Uzaktan eğitimin prangaları

Öğretmen ve hocalar dijital teknoloji kullanılarak uzaktan eğitim için kendilerini canlı ve donanımlı tutmamalarının zorluğunu yaşıyorlar. Ancak, uzaktan eğitimden hiçbir ülke kaçamaz. Bu nedenle bir an evvel öğretmen ve hocaların “uzaktan eğitim” için en azından öğrenciler kadar hazır olmalarını beklemek en doğal haktır.

EĞİTİM, bireylerin sosyal hayatta yerlerini almaları için gerekli bilgi, beceri, anlayış ve kişilik kazanmaları noktasında formal (okul içinde) veya informal (okul dışında dışında) olarak yardım etme olarak tanımlanır. Belli bir amaca göre gereken bilgileri verme işine de “öğretim” denir. Bilginin talep edilmesi ve farklı yollarla idrak edilmesi, öğrenmedir.

Önceden öğretim için “tâlim”, eğitim için “terbiye” kelimeleri kullanılmaktaydı. Tâlim “ilm” kökünden, terbiye ise “rabv” kökünden türemiştir. Buradaki rabv; korumak, ıslah etmek, gözetmek ve yükseltmek anlamına gelir.

İngilizler eğitimde korumak, ıslah etmek ve yükseltmeyi benimserken, Türk eğitim sisteminin “kişilerde istendik davranış meydana getirme süreci”ni benimsemesi mânidardır.

Dikkat edilmesi gereken husus; öğretimle bilgi ve zekâ gelişirken, eğitimle bireyin irade gücü, akıl ve irade arasında dengenin kurulmasına özen gösterilmesi gerektiğidir. Esas olan ve bütün dünyada kabul gören durum ise, bireyin toplum, ülke ve dünyaya faydalı olarak yetişmesidir.

Birey yetişirken, eğitim-öğretim sürecinde üç ana unsur öne çıkar: Öğretmen, öğrenme materyalleri ve çevre.

Yetişecek birey, öğrenirken öğretmen, çevre ve ders materyalleri ile etkileşim hâlindedir. Öğretmen-öğrenci iletişimi her şekilde mümkündür. Öğrenci ile çevrenin etkileşiminde sınıf içinde diğer öğrenci olurken, sınıf dışında ulaşılabilecek her yetişkin birey çevre içerisinde yer alır. Günümüzde öğrencinin bilgiye ulaşması için çok sayıda yol vardır. Öğrenci internet sayesinde bilgiye istenilen yerde ve istenilen zamanda kolayca ulaşıyor. Ayrıca dünyanın en saygın hocalarının derslerini takip ediyor.

Bilgiye ulaşmanın zaman ve mekânın olmadığı durum uzaktan eğitimle gerçekleşiyor. Uzaktan eğitim, öğretmen ile öğrencinin aynı ortamda yüz yüze olmadığı ve iletişim için çeşitli teknolojilerin kullanıldığı bir sistem olarak hayatımıza girmiş durumdadır.

Uzaktan eğitim, yüz yüze eğitimde olduğu kadar kolay yönetilemeyebilir ancak dijital teknoloji ile bu durum kolayca çözülür. Burada esas olan, öğrencinin iyi bir öğretim için gerekli olan tasarımı ancak öğrenci-öğretmen-teknoloji uyumu ile mümkün olacağıdır. Öğrenci-öğrenci iletişimi sadece öğrencilerin bu uğurda bilinç düzeylerinin yükselmesi ve ahlâkî değerlerin kavranmasını gerekli kılar.

Sınıflara cep telefonu olmadan gelemeyen öğrenci hemen hemen yok gibi. Bu, şu demektir: Dijital dönüşüm hayatın her alanında var ve kullanılıyor. Önemli olan, bu durumun eğitim alanında en verimli bir şekilde kullanılmasıdır.

Dijital çağda, her ne sebeple olursa olsun, uzaktan eğitim kaçınılmaz. Çünkü bunun getirisi çok yüksek olacaktır. Günümüzde sadece geçiş sancıları yaşanmaktadır.

Avrupa ve Amerika’da bazı üniversiteler 2021 yılı Haziran sonuna kadar öğretimine sadece uzaktan eğitimle devam edeceğini duyurdu. Bizde ise Ağustos sonunda ortaöğretim için açılma beklenirken, üniversiteler yüzde 40 oranında uzaktan eğitim gibi hibrit bir sistem üzerinde çalışıyor.

Dijital teknoloji; eğitimi, sağlığı, düşünmeyi, algılamayı, öğrenmeyi, öğretmeyi ve imkânları geliştirerek dönüştürüyor. Yazılım ve robotik kodlamanın ders olarak ortaöğretimde öğretilmeye başlanması, takdiri hak eden dev bir adımdır.

Uzaktan eğitimin üç ayağından biri olan gençler; dijital teknoloji için hiçbir sorun ve zorluk oluşturmuyor. Cep telefonu, tablet, bilgisayar, giyilebilir teknoloji ile iç içe yaşıyorlar.

Öğretmen ve üniversite hocalarının büyük kısmı dijital teknoloji tabanlı uzaktan eğitim açısından etkin deneyim ve donanıma sahip değiller. Normal şartlarda bile bazı eğitimcilerin teknoloji kullanımından çok uzak olduğu bir vakıadır. Uzaktan eğitim sürecinde dijital araçların etkin kullanımını sağlayabilmek için öğretmen ve üniversite hocalarına büyük rol düşüyor. Ancak öğretmen ve hocaların büyük kısmı direnç göstermektedir.

Uzaktan eğitimde dijital teknolojinin kullanılması noktasında yetersiz ve etkin donanımı olmayan öğretmen ve hocalar, öğrencilere yeteri derecede yardım edemiyorlar. Üstelik, “Görevlerini lâyıkıyla yerine getiremiyorlar” dense hatâ olmaz. Uzaktan eğitime dönüşte donanım olmadan eğitimi devam ettiremeyecek öğretmen ve hocalar ders vermekten çekiniyorlar.

Öğretmen ve hocalar dijital teknoloji kullanılarak uzaktan eğitim için kendilerini canlı ve donanımlı tutmamalarının zorluğunu yaşıyorlar. Ancak, uzaktan eğitimden hiçbir ülke kaçamaz. Bu nedenle bir an evvel öğretmen ve hocaların “uzaktan eğitim” için en azından öğrenciler kadar hazır olmalarını beklemek en doğal haktır.

Görünen o ki, eğitim zorunlu olarak uzaktan eğitim sürecine girmedikçe büyük direnç ile karşılaşılacaktır. Eğitimi, Eylül ayında salgının bitmesine göre yüz yüze olarak tasarlamak, istenmedik durumları yeniden ortaya koyacaktır.

LGS sınavlarında ikinci dönemden soru sorulmadı. 2019-2020 bahar yılı notları, güz notlarına göre yapıldı. Bazı özel eğitim kurumları, “sınıfta kaldıkları, beceremedikleri ve hak etmedikleri ücretleri” velilerden aldı.