
BIRAKINIZ son yirmi yılı, son on yılı, son bir yılı, sadece son on-on beş gün içerisinde Erdoğan’ın icraatlarından başı dönen bir tek ben miyim?
Gün geçmiyor ki Erdoğan yeni bir toplu açılış yapmasın, yeni bir icraatını daha açıklamasın, yeni bir teknoloji ya da savunma sanayi müjdesi vermesin.
Bakınız, sadece son on-on beş günde bu ülkede neler yaşandı, neler gördü bu gözler…
***
TÜBİTAK tarafından geliştirilen Türkiye’nin ilk metrealtı çözünürlüklü İMECE yer gözlem uydusu törenle yörüngesine fırlatıldı.
İstanbul Finans Merkezi’nin açılışı gerçekleştirildi.
Eskişehir Nadir Toprak Elementi İşleme Tesisinin açılışı yapıldı.
Karadeniz’de bulunan doğal gazımız karaya ulaştırıldı, devreye alındı, ülke doğal gaz şebekesine bağlandı. Bir yıl boyunca evlerimizdeki mutfak ve sıcak su tüketimi için gereken doğal gazın ücretsiz olacağı müjdesi verildi.
İstanbul’da 1 buçuk milyon konutluk kentsel dönüşüm projesi başlatıldı. “Yarısı Bizden Kampanyası” ile riskli olduğu tespit edilen ve dönüşüme giren evlerin maliyetinin yarısının Devlet tarafından karşılanacağı açıklandı.
Yerli ve millî ilk helikopter motorumuz TS1400, test uçuşunda ilk özgün helikopterimiz GÖKBEY’i uçurdu.
Gaziantep Nurdağı’nda inşâsı tamamlanan köy evlerinin anahtarları hak sahiplerine teslim edildi.
TCG Anadolu uçak gemimiz 23 Nisan günü sergilendiği Sarayburnu sahilinde yaklaşık 100 bin kişi tarafından ziyaret edildi.
Yeni Altay tankımız seri üretime geçti ve ilk tanklar törenle Silahlı Kuvvetlerimize teslim edildi.
Siro Batarya Geliştirme ve Üretim Kampüsünün temeli atıldı ve inşaatına başlandı.
Yerli ve millî ilk süpersonik jet uçağımız HÜRJET, ilk uçuşunu başarıyla gerçekleştirdi.
Ankara-Sivas Hızlı Tren Hattı hizmete açıldı ve seferlerine başladı; böylece Ankara-Sivas arası ulaşım 2 saate indi.
Akkuyu Nükleer Santrali’ne ilk yakıt yüklemesi yapıldı.
Adana’da belediyenin yapamadığı 15 Temmuz Şehitler Köprüsü Hükümet tarafından tamamlandı ve hizmete açıldı.
Teknofest başladı. 900 bin ziyaretçiyi bulan açılış gününde Türkiye’nin uzay yolcuları açıklandı.
Bunlar sadece hatırlayabildiklerim ve mutlaka arada kaçırdıklarım mevcuttur.
Bu listeye, Erdoğan’ın on beş gündür gittiği birçok şehirde yaptığı toplu açılışları eklemedim bile.
***
Neymiş efendim, Erdoğan eser siyaseti yapıyormuş, bütün bunları seçim yatırımı olarak değerlendiriyormuş.
Bunu duyunca da bana bir gülme geliyor, affedersiniz.
Siyasetin zaten eser bırakmak için yapıldığını, yapılması gerektiğini birilerinin bunlara anlatması lâzım.
Öyle ya, bu zevat için siyaset, yan gelip yatma, verilen vaatleri ve namus sözlerini unutma, yazın Bodrum’da sahillerin, kışın Palandöken’de karın tadını çıkarma işidir.
Yetmez, bu zevat için siyaset kapalı kapılar ardında, hamburgercilerde, otel odalarında, gizli mahfillerde terör örgütlerine, para baronlarına, bankerlere, IMF’ye, büyükelçilere ve yabancı misyon şeflerine, ite kopuğa, Türkiye düşmanlarına vaatlerde bulunmak, iş birliği yapmak, ortak hedefler belirlemek ve onlardan yardım dilenmek ameliyesidir.
***
Kardeşim, halk bir siyâsî partiyi yahut lideri iş üretsin, eser üretsin, taş üzerine taş koysun diye seçiyor. Benden duymuş olmayın.
Siz de bu ülke için eser üretseydiniz de önümüze koysaydınız. Elinizden tutan mı oldu?
Beş yıl oldu neredeyse, İstanbul ve Ankara sizde. Heykelden ve iki musluktan başka eseriniz var da biz mi bilmiyoruz? “Aha bunu da biz yaptık, bizi seçin, daha da iyilerini yapalım” deyin.
İstanbul’da ve Ankara’da beş yıldır ağlamaktan başka ne yaptığınızı anlatın da dinleyelim, heyecanlı oluyor.
İzmir’den hiç bahsetmiyorum bile. Zira otuz yıldır batı yakasında değişen bir şey yok. Ümit de yok. Halk memnun!
Bir belediye başkanınız da vatandaşa elle tutulur üç, haydi üçü de geçtim, sadece bir icraatını söylesin.
İkna edin benim gibi göbeğini kaşıyan makarnacıları. Elinizi, dilinizi tutan mı var arkadaş?
***
“Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz” diyeceğim ama ortada iş olmadığı gibi laf da yok.
Aslında “Yok” demeyelim.
Teknofest’in ilk gününde Kemal abi, Atatürk Havaalanı’nı ABD merkezli, hem de CIA ile ortak çalışan SNC firmasına vereceğini vaat ediyor. Laf bu, vaat bu, vizyon bu.
“Biz AR-GE firması sayısını iki katına çıkaracağız” demiyor. “Doksan sekiz olan Teknokent sayısını iki yüz yapacağız” demiyor. “Savunma sanayii ve teknoloji üreten firmalarımızı destekleyip sayılarını ve etkinliklerini artıracağız” demiyor. “Bu çalışmaları Aselsan’la, Roketsan’la, Havelsan’la, TAI’yle yapacağız” demiyor.
Derin ABD firmasına, hem de Teknofest’in yapılmakta olduğu gün, Teknofest’in yapıldığı Atatürk Havaalanı’nı tahsis edeceğini vaat olarak dillendiriyor.
Sittin sene geçse bu mandacı kafa değişmeyecek arkadaş, anladım.
Türk gençleri boş yere kafasını böyle antin kuntin şeylerle, İHA’larla, SİHA’larla, yazılımlarla, kodlamayla, Teknofestlerle yormasın. Kemal abimiz bu işleri ABD firmaları ile pekâlâ yapabilir.
Kemal abimiz bu gençlerimizi açta açıkta bırakacak diye endişe de etmeyiniz sakın. Gençlerimizin kalem memuru olarak muhtarların yanında işleri hazır bile. Sana söz!
***
Aralarında bu kadar büyük vizyon farkı olan iki zihniyetin aynı seçimde yarışıyor olması bile bu ülkeye büyük haksızlık haddizatında.
Lâkin gel de bunu her seçim öncesi patates-soğan parantezine takılan müzmin, kronik, bağnaz, yobaz Erdoğan düşmanlarına anlat!
Bizim de imtihanımız bu işte!
Allah imtihanımızı kolay eylesin.
Kalınız sağlıcakla efendim…