TAM bir yıldır sistematik bir şekilde durmadan insan öldüren bir terör örgütü var… Kendisine “devlet” süsü veren bu örgüt, kuruluşunda etkin rol oynayan terör örgütlerinin tam da istediği gibi hareket ediyor. Yani fıtraten terörist olan bu örgütün devlet olmasını ve uluslararası hukuka uygun hareket etmesini beklemek beyhude bir bekleyiştir.
Bu anlamda bu örgüte destek verdiği için uluslararası arenada sürekli itibar kaybına uğrayan ve artık dünya konjonktüründe itibar iflasının eşiğinde olan ABD’nin de bu örgütün yola geleceğini beklemesi beyhudedir. Zira bu örgüte destek olan her siyâsî lider, sadece siyâsî bir figür olarak tarihin çöplüğünde yerini alacağı gibi isimleri de lanetle anılacaktır.
Evet, İsrail Devleti, temelde üç terörist örgüt tarafından kuruldu: Hagana (Savunma), Irgun (Millî Askerî Teşkilât) ve Lehi/Stern Gang (Stern Çetesi / İsrail Özgürlük Savaşçıları).[1]Bu yüzden özellikle ilk dönem İsrail yöneticilerinin çoğu bu örgütlerin üyesidir.
Meselâ Irgun Silahlı Kuvvetleri’nin komutanı olarak katliamlara imza atmış Menachem Begin, İsrail’in altıncı başbakanıdır. Ne acıdır ki bu adam 1978’de, Mısır Cumhurbaşkanı Enver Sedat’la ortaklaşa Nobel Barış Ödülü’ne lâyık görülmüştür. Yine kimilerinin “Buldozer” lakabıyla andığı ve tarihe “Beyrut Kasabı” olarak geçen, Sabra ve Şatilla katliamını gerçekleştiren 11’inci İsrail Başbakanı Ariel Şaron da bir terör örgütü olan Haganah üyesiydi. Haganah üyeleri arasında İsrail terör devletinin yöneticileri olan İzak Rabin, Rehavam Ze’evi, Dov Hoz, Moşe Dayan, Yigal Allon ve Dr. Ruth Westheimer isimlerini de unutmamak gerekir.
Bugün dünyaya jandarmalık etme iddiasında olan ABD’nin geldiği nokta katile erkete duran bir işbirlikçilikten öteye geçememiştir. İsrail denen terör örgütünün öldürdüğü her canlının vebali bu anlamda ABD’nin üzerindedir. Bu gerçeği, ABD vatandaşları dahi her gün sokaklarda haykırmaktadır. Bu sese kulaklarını tıkayanlar Siyonist bir teröristin sözde din adamı kimliği ile ABD’de yaşanacak olan kasırga ile ilgili yaptığı hezeyan dolu açıklamalarını yeniden ve yeniden ve anlayana kadar gerekirse bin defa dinlemesini tavsiye ederim.
Ne diyordu terörist Yosef Mizrachi?
“Kasırga var. Dün orada Filistin yanlısı gösteri vardı. Bugün ise Haşem orayı yok etti. Nazilerin gösteri yapmasına izin verirseniz, bir gün orası yok olur. Bu böyledir. ABD İsrail'e karşı bir karar aldı, birkaç gün sonra New Orleans sular altında kaldı.”
Hezeyanlarının devamı da var…
Dileyen bu açıklamaları internetten bulup okuyabilir…
Ancak orada ABD’li yetkililerin İsrail Terör Örgütü elebaşlarına “Her şeyi mahvedeceksiniz!” diye uyarılarda bulunduğunu da ikrar etmiş.
Sizce bu ne demektir?
Benim anladığım kadarıyla ABD’li yetkililer besleyip büyüttükleri ve şu anda canavarlaştığı için kendilerini yani tırnak içinde sahiplerini bile dinlemeyen bu örgüte diyor ki:
“Eğer Arz-ı Mev’uda ulaşmak istiyorsanız, acele etmeyin. Bu zamana kadar sizin yaptığınız her türlü katliama ve hukuk dışılığa göz yumduk ama artık mızrak çuvala sığmıyor. Bu amaca ulaşmak istiyorsanız daha derinden ve çaktırmadan hareket etmeliyiz.”
İşin gerçeği bu örgüt, hem saplantı hâline getirdiği vaat edilmiş topraklara ulaşmak amacının bir an önce gerçekleşmesini istiyor hem de bunun için kehanetlere ve Kabbalist hahamlarının uydurdukları bir takım tarih ve sembollere de takılmış durumda. Onlara göre şu tarihe kadar bu olmalı, yoksa bu amaç gerçekleşmeyecek gibi bir sürü akıl dışı hezeyana kapılmış gidiyorlar.
Örgütbaşı Netenyahu’nun 25 Ekim 2023 tarihinde yaptığı bir açıklamasında “Yaşeya” kehaneti vurgusu yapması da bu sapkın inancın bir tezahürüdür. Hatırlarsak örgüt başı Netenyahu bu açıklamasında şöyle demişti:
“Bizler ışığın insanlarıyız, onlar karanlığın insanları ve ışık karanlığa karşı zafer kazanacaktır… Artık tek bir amaç için bir araya gelmenin zamanıdır; Zafere ulaşmak için hızla ilerlemek. Ortak gücümüz ile haklılığımıza ve Yahudi halkının ebediliğine olan derin inancımızla Hamas’a karşı Yeşaya kehanetini göreceğiz: Ülkenden şiddet, sınır boylarından soygun ve yıkım haberleri duyulmayacak artık. Surlarına kurtuluş, kapılarına Övgü adını vereceksin!”
“Süleyman Mabedi’nin yeniden inşâ edilmesi gerektiğini düşünüyorlar
Yahudiliğin kutsal metinleri, yazılı ve sözlü olmak üzere iki kısma ayrılmaktadır. Yazılı kutsal metinler, Türkçede Eski Ahit (Eski Antlaşma) olarak bilinen Tanah adıyla anılmaktadır. Tanah; Tevrat (Tora), Peygamberler (Neviim) ve Kitaplar (Ketuvim) bölümlerinden meydana gelmektedir. Tanah, bu üç bölümün İbranice isimlerinin baş harflerinden oluşan bir kısaltmadır. Bu bölümler toplam 24 kitap içermektedir. Hıristiyanların elindeki Tanah ise 39 kitaptan oluşmaktadır. Bu farklılık, Tanah’taki kitapların tasnifinden kaynaklanmaktadır.[2]
Yeşaya kitabı Tanah’taki son peygamberlerin ilk kitabıdır. Bu kitabın ardından Hezekiel, Yeremya ve Oniki küçük peygamber kitapları gelir. Kitapta 66 konu bulunur. İlk 39 konu günahkâr Yehuda Krallığı’nın ve Tanrı’ya karşı gelen her ulusun yıkılacağı kehanetinde bulunurken son 27 konu Tanrı’nın ihtişamı altında İsrail ulusuna ait yeni bir krallık kurulacağı kehanetinde bulunur; bu bölümde Uşak ezgileri, İsrail ulusuyla ilgili dört farklı pasaj ve Hıristiyanlığa göre İsa ile ilgili önceden verilen haberler bulunur. Var olan en eski Yeşaya kitabı, İsa’dan bir asır önce yazılmış “Ölü Deniz” parşömenleri arasından çıkmıştır.
Siyonist Yahudiler, asıl Tevrat’ta geçmeyen ama Yeşaya kitabında (60/18) bahsedilen Mehdi’nin Beytüllahim’de dünyaya geleceğine inanıyorlar. Hatta kendilerince Mesih’in gelmesine dair işaretlerden onun çok yakında geleceğine de inanıyorlar. Bu yüzden de “Süleyman Mabedi’nin yeniden inşâ edilmesi gerektiğini düşünüyorlar.
Yeni Şafak gazetesinde konu ile ilgili bir analizde bu kehanetler ile ilgili şu bilgiler verilmiş.
1. Dönemin Siyâsî ve Sosyal Olaylarına Dair Kehanetler: Yeşaya, İsrail ve Yehuda krallıklarının yanı sıra çevre uluslar ve krallıklar hakkında da kehanetlerde bulunmuştur. Bu kehanetler, savaşlar, istilalar ve ulusların yıkılışı gibi konuları içermektedir.
2. Manevî Uyarılar ve Ahlâkî Kehanetler: Yeşaya, halkın günahkâr yaşam tarzını ve Tanrı’dan uzaklaşmalarını eleştirmiştir. Tanrı’ya dönülmesi ve ahlâkî değerlere uyulması gerektiğine dair uyarılarda bulunmuştur.
3. Mesiyanik Kehanetler: Yeşaya, Mesih’in gelişini ve barışın, adaletin hâkim olacağı bir dönemin başlayacağını müjdelemiştir.[3]
Bu kehanetleri özetlersek… Tanrı seçkin bir halk, seçilmiş bir millet olan İsrailoğulları’ndan müteşekkil büyük bir krallık kuracak. İsrail, Tanrı’nın seçkin halkı olacak. İsrail tüm uluslara adalet ve kurtuluş getirecek. Bu savaştan sonra İsrail Krallığı dünyaya hâkim olacak ve insanlığa yer yüzünde adalet ve kurtuluşu getirecek. İsrail dünyanın ışığı olacak ve İsrail tanrının Krallığı olacak. Bu krallığın içinde Nil ile Fırat arasındaki tüm topraklar dahil edildiğine göre bizim de 22 vilayetimiz bu kehanetin hedefleri arasında…
Netenyahu, 7 Ekim 2023 tarihinde yaptığı konuşmasında da “İsrail halkının kahramanlarının yolunda ilerlediğinizi unutmayın. Yeşu, Yahuda Makkabi, 5708 yılı ile tüm İsrail savaşlarının kahramanlarının yolu…” ifadelerini kullanmıştı.[4] Bu tarih, İbrani takviminin miladi takvimde karşılığı 1948 yılını gösteriyor.
İslâm âleminin imamesi mertebesindeki Osmanlı’yı yıkarak İslâm coğrafyasını parçalayan Siyonistler, hem hayâllerindeki İsrail’i kurdular hem de vaat edilen topraklara ulaşmak için çevrelerindeki tüm ülkeleri istikrarsızlaştırdılar. Silahsız, ordusuz ve istikrarsız Lübnan, işgale uğramış ve parçalanmış Irak ve Suriye, darbelerle istikrarsızlaşmış Mısır, ABD’ye merbut kukla yönetimleri ile Suud ve diğer körfez ülkeleri… Ne yaptığını pek de kestiremediğimiz İran…
İsrail’in durdurulması en başta kendilerinin hayrına olacaktır
Bu cephede bu kehanetler varken diğer cephede ise farklı söylemler var. Konuyla ilgili yazısında Mustafa Özcan şu bilgileri veriyor.
“2000 yılında İsrail Başbakanı olan Ehud Barak ise İsrail’in 80 yılını doldurmadan tarih olacağına hükmetmektedir. Ona göre İsrail'in geleceği geçmişinde gizlidir. Geçmişinde sadece tek bir Yahudi devleti kısa süreliğine de olsa 80 yılı aşabilmiştir.
Netanyahu da kurucu ülke olarak İngiltere’de 2017 tarihinde yaptığı bir açıklamada bu defa İsrail’in ömrünün belki 100 yılını bulabileceğini öngörmektedir. Belki de İsrail Devleti onun döneminde sona erer, kim bilir?
Şeyh Ahmet Yasin Tih neslini baz alarak İsrail’in üç dönemlik bir ömrü olacağını varsaymıştır. Fikir ve mayalanma dönemi olarak 40 yıl ve ardından 1948 yılından itibaren kırk yıllık iki dönem. İlk kırk yıl 1987 ve 1988 yılına tekabül ediyor. İkinci kırk yıllık dönem ise 2027 veya 2028 döneminde sona eriyor.
Camp David’in mimarlarından Menahem Begin de Beyrut kuşatması ve işgali sırasında ‘Tevrat’a göre bundan böyle İsrail 40 yıl esenlik içinde yaşayacaktır’ demiştir.”[5]
Kur’an Araştırmaları Vakfı Başkanı Yunus Vehbi Yavuz da İsra süresinin 4-8. ayetlerinden yola çıkarak Tevrat’ta yazılı olan bir bilgiyi Kur’an’dan nakletmek suretiyle Yahudilere uyarıda bulunarak Müslümanları rahatlatan önemli bir müjdeyi veriyor. İlgili ayetlerin meallerini beraber okuyalım:
“Biz, Kitap’da (Tevrat) İsrailoğullarına şunu bildirdik: Yeryüzünde elbette sizler iki kere fesat çıkaracaksınız ve kibirlenip azgınlık göstereceksiniz. Birinci fesadın vadesi geldiği zaman, üzerinize çetin savaş ehli birtakım kullarımızı gönderdik ve bunlar evlerinizin arasına kadar girerek sizi araştırdılar. İşte bu vuku’bulmuş bir vaad idi. Sonra sizi onlara karşı galip getirdik; mallarla ve evlatlarla sizi nüfus bakımından da çoğalttık. Eğer güzel işler yaparsanız kendiniz içindir, kötü işler yaparsanız o da kendiniz içindir. İki va’deden ikincisinin vakti gelince, yüzünüzü karartarak kötülük yapmaları, önceden mescide girdikleri gibi girmeleri, ele geçirdikleri yerleri harap etmeleri için onları tekrar göndereceğiz. Umulur ki Rabbiniz size merhamet eder. Fakat eğer geri dönüp aynı şeyleri tekrar yaparsanız biz de aynı şekilde sizi helak ederiz. Zaten biz cehennemi kâfirlere has kıldık.”
Bu ikinci ordu Babil Kralı Buhtunnasr’ın ordusudur.
Bu âyetlerin özeti şudur: Tevratta Yüce Allah, Yahudilerin yeryüzünde iki kere fesat çıkaracaklarını, birincisinde kurtulacaklarını ve tekrar eski güçlerine kavuşacaklarını; sonuncusunda ise onların yurtlarını harap edeceğini, kendilerini helak edeceğini bir ültimatom şeklinde onlara haber verdikten sonra, eğer tevbe ederlerse yine de Allah’ın kendilerine merhamet edeceğini haber veriyor ve son uyarıyı yapıyor: Eğer bir daha fesat çıkarırsanız biz de biz de sizi yine helak edeceğiz.”[6]
Bu durum Haredi Yahudilerinin Siyonizm karşıtı dinhi bir grubu olan ve Aramice’de adı “Şehrin (Kudüs’ün) Muhafızları” anlamına gelen Neturei Karta mensubu Haham Yisroel Dovid Weiss, Rusian Today’e (RT) verdiği demeçte de sanki teyid edilmiş.
Weiss’e göre: “Peygamberler tarafından, bu topraktan atılacağımız konusunda uyarıldık. Bu, 2000 yıl önce Kudüs'teki tapınağın yıkılmasıyla oldu. Kitlesel olarak geri dönmeyecektik. Bu ilahi sürgündür. Ayrıca birlikte yaşadığımız herhangi bir millete karşı isyan etmeyeceğiz. Sadık vatandaşlar olacağız ve ev sahiplerimizin toprağında refah için dua edeceğiz. Ayrıca sürgünü sona erdirmek için hiçbir zaman girişimde bulunmamalıyız. Siyonistlerin amacı, maddi varlığa sahip olmaktı ve yollarına çıkan herhangi bir şey onları rahatsız etmedi. Tevrat, çalmayacağınızı söylüyor, bu yüzden her Siyonizm kavramı Tora'yı ihlal ediyor. Dinimizin bizi silaha sarılmaya ve toprağı ele geçirmeye çağırmadığını biliyorlardı. Aksine bunu yasaklıyordu.”[7]
Hamas’n kurucusu ve Filistin dâvâsının efsane ismi Şeyh Ahmed Yasin de 1999 yılında Elcezire televizyonuna verdiği röportajda “İsrail zulüm ve gasp üzerine kurulmuştur. Zulüm ve gasp üzerine kurulan rejimlerin kaderi yıkılmaktır. İsrail gelecek asrın ilk çeyreğinde son bulacak inşallah. Tam olarak 2027 senesinde İsrail diye bir varlığı olmayacağını söylüyorum.” demişti.[8]
İslâm âleminin imamesi mertebesindeki Osmanlı’yı yıkarak İslâm coğrafyasını parçalayan Siyonistler hem hayâllerindeki İsrail’i kurdular hem de vaat edilen topraklara ulaşmak için çevrelerindeki tüm ülkeleri istikrarsızlaştırdılar. Örneğin silahsız, ordusuz ve istikrarsız Lübnan, işgale uğramış ve parçalanmış Irak ve Suriye, darbelerle istikrarsızlaşmış Mısır, ABD’ye merbut kukla yönetimleri ile Suud ve diğer körfez ülkeleri… Ne yaptığını pek de kestiremediğimiz İran…
İsrail durdurulmalıdır. Onların durdurulması en başta kendilerinin hayrına olacaktır. Bu sözlerin teyidini yine Haham Weiss’in şu sözlerinden çıkarmak mümkün. Weiss:
“Biz sonuna kadar Filistin halkının yanındayız. Allah'tan diliyoruz; Siyonist devleti bir an önce tarih sayfasından silinsin, yok olup gitsin. Biz istiyoruz ki Filistin halkı, kendi topraklarında, kendi devletini kurarak sonsuza kadar özgür yaşasın. Yahudiler olarak biz de diğer insanlarla barış içinde yaşamak istiyoruz. Bir de şunun mutlaka bilinmesini istiyoruz. İsrail'de gerçek Yahudilere karşı korkunç bir baskı ve zulüm var. Dünya basınının bunları gündeme taşıması ve İsrail'e dur demesi gerekiyor…” demişti.[9]
Görünen o ki hareket kabiliyeti elinden alınmış, adeta felç edilmiş bu ülkeleri bombalayan, işgal eden, hiçbir insanî değeri kabul etmeyen, uluslararası hukuku yok sayan şımarık İsrail, yaptığı soykırım ve akıl almaz zulümleri ile arz-ı mev’ud olarak kendilerine vaat edilen cehenneme doğru koşturmakta. Ne diyelim? Ateşiniz bol olsun!
[1] https://www.zraporu.com/yazarlar/israil-devleti-teroristler-tarafindan-mi-kuruldu/
[2] Eroğlu, A.H.(2008). Din ve Dinler. Ağaoğlu, E. ve Selvi, K. (Ed.). Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretimi içinde (Ünite 1). Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Yayınları.
[3] https://www.yenisafak.com/yesaya-isaya-nedir-yesaya-kehanetleri-neler-h-4570532
[4] https://www.aa.com.tr/tr/dunya/netanyahunun-savas-doneminde-sik-sik-tevrattan-alintilar-yapmasi-dikkati-cekiyor/3037695
[5] https://www.fikriyat.com/yazarlar/mustafa-ozcan/2023/04/07/israil-yikilmak-icin-kuruldu
[6] https://kurav.com/israilin-cikardigi-bu-fesat-yok-edileceklerinin-habercisidir/
[7] https://www.aa.com.tr/tr/dunya/yahudi-haham-weissdan-israile-tepki/1140527
[8] https://www.yeniakit.com.tr/haber/seyh-ahmed-yasin-israil-2027ye-kadar-yikilacak-295926.html