18’inci yüzyıl ortalarına doğru Çinlilerin esareti
altında yaşayan Uygurlar, bağımsızlık mücadelesini kazanarak Kaşgar’da yeniden
hâkimiyet kurmayı başarmıştır. 1866’da Kaşgariye Devleti’ni kuran Yakup Bey, bu
bölgede güçlü bir devlet organizasyonu sağlamayı başarmış ve on bir yıl
Kaşgariye Hakanı olarak hüküm sürmüştür.
Yakup Bey, Osmanlı Devleti’yle kurduğu siyâsî ve
askerî bağları ile stratejik bir başarı elde etmiştir. Osmanlı, Rusya ve
Hindistan’daki İngiliz yönetimi tarafından da tanınan Kaşgar Devleti, bölgede
varlığını kabul ettirerek komşularıyla ticarî anlaşmalar yapmıştır. Bölgedeki
istikrarsızlığa rağmen Kaşgar Devleti’ni başarıyla yöneten Yakup Bey,
kendisinden önceki beylerden oldukça farklı bir dış politika anlayışı
sergilemiştir.
Tarih sayfalarını çevirdiğimizde, 19’uncu yüzyıl
Müslüman milletlerinin büyük mücadeleler verdiklerini görüyoruz. Aynı zamanda
Müslümanlıklarını korumaya ve dış güçlere karşı direnmeye çalışan birçok devlet
ve millet vardı. Özellikle Türkistan’da (Orta Asya) Rusya ve Çin, yeni
sömürgeler peşindeydi. Çin, bölgeyi kontrolü altına almaya çalışan ülkelerin
önde gelenlerindendi. Bu sebepten bağımsızlığını kazanan veya ayakta durma
mücadelesi veren devletleri tehdit etmekteydi. İşte bu tehdit altında ayakta
kalmaya çalışan devletlerden biri de Doğu Türkistan’da Yakup Bey tarafından
kurulan Kaşgariye Devleti’ydi.
Hayatı ve faaliyetleriyle Yakup Bey
Yakup Bey, 1820 yılında, Taşkent yakınlarındaki
Pişkent’te doğmuştur. Babası Kuramma kadısı olan Pir Muhammed Mirza’dır.
Babasının Timur soyundan geldiği iddia edilse de bu doğru değildir. Pir
Muhammed Mirza’nın Tacik kökenli olduğu düşünülmektedir. (Boulger, 1878, 78.s;
Ulus, Taner, 2018. 66.s)
Rus hegemonyasının Hokand Hanlığı
topraklarında güçlenmekte olduğu sırada Yakup Bey, Çimkent’i savunmakla
görevlendirilmiştir. (Boulger, 1878, s.84-85)
Yakup Bey, Ruslara karşı başarılı
savunmaları ile ön plâna çıkmaktaydı. Onun bu başarıları sonrası Alim Kuli, onu
rakip olarak görmeye başladı. Onu Hokand Hanlığı’ndan uzaklaştırmak için fırsat
beklemekteydi. Kaşgar’dan gelen yardım isteği, Alim Kuli’ye istediği fırsatı
sağlamıştı. Kaşgar Hanı Sıddık Bey’den gelen yardım isteği üzerine Yakup Bey,
Büzrük Han ile birlikte Hokand Hanlığı’ndan az sayıda bir kuvvetle 1865’te Kaşgar’a
gönderildi. Büzrük Han ve Yakup Bey, yardım için gittikleri Kaşgar şehrinde
halkın sevgisini kazandı. (Boulger, 1878, s.85-87) (Atıf, 1998, s.266-268)
Sıddık Bey’in ölümü üzerine Büzrük Han,
Kaşgar Hanı ilân edildi. Yakup Bey de ordu komutanı görevine getirildi. Büzrük
Han hâkimiyeti süresince sivil idare ile ilgilenirken, Yakup Bey ise daha çok
askerî konularla ilgilenmiştir. Batı Türkistan’ın Rus kontrolüne girmesiyle
Hokand ordu askerlerinin Doğu Türkistan’a gelmesi Yakup Bey’in gücüne güç katmıştı.
Bölgede bulunan Çin kuvvetlerine karşı harekete geçen Yakup Bey, askerî
tecrübesiyle Yenihisar Kalesi’ni ele geçirdi. Yenihisar Kalesi’nden sonra
Yarkent üzerine yürüyen Yakup Bey, 12 Eylül 1866 tarihinde Yarkent’i de idaresi
altına aldı. Yakup Bey, Yarkent’ten sonra Büzrük Han’ın desteğiyle aynı yıl
Hoten’i de Kaşgar Hanlığı’nın kontrolüne soktu. (Shaw, 1871, s.56)
Rusların uzun yıllar tüccarlar vasıtasıyla
ilişki içerisinde oldukları İli şehrini işgal etmeleri, bir dağ kasabası olan
Almatı’nın kısa süre içinde büyük ve gelişen bir şehir hâline gelmesindeki
etkileri, Kaşgar’daki tehditkâr Rus etkisi karşısında dikkatli olmayı
gerektiriyordu (Boulger, 1878, s.174) (Hayıt, 2004, s.153). Yakup Bey, Rusların
ticaret için değil, casusluk ve devlet aleyhinde faaliyetlerde bulunmak için
geldiğini düşünüyordu. 1872’de Ruslarla bir ticaret
ve serbest dolaşım anlaşması yapan Yakup Bey, Rusların bu anlaşma bahanesiyle
Kaşgar’ı işgal edebilecekleri endişesiyle temkinli davranmış ve Rus tüccarları
kontrol altında tutmaya çalışmıştı.
Yakup Bey, Ruslara güvenmiyordu fakat onları düşman olarak karşısına almaktansa istediği şartların gerçekleşmesi üzerine ticarî anlaşma yapmayı uygun görmüştü (Ulus,2018,71.s). Onun bu başarılı icraatları netice vermiş, Hindistan’daki İngiliz yönetimi 1870 yılında görüşmeler yapmak için bir heyet görevlendirmişti (Bilkan, 2003,109.s).
Kaşgariye
Devleti’nin kuruluşu ve yıkılışı
Yakup Bey, Hoten dönüşü kazandığı
başarıların anlatılması amacıyla hediyelerle birlikte bir heyeti Buhara Emiri
Muzaffereddin’e gönderdi. Emir Muzaffereddin, Yakup Bey’in başarılarından
duyduğu memnuniyeti dile getirerek ona “Atalık Gazi” unvanını verdi. (Boulger,
1878, s.118) (Shaw, 1871, s.51) (Hayit, 2004, s.145)
Sonrasında Yakup Bey, siyâsette tecrübesiz
ve devlet işlerinde başarısız olan Büzrük Hanı tahtan uzaklaştırarak kendini
Kaşgar Hanlığı Hakanı ilân etti (Buğra, 1998, s.328). “Ba-Devlet” ve “Han”
unvanlarını aldı.
Kaşgar Hanlığı’nı 1867 yılında kontrolü
altına alan Yakup Bey, bu tarihten sonra Doğu Türkistan’da birliği sağlamak ve
hâkimiyet alanını genişletmek üzere faaliyetlerde bulundu. Aksu, Turfan ve Urumçe’yi
ele geçirerek doğuya doğru genişledi. Yakup Bey, 1873 yılında Türkistan’da en
güçlü hükümdar hâline geldi. (Bellew, 1875, s.29-31) (Broomhall, 1910, s.157)
(Buğra, 1998, s.329) (Schuyler, 1885, s.316-317)
Yakup Bey’in Osmanlı Padişahıyla ilişki kurma
stratejisi, kendi döneminin şartlarına göre önemli bir uluslararası başarı
sayılmaktadır. Onun 1874’te Hindistan hükûmetiyle yaptığı ticaret anlaşması,
İngilizlere tanınan bazı haklar vermesiyle beraber, önemli bir başarı sayılır.
1876’da Hindistan Genel Valisi tarafından da tasdik edilen bu anlaşma, esasen
Yakup Bey’in başarılı bir dış siyâset anlayışıyla komşularıyla iyi ilişkiler
geliştirme çabasının göstergesidir.
Yakup Bey’in Osmanlı İmparatorluğu ile olan
ilişkileri, 1868-1869’da, yeğeni ve elçisi olan Yakup Töre’nin İstanbul
seyahatiyle başladı. Aslında Yakup Töre’nin ilk ziyareti 1865’te olmuş, fakat
1868’de yaptığı ziyaret, İstanbul ile Orta Asyalı yöneticiler arasındaki ilk resmî
görüşme olarak kabul edilmişti (Karpat, 2003:157). Bu ziyaret, bir yandan
Osmanlı Padişahının “Halîfe” sıfatıyla bütün Müslüman devletlere ve
topluluklara karşı sorumluluğunu bir kez daha gündeme taşırken, bir yandan da
Yakup Bey’in saltanatına daha kuvvetli bir dayanak sağlamıştı.
Yakup Bey, Osmanlı Devleti’ne Yakup Töre’yi elçi
olarak gönderdi. Yakup Töre, Sultan Abdülaziz Han’a Batı ve Doğu Türkistan’da
meydana gelen olayları anlatarak Kaşgar Hanlığı’nın ihtiyaçlarından bahsetmek
üzere 16 Haziran 1873’te Padişah’ın huzuruna çıkarak ihtiyaç duyulan silah,
mühimmat ve askerî eğitmen desteğinin verilmesini rica etti. Yakup Bey’in
Osmanlı Devleti’ne bağlanma isteği ve elçisinin yardım talepleri kabul edildi.
Bu kabul sonrasında elçinin istekleri Tophane Müşiri Ali Said Paşa ve Umum
Fabrikalar Nazırı Seyyid Paşa tarafından yerine getirildi. Yakup Bey’e tüm parçalarıyla
birlikte 6 adet Kurup topu, bin tane eski ve 200 tane yeni tüfek ile kapsül ve
barut üretim araçları ile ustaları gönderildi. (Bilkan, 2003, 111.s)
Doğu Türkistan ordusunun eğitimi için ise istihkâm
subayı Ali Kazım Bey, piyade subayı Mehmet Yusuf Bey, süvari zabiti Çerkez
Yusuf Bey ve topçu zabiti İsmail Hakkı Bey ile dört emekli subayın, Enderun’dan
Murad Efendi başkanlığında Doğu Türkistan’a gönderilmesine karar verildi. Yakup
Bey’e de bazı hediyeler ve “birinci rütbeden murassa nişan-ı Osmanî” ile “seyf
ve alem” gönderilmesine karar verildi.
Osmanlı elçilik heyeti ve beraberindekiler, Kaşgar’a
ulaştıklarında 100 pare top atışıyla karşılandılar. Kendisine Osmanlı Devleti
tarafından “Emir” unvanı verilen Yakup Bey, Osmanlı Devleti’ne bağlılığının
göstergesi olarak tüm yerlerde Sultan Abdülaziz adına hutbe okutmaya başladı ve
sikkelere onun adını bastırdı. (Atıf, 1998, s.298) (Boulger, 1878, s.196)
(Bellew, 1875, s.304) (Saray, 1994, s.107,109)
Yakup Bey’in, etrafındaki bazı beylerin Çinlilerle birlikte
hareket etmesi üzerine 1877’de intihar etmiş olabileceği rivayetler arasındadır.
Bazı kaynaklar da Yakup Bey’in zehirlenerek öldürüldüğünü kaydetmektedir.
(Bayur, 1987:404)
Ne yazık ki Çinlilerin bu bölgeyi tekrar ele geçirme niyetiyle halkı kışkırtması, büyük bir kuvvetle saldırmaları, Yakup Bey’in oğulları arasında vuku bulan taht kavgası ve eyaletlerin bağımsızlık ilân etmeleri neticesinde Kaşgariye Devleti, 16 Mayıs 1878’de Çin askerî birliklerince işgal edilmiştir. (Oğuzhan, 2018. 21.s)
Kendisine Osmanlı Devleti tarafından “Emir” unvanı verilen Yakup Bey, Osmanlı Devleti’ne bağlılığının göstergesi olarak tüm yerlerde Sultan Abdülaziz adına hutbe okutmaya başladı ve sikkelere onun adını bastırdı.
Yakup Bey, bir komutan olarak geldiği Kaşgar’da Atalık
Gazi, Ba-Devlet unvanlarını kazanmış ve sonrasında Osmanlı Halîfesi tarafından
“Emir” unvanını almıştır. Batı Türkistan’da tecrübe kazanan ve bu tecrübesiyle
Doğu Türkistan’da birliği sağlayan Yakup Bey, komutanlık tecrübesiyle ordunun
önemini bilmekteydi. Doğu Türkistan’da kontrolü ele geçirdiği ilk dönemlerde
güçlenmek ve hâkimiyetini sürdürmek için Batı Türkistan’dan gelen askerleri ve
devlet yöneticilerini Doğu Türkistan’da önemli konumlara getirmiştir. Bu
bölgede başarılı bir devlet adamı sıfatıyla tahta çıkan ve on bir yıl ülkeyi
yönetme başarısı gösteren Yakup Bey, 1877 yılında vefat ettiği sırada henüz 57
yaşındaydı.
Osmanlı, Rusya ve İngiltere gibi devletler tarafından
tanınan Kaşgariye Devleti, tarihin en çetin döneminde ve riskli bir coğrafyada
kurulmuştu. Osmanlı Sultanı adına hutbe okutan ve sikke kestiren Yakup Bey, bu
uzak coğrafyada Türk birliği fikrinin gerçekleşmesi idealini kendine özgü hâle
getiren ilk ve tek sultandı.
Onun vefatıyla başlayan iç karışıklıklar, Doğu
Türkistan’ı savunmasız hâle getirmiştir. Fakat o, hâkimiyeti döneminde uzun
yıllar bölünmüş ve küçük hanlıklar hâlinde yönetilen Doğu Türkistan’ın
birleşmesini ve birleşik bir hâlde dünyada tanınmasını sağlamıştır. Onun
yönetimi altında birleşen Doğu Türkistan, sonraki dönemlerde Çin’e karşı
girişilen bağımsızlık hareketlerine örnek teşkil etmiş ve herkese ilham kaynağı
olmayı sürdürmüştür.
Kaynakça
Atıf, Mehmet. (1998). Kaşgar Tarihi - Bâis-i Hayret
Ahval’i Garibesi, Dü. Vehbi Günay, Cahit Telci, İsmail Aka. Eysi Kitap Yayın,
Kırıkkale
Buğra, Mehmet Emin. (1998). Doğu Türkistan Tarihi, Dü.
M. Yakup Buğra, Emek Ofset, Ankara
Bellew, H. W. (1875). Kashmir and Kashghar. A
Narrative Of The Journey Of The Embassy To Kashghar In 1873-74, Trübner, Londra
Bayur, Y. Hikmet (1987), Hindistan Tarihi, C.III, TTK.
Yay., Ankara
Broomhall, M. (Dü.) (1910). İslam In China - A
Neglected Problem, Londra
Bilkan, Ali Fuat (1998), Hindistan'da Gelişen Türk
Edebiyatı, Kültür Bak. Yay. Ankara
Doç. Dr. Ali Fuat Bilkan, 2003 Kaşgar Devleti ve
Atalıg Gazî Hakkında İki Yazma Eser, Fatih University, Faculty of Arts and
Sciences / İstanbul
Taner Ulus, Doğu Türkistan’da Yakup Beg Hâkimiyeti:
Dış İlişkiler, Ordu ve Askeri Yenilikler, Asya Araştırmaları USB Dergisi, 2018
Hayit, Baymirza. (2004). Türkistan Devletlerinin Milli
Mücadele Tarihi (3. Baskı), TTK Yayınlan, Ankara
Oğuzhan, Hidayet (2018) Esaret ve Züllümün Gerçek
Yüzü, Rumuz Yay.
Schuyler, E. (1885). Turkistan - Notes Of A Journey In
Russia Turkistan, Khokand, Bukhara and Kuldja C. II, Charles Scribner’s Sons,
New York
Karpat, Kemal H. (2003), "Yakup Bey'in Osmanlı
Padişahlarıyla İlişkilerinin Yeniden Yorumlanması", Türkiye ve Orta Asya,
Çev.: Hakan Gür, İmge Kitabevi, Ankara, s. 151-178