KENDİSİNİ muhalif olarak
konumlandıran bir gazetenin pek gözde yazarı, Türkiye’nin yurtdışına yaptığı
yardımları bir bir sıralayıp aklınca eleştirmişti.
İsim
vermek istemiyorum. İsmi lâzım değil. Ne gazetenin, ne yazarın.
Fakat
bu memlekette ismi “lâzım” olan bir gazete bulunsa, hiç fena olmaz.
O
yazar, üşenmemiş, zor durumda olup da bizden yardım bekleyen ve bizim de o
çağrıya kulak tıkamayıp tırlarla, gemilerle, uçaklarla gönderdiğimiz yardımları
yazmıştı.
Uzun
bir listeydi karşımıza çıkan.
Hangi
ülkeye ne göndermişiz, hepsi vardı.
Kendisi
istediği kadar, “Bakınız aziz okurlar,
bizim paracıklarımız nerelere gidiyor” demeye getirse de, biz o yazıyı
Türkiye için iftihar tablosu olarak okumuştuk.
Filistin,
Somali, Sudan, Afganistan, Libya, Mısır, Komor, Tanzanya, Burkina Faso,
Zimbabwe, Gana, Togo, Uganda, Moritanya, Mozambik, Gambiya, Kongo, Eritre,
Cibuti, Mali, Tunus, Sierra Leone, Arakan, Yemen, Lübnan, Irak, Pakistan,
Amerika’daki Kızılderililer, Kenya, Bangladeş, Çad, Nijer, Haiti, Filipinler,
Tayland, İran, ABD…
Kuyu
açmışız, hastane inşâ etmişiz, yol yapmışız…
Test
kiti, tulum, maske, önlük, gözlük gibi sağlık malzemeleri göndermişiz.
Milyonlarca
insana iftar vermişiz.
Neredeyse
bir o kadar da Ramazan kolisi göndermişiz.
Kurban
kesmediğimiz ülke kalmamış.
Teknik
malzemeler ve teknik eleman göndermişiz.
Pek
çok ülkede cami yapmışız. O kadar ki, cami yapmaya doymamışız.
Nakit
para yollamışız.
Un
göndermişiz.
Keçi,
inek hibe etmişiz.
Minibüs,
otobüs, itfaiye aracı, çöp arabası hibe etmişiz.
Yetmemiş,
okul bile yapmışız.
Stadyum
inşâ etmiş, pazar yeri yapmışız.
Dökümhane
kurmuşuz.
Kırtasiye
malzemesi göndermişiz.
Ahır
yapmışız.
Bilgisayar
dağıtmışız.
“Ambulans”
dedikleri cankurtaranlardan göndermişiz.
Bütün
bunlar, ülkemizdeki Suriyeliler için harcananların dışındaymış.
Dünyanın
en fazla yardımda bulunan ülkesi olmuşuz.
Niye
yapmışız bu yardımları?
Şaftı
kaymış vicdanlarıyla bu yardımlara karşı çıkıyorlar.
Zıvanadan
çıkmış kafalarıyla akıl vermeye kalkıyorlar.
İnsanlık,
erdem, paylaşmak gibi mefhumların yabancısı olduklarından, o dilden
anlamıyorlar.
Biz
bu dilden konuştukça aval aval seyrediyor, seyretmekle de kalmayıp her bir
yardım hamlesinde daha fazla öfkeleniyorlar.
Bu
şekilde yardım edeceğimize, onların “gelişmiş, modern” diye bildikleri Batılı
ülkelerin asırlardır yaptıkları gibi, başta Afrika olmak üzere, bütün gariban
ülkeleri sömürmeye gayret etseydik, pek mutlu olurlardı muhtemelen.
Söz
konusu yazının yayınlandığı tarih, yanlış aklımda kalmadıysa, 1 Nisan gününe
denk gelmişti.
Bir
ara, “Acaba bir nevi şaka mı yapmak
istedi?” diye düşündüm. Hani ironiyi pek sever diye bilinir de, o yüzden.
Hayır,
hiç şakaya benzer yanı yoktu!
Korona
salgını başladığı vakitlerde gazetenin tam sayfasını dolduracak şekilde
“İtalya” başlıklı bir yazı döktürmüştü.
Hesapta
o ülkeyi övüyordu.
Talihsizliğe
bakın ki, o yağlı ballı övdüğü İtalya, salgının merkezi oluverdi birkaç gün
içinde.
*
Bugünkü
haberi görünce de “Öfkelenmişler midir?”
diye düşünüyor insan.
ABD’ye
de koca bir uçak dolusu yardım gönderdik.
Haber
şöyle:
“Türkiye’nin
yardım uçağı ABD’de...
Türkiye’nin,
Kovid-19 salgınından en çok etkilenen ülkelerden biri olan ABD’ye tıbbî
yardımlarını taşıyan askerî kargo uçağı ABD’ye ulaştı. Uçakta yüz binlerce
maske, önlük ve koruyucu malzeme bulunuyor.
Türkiye’nin yardım
eli, salgından etkilenen birçok ülkenin ardından, Kovid-19 vaka sayısının 1
milyonu, ölü sayısının da 57 bini aştığı Amerika Birleşik Devletleri’ne de
uzandı.
Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan, Pazartesi günü Kabîne toplantısının ardından yaptığı
açıklamada, ‘Biz kendimize yeterli olmanın ötesinde, dostlarımıza destek
verecek seviyelere ulaştık. Bugüne kadar 55 ülkeye malzeme desteği verdik. Son
olarak ABD’ye maske, siperlik, N95 maske, tulum ve dezenfektanlardan oluşan
malzemeleri yarın gönderiyoruz’ demişti.
Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatı üzerine ABD’ye gönderilen tıbbî yardım
malzemelerini taşıyan Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ait A400M tipi askerî kargo
uçağı, ABD saatiyle 17:30 civarında (TSİ 00:30) başkent Washington yakınlarındaki
Andrews Hava Üssü’ne indi.
Uçağı, Türkiye’nin
Washington Büyükelçisi Serdar Kılıç’ın yanı sıra ABD Dışişleri Bakanlığı Avrupa
ve Avrasya’dan Sorumlu Müsteşar Yardımcısı Philip Thomas Reeker karşıladı.
Üsse indirilen
yardım kolilerinin üzerinde, Cumhurbaşkanlığı Forsu, Türk ve Amerikan
bayraklarının yanı sıra Mevlâna’nın ‘Ümitsizliğin ardında nice ümitler vardır.
Karanlığın ardında nice güneşler vardır’ sözlerinin Türkçe ve İngilizcesi yer
aldı.
Kolilerde 500 bin
maske, 400 bin önlük, 2 bin litre dezenfektan, 500 yüz koruyucu ve 400 N95 tipi
maske ile bin 500 koruyucu gözlük olduğu bildirildi.
TSK’ya ait A400M
nakliye uçakları daha önce de İtalya, İspanya, Makedonya, Karadağ, Sırbistan,
Bosna-Hersek, Kosova, İngiltere ve Somali’ye yardım taşımıştı.”
*
İhtimâl
çok.
Yine
aynı şekilde eleştirmek isteyebilir o kafa.
Veya
“O fakir ülkeler başka, bunlar başka”
diye düşünmüş olabilir.
Yahut
kafası iyice karışmış, ne diyeceğini bilemez hâle gelmiş de olabilir.