Vatansever, kullan-at eşya değildir!

Bu devlet ve bu millet, FETÖ denen alçaklık organizasyonuna yıllarca katlandı. Paralel yapı, 15 Temmuz ile koskoca bir orduyu, Türk Silahlı Kuvvetleri’ni de tıpkı böcek hâdisesindeki gibi çıplak göstermeye azmetti. Öyle ya, o böcek nasıl konulmuştu, kim koymuştu? Hem öncesinde bu ülkenin Kozmik Odası’na kim nasıl alenen girebilmişti de mahremimizi üç kuruşa pazarlamıştı?

FETÖ’nün Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne hâkim paralel hat çektiği bir dönem, ülke tarihine bâriz bir şekilde kaydedildi.

Bu dönemde Ergenekon, Balyoz, Ay Işığı ve Sarı Kız adlı darbe hazırlığı dâvâları ile bazı faili ortada ve de meçhul bazı cinayetler, çeşitli saptırma ve yönlendirmelerle FETÖ’nün işaretlediği kapılar üzerinden okundu.

Elbette bu ülkede bugüne kadarki darbe hazırlıkları, girişimleri ve hakikatleri gibi o günlerde de konunun doğrudan kurgu sahipleri vardı.

Yani Ergenekon da, Balyoz da, Ay Işığı da, Sarı Kız da birer gerçekti. Ancak bildiğimiz, FETÖ’nün gösterdiği kadarıydı.

Sonunda bir gün, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, esrarengiz bir durumun ardından basının karşısına geçti ve milletine dedi ki, “Mâkâm odamda böcek bulundu”.

Kendinizi o günkü Recep Tayyip Erdoğan’ın yerine koymayı ister miydiniz?

Ben asla!

Olağanda, herhangi bir siyasetçi bu durumu doğrudan örtbas eder ve kapalı kapılar ardında bir hesaplaşmaya girer; yenilmişse yenilmiştir. Her şey sessiz sedâsız olup biter. Kaldı ki, Erdoğan’ınki milletine dönerek Devletin yenilgisini kabullenmediğini göstermeyi istemektir.

Peki, milletine dönmeseydi o zaman devlet nasıl, ne hâlde kalırdı?

İzzetsiz, yancı?

Recep Tayyip Erdoğan, Devletin izzetine kastedildiğini göstermek adına milletini uyarmak yoluna giderek, Devleti izzetsiz göstermemek için kendi varlığından ferâgat etti.

Millet onun bu endişesini gördü ve ona sahip çıkarak Devletine de sahip çıkmış oldu.

***

Bu devlet ve bu millet, FETÖ denen alçaklık organizasyonuna yıllarca katlandı. Paralel yapı, 15 Temmuz ile koskoca bir orduyu, Türk Silahlı Kuvvetleri’ni de tıpkı böcek hâdisesindeki gibi çıplak göstermeye azmetti.

Öyle ya, o böcek nasıl konulmuştu, kim koymuştu? Hem öncesinde bu ülkenin Kozmik Odası’na kim nasıl alenen girebilmişti de mahremimizi üç kuruşa pazarlamıştı?

15 Temmuz’da Hava Kuvvetleri yoğunluklu gerçekleşen darbe girişiminin Cumhurbaşkanı’na suikast odaklı plânını gördük.

Hâlâ anlamak istemeyenler var!

2016 Ağustos’undan itibaren FETÖ’nün özellikle mağdur ettiği ve Devletine sadâkatle bağlı olduğu çeşitli tahkikatlarla öğrenilen pilotların ve diğer alanlardaki subayların nasıl göreve tekrar çağrıldıklarına şâhit olduk…

O subaylardan Devletin teklifini kabul edenler şu an görevlerindeler…

FETÖ, sadece o subayları mağdur etmemiş, aslında doğrudan Devleti mağdur etmişti. Zira hem üniformaya gizledikleri teröristleri eliyle TSK’da bir yapılanmaya gitmiş, hem de bürokrasideki varlığıyla Devletin işleyişine doğrudan ambargo koymuştu.

Meselâ Tümamiral Cihat Yaycı’nın bugün “Mavi Vatan” diye bildiğimiz ve Türkiye’ye büyük katkı sağlayan projesinin 2011 yılında gerçekleşmesi mümkünken gerçekleşemediğini bizzat Yaycı’nın ifadesiyle biliyoruz.

Yani 2011’de, 9 yıl önce Mavi Vatan’ımıza kavuşabilecekken, biz, Esed denen katil ile meşgul ediliyorduk.

Buna kimler sebep oldu?

Cevabı ortada. Ama sadece FETÖ değil…

***

Yaycı Paşa Genelkurmay Başkanlığı’nda merkeze çekilince, aklıma ilk gelen şey, İdlib ve Libya operasyonları öncesinde, “Buradan geri adım atarsak bir daha hiçbir yerde ileri adım atamayız” şeklindeki yorum oldu.

Yaycı Paşa’nın pasif göreve alınması, harekât alanında geri adım atmak değil miydi?

Sebebini bilemiyoruz, ama FETÖ’cülerin sevinçleriyle birlikte, bir de bu durumdan hikmet devşirmeye kalkışan yarım akıllıların yorumları beni kahretti.

Kalkmış diyorlar ki, “Devlete hizmet etmiş şahısları hemen kutsallaştırmayın, devlet kullanacağı kadar kullanır”.

Ya sizin kutsallaştırdıklarınız?

Kaldı ki, biz kutsallaştırmıyor, hakkı sahibine vermenin adalet olduğunu vurguluyoruz!

Af buyurun, bir de bu ifadeyi kullanan kimsenin Şanlı Devletimize ne demek istediğini anlıyorsunuz, değil mi?

Türkiye Cumhuriyeti Devleti kullanmaz!

Türkiye Cumhuriyeti Devleti için kendisine hizmet eden hiçbir vatansever, kullan-at eşya değildir!

Hikmet aramak üzere ortaya koydukları yorumlarda Yaycı Paşa’yı Ergenekoncu göstermeye çalışanların tek derdi, durumu saptırmaktır. Bu bir iftiradır!

Bu yorum, 15 Temmuz’dan sonra göreve çağrılan tüm subaylarımıza, bu iftiranın bir gün geri dönüp onlara da yapışabileceğini ve Devletimize güvenmemeleri gerektiğini içeren bir alt metne sahip alçak bir ifadedir.

Yaycı Paşa’yı, 2011’de Mavi Vatan fikrini Devlete bildirmemekle suçlamaksa düpedüz ihanettir!

Nedim Şener, FETÖ’cü savcılar tarafından soruşturulup da evinde kelepçelenerek polis otosuna bindirilirken, hakkındaki komplonun Hrank Dink suikastındaki gerçekleri örtbas etmek için kurgulandığını haykırmaya çalışıyordu.

Sonuç ne oldu?

FETÖ’cü Ramazan Akyürek’in suikast plânı ortaya çıktı, Nedim Şener bugün beraat almış hür bir gazeteci…

Bir gün gerçekler kimse izah etmeden ortaya çıktığında anlayabilecek mi o karınlarından konuşup işkembe-i kübradan yorum taşıranlar, göreceğiz…