
TÜRKİYE gelecek yüzyıl için iddiasını ortaya koymuştur. Ortaya konulan iddialar hem sosyal, hem de teknik açıdan projelendirme yolu ile açık edilmiştir. Bunların başarılması durumunda Türkiye’nin Türkiye Yüzyılı’nı gerçekleştirmesi açısından bir sorun görünüyor. Başarıya ulaşmak için en önemli referans noktası ise yine insan.
Teknik açıdan bilim, verimlilik, istikrar, dijital ve teknolojik cihaz üretimi hedefler arasında. Sosyal açıdansa barış, şefkat, iletişim, istikbâl ve gençlik, hedefler arasında yerini almış durumda.
Teknoloji açısından tünelin ucu görünmüş ve büyük bir umutla atılımlar yapılmıştır. Atak ve taktik helikopter, ağır sınıf taarruz helikopteri, Gökbey, MİLGEM, Ay araştırma programları, TOGG, Hürkuş eğitim uçağı, Anka insansız hava aracı, hava savunma ve silah mühimmat sistemleri, mikromobilite, hava ve uzay sistemleri bunlardan bazıları.
Sosyal açıdan sürekli izlem merkezleri, uluslararası finans merkezi, millet bahçeleri, kıyı alanları ve yönetimi, mekânsal strateji plânları, mavi ekonomi eylem plânı, ekosistem koruma projeleri, hibrit çeşitliliğinin yaygınlaştırılması ve temiz tekstil üretim projeleri gibi çok sayıda proje gündeme alınmıştır.
Bunların başarılmasında hiç şüphesiz insan faktörünün en büyük mihenk taşı olduğu noktasında kimsenin şüphesi olmamalıdır. Türk gençliği son yıllarda teknolojiye büyük önem göstermiş ve gereken atılımı yapmıştır. Teknofest’e proje ile katılan öğrenci sayısının 1 milyon olması büyük bir gurur vesilesidir.
Şimdiki gençlik 1980 öncesine göre hem avantaja, hem de dezavantaja; ekonomi, teknoloji ve bilgi erişimi açısından çok daha fazla fırsatlara sahip. Gerek aile, gerekse okul çevresince koruma altında olmak gibi avantajları elinde bulunduruyor. Ancak yokluğa sabır, sorun çözmede azim veya engelleri aşmada daha dirençli değiller.
Türkiye’nin terör ile mücadelesinde yumuşak karın gösterilmesi gençliğe çok büyük bir kötülük olmaktadır. Her dönem ve her türlü dâhilî ve haricî teröre karşı çıkılamaması, büyüklerin gençliğe en büyük kötülüğüdür. Bu tutum ülkemizde fikir özgürlüğünün yanlış kullanıldığını da göstermektedir.
Bunun yanında gençliğin ölüm ile arasında mesafe tutması acı durumlardan biri. Zira bir tarafı suçlamak gibi bir niyetimiz olamaz. Ancak maya, gelenek ve dokunun asrın idrakine uygun olarak anlatılamaması en büyük kayıplarımızdan biridir.
Gençliğin, teknoloji açısından büyük bir sıçrama potansiyeline sahip olmanın yanında maya, doku ve gelenekten deist ve ateist gibi kanallara gittiği de görülmektedir. Sosyal açıdan bu eksiklik toplumun ve eğitimin genel sorunlarından biri.
Bu sosyal sorun olarak ehliyet, liyakat, maya, doku, eğitim sistemi, girişimci ruhu ve iletişim, Anayasa’nın daha özgürlükçü ve toplum dokusuna uygun olmasını gerekli kılıyor. Özellikle eğitim sisteminde öğreticilerin kendi fikir dünyalarına göre gençliği yönlendirmelerine izin vermeyecek bir sistemin oluşturulması aciliyet arz ediyor.
Görünen o ki, teknolojik açıdan atılımların ve genel kabulün yanında istenmedik oluşumların da gençlik nezdinde yeşermesine şahit oluyoruz. Demek ki sosyal projeler ve eğitim sisteminde genel bir güncellemeye ihtiyaç var.
“Barış” kelimesinin içerisi dolmalı ve toplumun kesin çizgileri flûlaştırılmalıdır. Sahte, yapmacık, günübirlik ve geçici şefkat yerine doğal bir yol çizilmelidir. İletişim sorunu yaşayanların en büyük sorunu maalesef ortak bir kitap okuma alışkanlığının olmamasıdır. Sosyal medya ile birlikte gençler ile toplumun bağları kopma aşamasına gelmiştir. Toplum, aile ve bireyler gençliği daha çok hız, haz ve maddî imkân açısından doyurma noktasına odaklanmışken, sosyal medya geleceği ülkelerin elinden almak üzeredir. Böyle bir tehlikenin önüne geçilmesi millî bir zorunluluktur.
Bu aşamada MEB, YÖK, ÖSYM, İletişim Başkanlığı, üniversiteler ve bazı eğitimle ilgili STK’lar birlikte acil eylem plânı oluşturmalıdırlar. İki adımlı plân hem Anayasa’da yer edinecek şekilde Meclis’e sunulmalı, hem de doğrudan eğitimle ilgili kurumlarda yarından tezi yok işleme sokulmalıdır.
Sosyal ve teknolojik açıdan kazanımları belli bir kararlılık içine almadan ve acilen sürdürülebilir bir yola koymadıkça bu kazanımların uçup gitmesi an meselesidir.
Kaynaklar
https://turkiyeyuzyili.com/istikbalin-yuzyili
https://www.tccb.gov.tr/haberler/410/147170/-turkiye-yuzyili-tum-milletimizin-yuzyili-olacak-