NİÇİN yalan söylenir?
Bir suçu gizlemek, haksız menfaat temin etmek, sevmediğiniz birini zor duruma
düşürmek için…
Bu
örnekleri istediğiniz kadar çoğaltabilirsiniz; yalan söylemenin binbir türlü
nedeni vardır.
Yalanda
aslolan şey ise, söylenen yalanın kolay kolay ortaya çıkarılamamasıdır. Bu tip
için “usta” ya da “profesyonel yalancı” denir.
Ama
dilimizde çok güzel bir tâbir var: “Yalancının
mumu yatsıya kadar yanar.”
Yani
bir yalan, er geç ortaya çıkar!
Ancak
günümüzde tersi bir durum söz konusu… Birileri yatsı değil, ikindi olmadan
ortaya çıkacağını bile bile yalan söylüyorlar. Bir kimse (veya zümre), gerçeğin
kısa bir süre sonra ortaya çıkacağını bile bile yalan söyler mi? En kritik soru
veya durum bence bu!
Usta
veya profesyonel yalancıdan korktuğunuzun iki katından daha fazla korkun bile
bile yalan söyleyenden. Bile bile yalan söyleyenle canlı bomba arasında bir
fark yok!
Rezil
olmayı göze alarak yalan söyleyen ile öleceğini bile bile canlı bomba olanın
ruh hâli aynıdır. Onun için en tehlikeli yalan, bir dakika sonra gerçeğin
ortaya çıkacağının bilinmesine rağmen söylenen yalandır.
Cumhurbaşkanı
Erdoğan, geçtiğimiz hafta başsağlığı ve tebrik için Kuveyt’in yeni Emîrini
ziyaret etti. Günübirlik ziyarette Erdoğan, Katar’a da geçerek Katar Emîri ile görüştü.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın Katar Emîri ile görüşmesine ilişkin,
tam da yukarıda bahsettiğim duruma benzer bir yalan ortaya attı.
Tabiî
AK Partililer ve Erdoğan severler, Erdoğan-Emîr görüşmesine dair görüntüleri
yayımlayarak Kılıçdaroğlu’na tepki gösterdiler. Tepkilerinde yerden göğe kadar
haklılar. Ancak üzerinde durulması gereken konu, Kılıçdaroğlu’nun yalan
söylemesi değildir.
Eğer
olayı sadece söylenen yalan ve yalan söyleyen kişi üzerinden ele alıp, hattâ
yalanı söyleyeni tîye alıp değerlendirirsek, meselenin özünü kaçırmış oluruz…
Kılıçdaroğlu
bilmiyor muydu söylediğinin yalan olduğunu? Tabiî ki biliyordu!
Marifet,
gerçeğin ortaya çıkacağını bile bile yalanı söyleyebilmektir. Yoksa ortaya
çıkma ihtimâli zor olan bir yalanı her yalancı söyler. Yakalanmayacağından emin
olan her tetikçi, cinayet işler. Ama öleceğini bile bile öyle kolay şekilde kimse
canlı bomba olmaz.
Peki,
Kılıçdaroğlu niçin acele ediyor, niçin beş dakika sonra gerçeği ortaya çıkacak
yalanı dillendiriyor?
İşte
bu sorulara odaklanmamız lâzım!
Ne
diyor Kılıçdaroğlu?
“Erdoğan, para
için Katar Emîrinin karşısında eğildi…”
Kılıçdaroğlu,
bir süredir başta Sakarya’daki Tank Palet Fabrikası üzerinden Katar hakkında
her fırsatta tezviratta bulunuyor.
Kılıçdaroğlu’nun
Katar takıntısı tesadüf mü?
Bu
sorunun cevabını CIA’nın Türkiye temsilcisi Enver Altaylı’nın iddianâmesinde
buluyoruz. Aynı CIA adına FETÖ’yü yöneten Altaylı, 2017 yılında FETÖ’nün FBI
imamı Bilal Ekşili ile buluşarak, “Türkiye’de
muhalif güçlerin tamamının birlikte hareket ederek halkın sokaklara
indirilmesinin önemli olduğu, ancak gelişmelerin halkın cebine dokunması
gerektiği, sokak hareketinin başarılı olabilmesi için ekonomik krizin şart
olduğu, Almanların bu yönde çalışmaya başladıkları ve her türlü tedbiri almaya
devam edecekleri yönünde, ayrıca bu bilgiyi Almanlardan aldığını, Suudi
Arabistan ve Katar’dan para akışının durması gerektiğini” ifade eden
istikşâfî değerlendirmelerde bulunmuş.
Kemal
Kılıçdaroğlu da Enver Altaylı gibi Katar’dan para geldiğini düşünüyor ve bu
paranın gelişinin engellenmesi için üzerine düşen vazîfeyi harfiyen yerine
getiriyor.
Hâsılıkelâm, Kemal Kılıçdaroğlu yalan söyledi diye o kadar yüklenmeyin adama. Evet, Kılıçdaroğlu yalanın ömrünü kısaltan yalanlar söylüyor, ama bir düşünün, niye böyle yapıyor? Siyâsî ömrünü uzatmak için, yalanın ömrünü kısaltıyor!