“Üç Kardeş”, beş kardeşi gösterdi

“Üç Kardeş 2021 Tatbikatı” ile muhataplara verilen mesajların hiçbiri kuru değildir. Azerbaycan’ın başına bir iş geldiğinde Türkiye ve Pakistan Azerbaycan için harekete geçip bedel ödemeyi göze alır mı? Evet, alır! Pekâlâ, Ermenistan’ın başına bir iş geldiğinde Rusya dâhil, İran ve Hindistan elini taşın altına sokar mı? Asla! Peki, Türkiye ile Yunanistan arasında bir çatışma çıksa, Hindistan’dan bir birlik dahi olsun desteğe gelir mi? Hayır! Ya Azerbaycan ve Pakistan Türkiye için bedel öder mi? Evet, öder!

TÜRKİYEAzerbaycan ve Pakistan’ın katılımlarıyla 12 Eylül 2021 tarihinde Bakü’de başlayan ve “Üç Kardeş 2021” ismi verilen ortak tatbikat, beklenenden fazla ses getiren bir tatbikat oldu.

Üç ülkenin Özel Kuvvetlerinin ilk kez ortaklaşa gerçekleştirdikleri bu tatbikatın temel amacı, muharebe operasyonları sırasında dost ve ortak ülkelerin özel kuvvetlerinin etkileşimini geliştirmek, barış ve savaş zamanında operasyonlara hazırlanmak ve deneyim alışverişinde bulunmak olarak duyuruldu.

Bu tatbikatın yer ve zamanlamasına bakılınca, sıradan bir tatbikat olmaktan ziyade, bünyesinde pek çok mesaj içerdiği görülür. Bu tatbikatın ilk mesajı, Karabağ konusunda Azerbaycan’ın asla yalnız bırakılmayacağı mesajıdır. Bu mesajın ilk muhatapları ise Ermenistan ve Rusya’dır.

10 Kasım 2020 Ateşkes Anlaşması’nın yükümlülüklerini yerine getiren Azerbaycan, haklı olarak bu anlaşmanın yükümlülüklerinin imzacı diğer taraf olan Ermenistan ve Rusya tarafından da yerine getirilmesini bekledi. Malûmdur ki, bu anlaşmanın 9’uncu maddesi şu taahhütleri içeriyordu: “Bölgenin ekonomik ve ulaşım bağlantılarında engeller kaldırılacak. Ermenistan vatandaşların, araçların ve yük araçlarının iki yönde hareketini organize etmek amacıyla Azerbaycan’ın batısındaki bölgeler ile Nahcivan Özerk Cumhuriyeti arasında ulaşım iletişimini sağlayacak. Ulaşım ve iletişimin kontrolü, Rusya Sınır Güvenlik Servisi kurumları tarafından da sağlanacak. Tarafların anlaşmaya varması durumunda, Nahcivan Özerk Cumhuriyeti ve Azerbaycan’ın batı bölgeleri arasında ulaşım iletişimlerinin ağları inşâ edilecek.”

Savaşın üzerinden bir yıl geçtiği hâlde bu maddenin işletilmesi, Ermenistan’daki iç kargaşa ve seçim nedeniyle uzatıldıkça uzatıldı. Süreç içerisinde Ermenistan’ın bu tür ayak sürçmeleri karşısında Azerbaycan tarafı, meselenin takipçisi olacağına ve anlaşma maddesini gerekirse tek başına yürüteceğine dair ciddî adımlar attı. Bu amaçla Zengezor bölgesinde 10-12 kilometre kadar bir derinlikte içe inerek hâkim tepe ve mevkileri kontrol altına alan Azerbaycan, bu hareketiyle muhatabına savsaklama işinden vazgeçmesini kuvvetli bir biçimde ihtar etti.  

Ermenistan ise en iyi bildiği iş olan etrafı yaygaraya vererek kopan gürültüden istifadeyle örtülü bir direnme tavrı gösterdi. Sadece bu kadarla kalmayan Ermenistan, Rusya ve diğer ülkelerden yeni silah sistemleri tedarik ederek sözüm ona Azerbaycan’a gözdağı vermeye bile kalkıştı. Ermenistan’ın bu tavra bürünmesinde Rusya içerisindeki etki gücünün de önemli bir payı vardı elbet. Zaten Rusya da bu konudaki ikircikli tavırlarıyla Ermenistan’ı yüreklendirmekten geri kalmadı.

İşte Üç Kardeş 2021 Tatbikatı’nın işin tam bu aşamasında icra edilmesi, Ermenistan ve onun ardında ikili oynayan Rusya’ya açık bir ikazdı!

Özellikle Karabağ Savaşı’ndan sonra Azerbaycan’ın izlediği politikalara bakılacak olursa, artık “Ben şu adımı atarsam kim ne der?” sendromundan kurtulduğu ve bağımsız bir devlet gibi hareket ettiği görülür.

Azerbaycan’ın bu adımları rahat atmasının ardındaki en büyük güç, hiç kuşku yok ki 16 Haziran 2021 tarihinde Türkiye ile Azerbaycan arasında imzalanan Şuşa Beyannamesi’dir. Bu beyannamede yer alan şu ifadeler, üstü örtük bir diplomasi diliyle, “Azerbaycan saldırıya uğrarsa Türkiye müdahale eder” demektedir:

“Türkiye ve Azerbaycan’ın bağımsızlığı, egemenliği, toprak bütünlüğü, uluslararası düzeyde kabul görmüş sınırlarının dokunulmazlığı gibi millî çıkarlara dayanan konularda ikili ve çoklu formatlarda dayanışma ve karşılıklı yardım ilkelerinden yola çıkarak, Türk dünyasının sürekli olarak gelişimine yönelik karşılıklı faaliyetlerin bölgesel ve uluslararası düzeyde ileriye götürülmesiyle ilgili çabaları birleştirerek, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün ve Azerbaycan halkının umum millî lideri Haydar Aliyev’in bilgece söyledikleri ‘Azerbaycan’ın sevinci sevincimiz, kederi kederimizdir’ ve ‘Tek millet, iki devlet’ sözlerinin halklarımızın millî-mânevî serveti olarak değerlendirildiğini özellikle vurgulayarak, Türkiye ve Azerbaycan arasındaki ikili ilişkilerin daha da genişletilmesi ve derinleştirilmesi perspektiflerini her yönüyle inceleyerek beyan ederler.”

Bu tatbikatın ikinci mesajı İran’a yöneliktir. Karabağ Savaşı’nda Ermenistan’ın başarılı olması için el altından her yolu deneyip zahirde de Azerbaycan’ın kaygısını çekiyormuş gibi tarihî takiyye yöntemiyle işi idare etmeye çalışan İran’ın bu durumu, asla gözden ırak tutulmadı. Hele Dağlık Karabağ Ermenileri için yakıt tankerleri görünümü altında bölgeye silah taşımaya çalışan İran’ın bu kalleş girişimine, Rus barış askerlerinin kontrol noktalarında usulen dahi bu tankerleri aramayarak destek vermesi gözden kaçmadı.

Gözden kaçmadı ki, Azerbaycan önce bu konuda Rusya’yı uyardı ve İran’ın bu kabil girişimlere devam etmesi hâlinde de sevk ettiği tankerlerini vuracağını beyan etti. İran ve Rusya’nın Azerbaycan’ın bu uyarıları karşısında sus pus olması, Azerbaycan’ın bu sinsi işbirliğini İHA’larıyla belgelemesine dayanıyordu. Azerbaycan’ın bu şekilde gelişip bağımsız bir devlet olarak ilerlemesi, İran’ı derin bir endişe ve korkuya sevk etmiş durumdadır.

İran biliyor ki, günün birinde kendi egemenliği altında tuttuğu 35 milyonluk Güney Azerbaycan, kuzeyi ile birleşecektir. İran, kendisi için bir kâbus olan bu durumun önünü almak için Azerbaycan’a karşı her türlü sinsi oyunun içinde olmaya devam edecektir ve buna mahkûmdur.

Türkiye’nin Azerbaycan ile Hazar Denizi’nde yürüttüğü ortak tatbikatın ise Hem Rusya, hem de İran’ı rahatsız etmesi, tatbikatın ne kadar yerinde yapılmış bir tatbikat olduğunu göstermesi açısından dikkate değerdir.

Bu tatbikatın İran ve Rusya’da nasıl bir karın ağrısına yol açtığı, verdikleri beyanlarla ortaya çıktı. Demek ki Üç Kardeş 2021 Tatbikatı, vermek istediği mesajları muhataplarına çok iyi vermiştir.

Bu tatbikatın üçüncü muhatabı ise Hindistan’dır. Türkiye’nin Keşmir sorununda Pakistan’ın yanında yer alması, Hindistan’ı Türkiye karşıtı bir pozisyon almaya itti. Hindistan bu psikoloji ile önce Ermenistan, ardından da Yunanistan ve Güney Kıbrıs ile birtakım anlaşma ve işbirliklerine giderek bize mesaj vermeye kalkıştı. İşte Üç Kardeş 2021 Tatbikatı içinde Pakistan’ın yer alması, Hindistan’ın bölgede Ermenistan ve İran çıkarlarına yönelik bir pozisyon almasından dolayıdır.

“Üç Kardeş 2021 Tatbikatı” ile muhataplara verilen mesajların hiçbiri kuru değildir. Azerbaycan’ın başına bir iş geldiğinde Türkiye ve Pakistan Azerbaycan için harekete geçip bedel ödemeyi göze alır mı? Evet, alır! Pekâlâ, Ermenistan’ın başına bir iş geldiğinde Rusya dâhil, İran ve Hindistan elini taşın altına sokar mı? Asla! Peki, Türkiye ile Yunanistan arasında bir çatışma çıksa, Hindistan’dan bir birlik dahi olsun desteğe gelir mi? Hayır! Ya Azerbaycan ve Pakistan Türkiye için bedel öder mi? Evet, öder!

Evet aziz okuyucu, anlaşıldı ki, bu “Üç Kardeş 2021 Tatbikatı”, düşmana beş kardeşi yani Osmanlı tokadını gösterme tatbikatıymış. Zaten sille inmeden sinenler, bu tokadın tadını iyi bilenlerdir. Bugün “Üç Kardeş” adı verilen bu tatbikat, yakın gelecekte sürpriz kardeşlerin katılımıyla koca bir dünya olacaktır.

“Türkiye yalnız kalıyor” diyen birilerine gelince, “Haydi canım siz de!” deriz. Bir kez olsun kulağınızı efendinizin ağzından çekin de kendi sesinizle konuşun a ibişcikler!