Yalan rüzgârı

Yıllar önce AK Parti, CHP, MHP ve HDP üçer milletvekili ile anayasa üzerine çalışmaya başlamışlardı da, ancak madde numarası altmışlara gelince lâstik patlamıştı. Sonuçta bir araya gelmek, anayasa üzerinde çalışmak suç değil, kabahat değil. Değil de kardeşim, Millet İttifakı’ndaki bu debelenme, bu inkâr çabası, bu bocalama neyin nesi kardeşim?

PANDORA’nın kutusunu İP’in kurucularından ve ağır toplarından olan Ümit Özdağ açtı.

Kutudan, etrafa kesif kokular yayarak bir anayasa taslağı çıktı. Özdağ’ın yalancısıyım, mezkûr taslağı Millet İttifakı’nın partileri CHP, İP, HDP ve SP bir araya gelerek hazırlamışlar.

CHP’li İbrahim Kaboğlu’nun yalancısıyım, evet, bu dört parti, 2018 yılında bir araya gelmiş ve bir anayasa taslağı oluşturmuş.

CHP’nin yandaş kanalı TELE1’in yalancısıyım, 21 Haziran 2018 günü Kılıçdaroğlu, katıldığı bir televizyon programında gerine gerine, Millet İttifakı’nı oluşturan partilerle bir araya gelip anayasa değişikliği için neler yapabileceklerini konuştuklarını anlatmış ve üstelik, komisyon başkanlığını da İbrahim Kaboğlu yapmış.

Aynı dönemdeki Sözcü, Cumhuriyet, Birgün ve T24 yayın organlarının yalancısıyım, muhalefetin anayasası hazırmış, o iş tamammış.

Ama bi’ dakka!

Kemal Kılıçdaroğlu’nun yalancısıyım, abimizin geçen haftaki konuşmasına göre böyle bir toplantı hiç olmamış. Bunu da nereden çıkarmışız yahu?

Ayrıca Meral Apla’nın da yalancısıyım, İP yükselişe geçmiş, o yüzden İP’i HDP ile anarak bu yükselişi engellemeye çalışıyorlarmış. Kendilerinin böyle bir toplantıya katılmak şöyle dursun, bu toplantıdan haberleri bile yokmuş. Böyle bir toplantı yap-ma-mış-lar!

Kemal abimizin bir kez daha yalancısıyım ki, iki gün önceki mülâkatında birden bu toplantıyı hatırlayıvermiş. Evet, bu ülkenin bir anayasaya ihtiyacı varmış. Kendileri, Millet İttifakı’nın partileri ile bir araya gelmişler ama zinhar anayasa üzerine çalışmamışlar. İlkelerin üzerinden geçmişler.

SP Başkanı Temel abinin yalancısıyım, tamam, bir araya gelmişler ama gerisini bilmiyoruz; zira sonraki cümlelerini Meral apla bal ile kesti: “Karıştırma oraları!”

Sahi kuzum, ne oluyoruz?

Bir araya geldiniz mi, gelmediniz mi?

Bana göre bir araya gelseler de hoş, gelmeseler de. Çok da şey etmiyorum…

Velev ki anayasa üzerine de çalışmış olsunlar -ki Ümit Özdağ’ın elinde mavi dosya, içerisinde bu taslağın ete kemiğe bürünmüş hâli de mevcût-, bu taslağı da kendisine CHP’li Kaboğlu vermiş.

Sonuçta anayasa, toplumsal bir uzlaşı metnidir. “Millet İttifakı anayasa çalışması yaptı” diye Anayasamız bu taslağa göre değişecek değil ya… Bunun Meclis’i var, oylaması var, referandumu var, var oğlu var!

Nitekim yıllar önce AK Parti, CHP, MHP ve HDP üçer milletvekili ile anayasa üzerine çalışmaya başlamışlardı da, ancak madde numarası altmışlara gelince lâstik patlamıştı.

Sonuçta bir araya gelmek, anayasa üzerinde çalışmak suç değil, kabahat değil.

Değil de kardeşim, Millet İttifakı’ndaki bu debelenme, bu inkâr çabası, bu bocalama neyin nesi kardeşim?

Neyi, kimden, niye saklıyorsunuz?

El-cevap: 2018’deki Cumhurbaşkanlığı Seçimi ikinci tura kalmış olsaydı, o mavi plâstik dosyadaki lâlettayin metin, birinci hamur kuşe kâğıda basılacak, ceylan derisi ile ciltlenecek ve HDP’nin oylarını “Gel bakalım Muharrem”e çekmek üzere dağıtıma sokulacaktı.

Verilmiş sadakamız varmış!

Zira Kabloğlu’nun yapacağı anayasada, muhtemelen başta Sultan Ahmet Camiî olmak üzere bütün selâtin camiler müzeye dönüştürülürdü muhtemelen. Ne de olsa o “şeyler” insanlığın ortak kültür mîraslarıdır.

***

Konuyla alâkası yok ama bu arada Engin Altay’ın da yalancısıyım; Erdoğan ve Bahçeli, Kıbrıs’a “piknik yapmaya” gitmişler, Meclis’te başka partiler de varmış, onlara neden davetiye gelmemiş? Bu durum Meclis’e yapılmış saygısızlıkmış.

AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan’ın yalancısıyım, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar hem Kemal abiyi, hem de Meral aplayı kıymetli eşleri ile birlikte Kıbrıs’a davet etmiş. Davet mektuplarını Meclis’te okudu Bülent Turan. Kıbrıs’a “pikniğe gitmemek” Kemal abinin ve Meral aplanın tercihleriymiş.

Kılıçdaroğlu’nun bir kez daha yalancısıyım, evet, davet mektubu gelmiş ama Kemal abi yanlış hatırlamıyorsa buluşma gününden bir gün önce gelmiş bu davet mektubu.

Ersin Tatar’ın yalancısıyım ama 15 Kasım’daki pikniğe, sayın ilgililer 6 Kasım’da davet edilmişler.

Yukarıdaki bu kadar saygıdeğer isim yalan söyleyecek değiller ya! Yukarıdaki tüm yalanlar bu kardeşinize ait…

Hazır bu kadar yalan atmışken, oldu olacak, bir yalan daha söyleyeyim: Hani CHP’li Adana Büyükşehir Belediyesi’nin açtığı “bin yataklı” o sahra hastanesi var ya, artık yok! Orası, pandemi vakalarının yeniden pik yaptığı bugünlerde an itibariyle bir güzellik merkezi...

Ne diyelim, öleceksek güzel ölelim!

Siz yine de sağlıkla kalınız, sağlıcakla kalınız efendim…