olarak görmek en azından şimdilik daha doğru olanıdır.
Deccâl’ın, kendi türün haricinde başka bir yerlerde aranması, insanın kendisinden kaçmasından başka bir şey değildir. Bu durum tam da Deccâl’ın istediği bir şeydir. 
Esas olan, İbrahimî dinlerin son temsilcisi İslâm’ın emir ve yasaklarının bütün dünya insanlarınca doğru bir şekilde yaşanmasıdır. Aksi durumun Deccâl fikriyatının yaşam alanına hizmet eder.