Ukrayna sonrası

Görünen o ki, Ukrayna üzerinden Doğu’ya doğru ilerleyen Batılı devletler hiç boş durmayacaklar. Ukrayna hâkimiyeti sonrası Rusya ile anlaştıklarında hedefleri Türk devletleri olacaktır. Londra-Pekin hattında hâkimiyet yine bu 5 silah tüccarı ülkenin olacaktır. Ancak Türkiye ve diğer Türk devletleri bu 5 devletin işini bozuyor.

ROMANYA, Macaristan, Moldova, Polonya, Belarus, Slovakya ve Rusya, Ukrayna’nın sınır komşularıdır. Ülkelerin sınır komşularıyla olan sıkıntıları anlaşılabilir bir durumdur. Şimdilerde ABD, İngiltere ve Almanya da Ukrayna’da ileri atılım içindeler.

Avrupa kıtasının en büyük yüzölçümü de yine Ukrayna’ya aittir. Avrupa’nın tahıl ambarı sayılabilecek olan Ukrayna’nın Almanya, İngiltere ve ABD’nin hedefinde olmasının bir nedeni tahıl ise de gerçek neden sadece bununla açıklanamaz.

Ukrayna’ya iştahı kabaran NATO üyesi Almanya, İngiltere ve ABD’nin Ukrayna ile sınırları bile yoktur. Ukrayna ile İngiltere arası 3 bin 177 kilometre, Almanya-Ukrayna arası mesafe bin 777 kilometredir. ABD ile Ukrayna arası ise 9 bin 169 kilometre olup uçakla en az 13 saat sürmektedir. Gelin görkün ki bu devletler, Ukrayna’ya giriyorlar.

Sınır komşusu olan ve yıllarca idaresinde kaldığı Rusya ise Ukrayna’yı isteği doğrultusunda evirmek istiyor. Kazakistan ve Ukrayna, sürekli olarak Rusya’nın dürbünleri arasında yer alıyor. Sınır komşuları arasında didişmenin olabileceği anlaşılabilir bir durumken, bağımsız bir ülkenin sınırlarına silah depolamak tehdit olarak anlaşılır. ABD’nin Dedeağaç’ta yaptığı ile Rusya’nın Ukrayna sınırında yaptığı aynıdır.

Bugün Rusya, hayâli olan sıcak denizlere Türkiye’nin sınır komşusu olan Suriye üzerinden indi. Rusya’nın sıcak denizlere inişinin rövanşını da Ukrayna’nın NATO üyesi olmasıyla karşısında görebilir. Bu devletlerin al birini vur ötekine, savunulacak tarafları yok.

Akdeniz’de, burnumuzun dibinde otuz üç tane savaş gemisi tatil yapmak gelmedi. Türkiye’nin kuzeyinden ve güneyinden doğuya doğru bir dip dalga kayması yaşanıyor. İleride daha büyük çatışmaların yaşanacağı taşlarsa teker teker döşeniyor.

ABD, kendisini dünyanın bekçisi sanıyor. Bunu da ekonomik güçten alıyor. Dayandığı gerçek anlamda bir medenî yasa ise fazla bulunmuyor. Bazı şeyleri bahane ederek ülkelere girip oraları kan gölüne ve kaosa çevirip kaçıyor. En son Afganistan’da böyle yapmadı mı?

ABD, İngiltere, Fransa, Rusya ve Almanya bazı ülkelere girip olmadık işler yaparken, Türkiye için her konuda burunlarını sokarlar. ABD, en son bir kişinin sarf ettiği sözlerin “fikir özgürlüğü” olarak değerlendirilmesini isterken, Türk yasalarını tanımadığını da göstermiş oldu. Karşımızda böyle bir yapı var.

Çin ise gelecekte bu devletlerin benzerlerini yapacak potansiyelde olduğunu şimdiden göstermektedir, belirtmiş olalım. Japonya ve Kuzey Kore ile birlikte Doğu’yu kana bulayacaklar!

Bir-leş-miş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 5 daimî üyesi olan ülkelere bakınız; ABD, İngiltere, Fransa, Rusya ve Çin… En çok silah satan ülkelere bakınız; ABD, İngiltere, Fransa, Rusya ve Çin… Şaka gibi değil mi? Ama gerçek! Dememiz o ki, silah satmak ve dünyanın değerlerini sömürmek için ortalığı karıştırdıklarını düşünmeden edemiyor insan.

“Ukrayna’dan nerelere geldik?” diyeceksiniz ama ortadaki gerçek şu: 5 ülke, dünyanın silah deposu!

Ukrayna’da olacak olanlar daha önce Suriye, Filistin, Cezayir, Afrika, Namibya, Libya, Kongo, Afganistan ve Irak’ta olanlardan farklı olmayacaktır.

ABD, İngiltere, Almanya ve Rusya’nın Ukrayna’ya girişlerine itiraz etmeyenlerin Türkiye’yi terör üzerinden komşu ülkeleriyle tehdit etmesi üzerine Türkiye’ninse Irak, Suriye ve Libya’ya barış için gidişine itiraz etmeleri çok anormal bir durumdur. Zira Türkiye, Suriye ve Irak’ta 402 yıl vali bulundurmuş, akrabalık bağları olan bir ülkedir. ABD Suriye ve Irak’ta kan akıtırken neden sesleri çıkmadı? Bu da işin çok derin tarafıdır. Zira savaşta herkes kaybeder, sadece Bir-leş-miş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 5 daimî üyesi kazanır. İşte bu nedenle, “Dünya 5’ten büyüktür!” ve “Daha adil bir dünya mümkün!” ifadeleri anlamlıdır.

ABD ve İngiltere, Irak’ın altınlarını çaldılar.

Venezuela altınlarını da çalan İngiltere’dir.

ABD 70 milyon Kızılderiliyi katletti.

ABD, Japonya’da iki atom bombasıyla 350 bin kişiyi katletti.

ABD, Almanya’nın Dresden kentinde 200 bin kişiyi katletti.

ABD, Kore’de 4 milyona yakın insanı katletti.

ABD, CIA desteği ile 200 bin Guatemalalıyı katletti.

ABD, Küba’da 60 bin kişiyi katletti.

ABD politikası nedeniyle Kongo’da 3 milyona yakın kişi öldürüldü.

ABD, Irak’ta 1 buçuk milyon Müslümanı katletti.

Vendee Soykırımı’nda 600 bin Katolik hayatını kaybetti.

Fransa, 500 binden fazla Vietnamlıyı katletti.

Fransa, Cezayir’de 1 buçuk milyon insanı katletti.

Hollanda, Afrika’daki Khoikhoi kabilesini katletti.

Sırplar, Srebrenitsa’da 5 günde 8 bin Müslümanı katletti.

Almanya, Namibya’da 117 bin insanı öldürdü.

İtalya, Libya ve Afrika’da 760 bin kişinin canına kıydı.

İngiltere, 720 bin Aborjin’i yok etti.

Belçika Kongo’da 10 milyonu aşkın kişiyi öldürdü.

Danimarka, 250 bin Alman mülteciyi öldürdü.

Rumlar 1974’e kadar bini aşkın Türk’ü öldürdü.

En basitinden tablo bu şekildedir. Demokrasi (!) getirmeden önce Suriye yaşanılır bir yerdi, ABD demokrasisi sonrasında yerle yeksan oldu. Aynı durum Libya’da, Irak’ta, Suriye’de ve Yemen’de de yaşandı.

Yeni Zelanda’da 49 Müslümanı ibadet hâlindeyken katleden terörist Brenton Tarrant’ın silahının üzerindeki isimlere bakılınca kin ve nefret ortaya çıkar. Bu teröristin silahında yazan isimlere bir bakınız; Kıbrıs’ın Fethi sırasında Türk esirleri öldüren Marco Antonio Bragadin, İkinci Viyana Kuşatması’nda Osmanlıları Avrupa’dan atmayı isteyen Eflak Prensi Şerban Cantacuzino, Sırp Knezi Stefan Lazarevic, Osmanlı donanmasının yok edildiği Navarin Baskını’nda yer alan İngiliz amiral Edward Codrington, Osmanlı-Rus Savaşı’nda Osmanlı’ya kayıplar verdiren Dmitry Senyavin ve Müslümanlara karşı savaşan Gürcü kral David Soslan...

Burada iki durumu hatırlatmak zorunda kaldık: Birincisi, dünyada en çok silah satan ülkelerin yine Ukrayna gibi bağımsızlığını Rusya’dan almış olmanın yanında, bu “5 silah tüccarının” kıskacında seyirci kalmasıdır. Diğeri ise Türkiye’nin nasıl bir yolda ilerlemek zorunda kaldığını açık etmek içindir.

Bugün Ukrayna’da olanlar doğrudan Türkiye’yi de ilgilendiriyor. Onun için Ukrayna ve Rusya arasında dostane arabuluculuk isteniyor. Olası bir durumda Ukrayna’da da karışıklık ve terörizm baş gösterecektir. Türkiye yıllardır PKK terörü ile mücadele ediyor. Birileri çıkmış, hapisteki terörist başının serbest kalmasını gündeme taşıyor. Akla ziyan işler bunlar!

Bu farklı olaylar arasındaki bağlantı şudur: Terörü besleyen devletler, işte bu 5 ülkedir!

Türkiye, teröre karşı mücadele ederken satın aldığı İHA’lardan istediğini elde edemeyince kendi İHA’sını yaptı. Şimdilerde Ukrayna’ya 12 adet Bayraktar TB2 insansız hava aracı (İHA) satmış olup 24 adet daha satacak. Böyle bir durumda Rus ordusu da ciddî kayıplar verebilir.

Görünen o ki, Ukrayna üzerinden Doğu’ya doğru ilerleyen Batılı devletler hiç boş durmayacaklar. Ukrayna hâkimiyeti sonrası Rusya ile anlaştıklarında hedefleri Türk devletleri olacaktır. Londra-Pekin hattında hâkimiyet yine bu 5 silah tüccarı ülkenin olacaktır. Ancak Türkiye ve diğer Türk devletleri bu 5 devletin işini bozuyor.