İÇİMİZ dışımız fesat olmuş. Adam ne dese yanlış anlıyoruz. Ki kendisi de herhangi birisi değil. O, 16 milyonun sahibi, yaprakların alkışladığı, sincapların tezahüratlar yaptığı, İstanbul Büyükşehir Baş-bakanı Ekrem İmamoğlu!

İlk günden beri süregelen bu yanlış anlaşılma hâli, başkanı çileden çıkarıyor hâliyle. Her ne kadar seçilmiş insan olsa da sonuçta o da biz sıradan insanlar gibi etten kemikten.

Hangi birisini sayayım, bilmiyorum ki…

Hatırlarsınız, İmamoğlu’nun Ordu Valisine “Basitlik yapıyor” şeklindeki sitemini, yandaş medya günlerce “İtlik yapıyor” diye köpürtmemiş miydi? Başkan’ın “Tahlil bana yakışıyor” sözünü günlerce “Tatil bana yakışıyor” diye yazıp çizmemişler miydi?

Misâl, Ekrem Başkan seçim vaadi olarak “75 bin öğrenciye kurs vereceğim” demişti, hepiniz şâhitsiniz. Şimdi de AKP’li troller, “Hani burs verecektin? Versene!” diye Başkan’ı sıkıştırıyorlar.

Başkan’ın, “Suya bindirim yapacağım” vaadini de biliyorsunuz; onu da “indirim” diye anladılar. Adam sözünü tuttu mu? Tuttu! Hattâ daha fazlasını da yapacaktı da Belediye Meclisi’ndeki AKP’liler engel oldu.

Başkan’ın bir vaadi de, malûmunuz, bedava ekmek idi. Soruyorum size: Ekmek bedava değil mi? Ne ektiniz de sizden para istendi?

Neymiş efendim, Halk Ekmek’e yüzde 40 zam yapılmış… O zam değil bi’ kere, “finansal düzenleme”!

Adam koskoca Başkan olmuş, küçücük bir düzenleme de mi yapmasın?

Nihâyet, geçen gün Sayın Başkan’ı televizyonda izledim. Kendisine yandaş gazeteciler tarafından sorulan “Kanal İstanbul, İstanbul depremini tetikler mi?” sorusuna, “Kesinlikle tepikler!” diye cevap verdi, kendi kulaklarımla duydum.

Cart diye deprem uzmanı Celal Şengör televizyona bağlanmasın mı? Celal Hoca, deprem uzmanı bir jeolog olarak, Kanal İstanbul’un depremi tetiklemeyeceğini söyledi. Sanki Başkan bilmiyordu!

Haydi, “Dağdaki çobanın ya da Ak trollerin, seçilmiş Başkan’ı yanlış anlaması normal” diyelim de, koskoca profesörün yanlış anlamasına ne demeli arkadaş?

Hâl böyle olunca, Ekrem Başkan az biraz kızdı. Biz sıradan insanlara, kendisinin herhangi biri olmadığını yeniden hatırlatarak -ki bunu sık sık yapmalı-, “Ben depremi tetikler demedim, tepikler dedim” dedi.

Zaten Celal Hoca’nın yayına katılması da pek şık olmadı. Telefon bağlantısı da net değildi ve hocanın sözleri pek anlaşılmadı. Celal Hoca, seçimden hemen sonra yine Sayın Seçilmiş Başkan’ın misafir olduğu bir programa bağlanmış, “Emrinizdeyim Başkanım” demişti. Meselâ o bağlantı gayet şıktı ve de gayet netti.

Hem deprem de çok umurundaydı Ekrem Başkan’ın. Hafazanallah, olası bir İstanbul depreminde başkanın Bodrum’da, Diyarbakır’da yahut Hacı Bektaş Veli’de ya da herhangi bir festivalde, hiç olmadı resmî temaslar için yurtdışında olması kuvvetli muhtemel. Kendisi çok meşgul bir insan, biliyorsunuz.

Depreme İstanbul’da yakalanacak biz sıradan insanlar için endişe ediyor o koca yürekli Başkan.

Ya biz ne yapıyoruz buna karşılık? Sürekli kendisini yanlış anlamakla meşgulüz. Ayıptır valla!

Bir gün Başkan’ın “Ak’ım” demesinden korkuyorum, vesselâm!

Kalınız sağlıcakla…