MALÛMUNUZ, Cumhurbaşkanımız
Erdoğan, Türkiye’nin Millî Uzay Programı’nı açıkladı ve 2023’e kadar Ay ile ilk
temasın kurulacağını belirtti.
Açıklanan
bu program birçok Evropa ülkesi ve ajansları tarafından ciddiyetle takip
edildi, aksülÂmel buldu ve sitayişkâr değerlendirmelere lâyık görüldü.
Misâl
Alamanlar, Erdoğan’ın, “Türkiye’nin küresel uzay yarışında birinci lige
yükselmesi, ayrıca ülkesinin uydu teknolojisinde global bir marka hâline
gelmesi gerektiğini” açıkladığını duyurdular yurttaşlarına.
Fransızlar
da konuya Fransız kalmadılar, “Türkiye, büyük ulusların arasında yer almak
istiyor. Bu, bölgesel ve uluslararası düzeyde görünürlük kazanmanın bir yoludur”
değerlendirmesinde bulundular.
Hattâ
“Kesin olan şey, Türkiye’nin Millî Uzay Programı, Batı’nın çığlık atmasına
neden olacak” dediler.
İsveç’i,
Norveç’i, İtalya’sı benzer şekilde yorumlarla gördüler bu gelişmeyi.
Esoşeytıt
Pires, Royters, Doğçe Velle gibi uluslararası ajanslar, “O mamma mia,
Türkler geliyor” diye bastılar yaygarayı.
Tamam,
onları anladık, sonuçta uzay onların babalarının tarlası. Bizim ne işimiz var?
Lâkin
memleket dâhilinde oluşan tepkiler daha bir enteresandı.
“Ayranımız
yok içmeye” diyeni mi ararsınız, “Aktronot oluyoruz” diyeni mi
ararsınız?
Hattâ
aramaya devam ederseniz, Erdoğan’dan için, “Uçtu uçtu, artık Ay’a uçtu” diyenler
de var, “Halk paralel evrene gönderecek” diyenler de.
“Bir
uzay yolculuğumuz eksikti”, “Ne işimiz var Ay’da?” diye dudak
bükenler de…
İstediğinizi
seçiniz alınız. Lâf etti balkabağı…
Bu
zevatın ortak bir özelliği var bu arada. Hepsi de çok fena Atatürkçü. “İstikbâl göklerdedir” diyen
Atatürk’ün izinden giden Âdemoğulları bunlar.
Muhtemelen
bunlar için gökyüzü, hani Sabiha Gökçen’in kullandığı çift motorlu pır pır
uçakların çıkabilecekleri en son noktada bitiyor. Daha yukarı çıkabilen her
türlü yerli üretime de karşılar az buçuk. Atak helikopterine, İHA’ya, SİHA’ya…
Niyetleri
çok halis, zira millet aç. Ne gerek var SİHA’ya? PYD bize mi saldıracak?
Erdoğan’ın
açıkladığı Millî Uzay Programı kapsamındaki on stratejik hedeften birisi Ay’a
Atatürk heykeli dikmek olsaydı, bu kardeşlerimizin aralarında para toplayıp
programa destek olacaklarına yemin edebilirim.
Hedef
2023! Hedef şaşabilir, bakarsınız 2025 olur ya da 2030, fark etmez. Ama bu yola
çıkıldı artık, süreç işleyecek. Bu zevat o roketin fitili ateşlendiği âna kadar
da üçüncü havaalanına, üçüncü köprüye, Marmaray’a itiraz ettikleri gibi itiraz
edecekler, engellemek için ellerinden geleni yapacaklar.
Hiçbir
şey yapamasalar bile bu projeyi itibarsızlaştırmak için insanüstü çaba sarf
edecekler. 2023 mü olur, 2030 mu, fark etmez, o gün geldiğinde de uzaya
gönderilecek ilk roketin isminin Atatürk olması için yırtınacaklar. Fav’a atın,
bekleyin!
Bu
sahneyi defalarca yaşadık gördük.
Haksız
da sayılmazlar. Ne de olsa Atatürk, “İstikbâl göklerdedir” demişti.
Kalınız sağlıcakla efendim…