“Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli”

“Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” başlıklı taslağın beklentileri karşılayamamış olması, Batı odaklı düşünce tarzının parmaklıklarını kıramadığımız anlamına gelir. Bilim/ilim nerede olursa olsun, alınmalıdır. Ancak alınan bu bilim ve ilmin kendi maya ve dokumuzla yoğrularak içselleştirilmesi gerekir. Bu şart ise bu modelde görülmemektedir.

MİLLÎ Eğitim Bakanlığı uzun çalışmalar sonunda “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” başlıklı yeni müfredat taslağını kamuoyunun görüşlerine açtı. Bu yeni müfredat, gelecek eğitim-öğretim yılından itibaren okul öncesi, ilkokul birinci sınıf, ortaokul beşinci sınıf ve lise dokuzuncu sınıflarda kademeli şekilde uygulanmaya başlanacak.

Bakanlığın konuyla ilgili broşürde her bir dersin neyi amaçladığını kısaca ifade ettiği görülmektedir. Programın ilkokul, ortaokul ve lisenin ilk sınıflarından itibaren kademeli şekilde uygulamaya konulacak olması isabetli ve doğru bir tercih olmuştur.

Model, okul öncesinden lise sonuna kadar her kademeden öğrencilerin becerilerle donatılması ve millî-manevî değerlerimizi içselleştirmesi için yenilikçi politika ve uygulamaların tamamını kapsayan bir eğitim modeli olarak sunulduğu ifade ediliyor.

Sorgulama, akıl yürütme, çıkarım yapma, çözümleme, karar verme, problem çözme, eleştirel düşünme, merak, bağımsızlık, azim, kararlılık, empati, sorumluluk, gerçeği arama, açık fikirlilik ve analitik gibi eğilimler üzerinde durulmuştur.

Bazı derslere baktım. Uzmanlık alanım dışındakilerin ne gibi farklılık ve yenilikler getirdiği üzerinde durmanın doğru olmadığı kanaatindeyim.

Maarif; bilgi, kültür, öğretim ve eğitim gibi anlamlara gelir. Böyle olunca Osman Nuri Ergin tarafından beş cilt olarak hazırlanan “Türkiye Maarif Tarihi”ne bakma ihtiyacı da hissettim. Genel olarak kapsayıcı ve bütünleştirici olunmaya özen gösterilmiş olduğunu gördüm. Yani mevcut durumdaki model ve şatlarda kimseyi incitmeme noktası gibi klasik statükoya dokunulmadığını gördüm.   

Bakanlık “maddî ve manevî değerlerin içselleştirilmesi” ifadesini kullanınca, insanın içi açılıyor. Ortaöğretim programları ortak metninde o kadar emek verilmiş ve o kadar güzel noktalara değinilmiş ki emeği geçenleri kutluyorum. Modelin görüş ve önerilere açık olması önemli ama vakit kısa. Zira yirmi yedi adet farklı dosya var. Her birinde yüzlerde sayfa metin var. Bunların bir hafta gibi kısa bir sürede açık kalması sanırım yeterli olmayacaktır.  

Model kavramsal, fiziksel, eğitimsel ve alan becerilerinin hedeflendiğini ortaya koyuyor. Hayat boyu öğrenme, estetik ve ahlâk gibi kavramlar da ifade edilmiş.

Okul öncesi eğitim programında Türkçe, matematik, fen ve sosyal alan becerileri üzerinde durulmuş. Bu kadar detay okul öncesi eğitim programında uygulamaya konulursa erken yaşta bıkkınlık gelir mi, bilemiyorum. Bu yaştaki çocuklar daha çok oyun oynamaya meyilli olduklarından, programın oyuncaklar üzerinden yürütülmesi hedeflenmiş. Sürecin isteneni vermesi noktasında tam anlamıyla emin olamadım.

İlkokul matematik dersi öğretim programının ileride sayısal bölümlere gidecekler açısından hedefine ulaşacağını ifade edebilirim. Fen bilimleri dersi öğretim programında bilinen konuların belli bir formatta verilmesi amaçlanmış. 

Ortaöğretim matematik dersi öğretim programında disiplinler arası öğretimin amaçlanması doğru bir tercih olmuş. Matematik dersinin bu seviyede “hafifletilmesi” ise doğru olmamış.

Hayatta en önemli sayısal işlemlerden biri toplamadır. Sonsuz ifadenin toplamı olan “integral” ifadesinin çıkarılmış olması bu yüzden yanlış olmuştur. İstatistik işlemlerinin girmiş olması ise isabetlidir. İstatistik yaparken bu anlamda “toplamadan ayrılmak” gibi bir hata yapılmıştır. Bunun gibi bakışlar modelde yer almıştır.

Uzmanlık alanımla ilgili olarak ortaöğretim fizik dersine bakalım…

9’uncu sınıf fizik dersinde fizik bilimi, akışkanlar, kuvvet ve hareket, enerji, elektrik ve manyetizma, dalgalar mevcut. 10’uncu sınıf fizik dersinde akışkanlar, kuvvet ve hareket, elektrik ve manyetizma, enerji ve dalgalar mevcut. 11’inci sınıf fizik dersinde madde, kuvvet ve hareket, elektrik ve manyetizma, optik mevcut. Ve 12’nci sınıf fizik dersinde enerji, kuvvet ve hareket, madde, dalgalar mevcut.

Fizik, klasik ve kuantum olarak iki ana gruba ayrılır. Kuantum dersi liselerde “Modern Fizik” gibi bir giriş şeklinde yer alır. Yukarıdaki derslerin hiçbirinde kuantum yer almamıştır. Son dönem gençlerin internet, sensör ve bilgisayar gibi dijital teknolojilerle büyüdükleri göz önüne alındığında sanırım bu fizik dersleri gençlerin ihtiyacını karşılamayacaktır. “Gençler fizikten ürkmesin” diye endişe ile hazırlanmış bir fizik müfredatıyla karşı karşıyayız.

Fizik dersleriyle ilgili ikinci bir eleştiri ise, bunların pedagojik olarak yerleştirilmesinde yanlışlar bulunmasıdır. Kuvvet ve hareket ile akışkanların aynı dönemde yer alması yanlıştır. Sanırım “akışkanlar” kelimesinden sadece sıvı anlaşılmış. Ayrıca aynı konular dört yıla yayılmış. Bu durum çok sıkıcı olacak ve şiddetle olumsuz geri bildirim gelecektir. Mevcut uygulanan programda ise çok fazla daha detay bulunuyor. Bakanlık orta yolu bulmakta sanırım endişe ediyor.

Fizik dersinde pedagoji, konu azlığı ve dersin kapsam alanı hatası yapılmıştır. Diğer derslerde de böyle yapıldıysa, beklentileri bu modelin de karşılayamayacağını ifade edebiliriz. 

Genel olarak sunulan model mevcut hâlde “öğretime” dayalıdır ve bu bir hatadır. Doğrusu “öğrenime” dayalı olması ve öğrenci merkezli olması gerekirdi. İkinci hata ve daha önemlisi, Türkiye’nin dünyaya da açılabilecek maarif anlayışının çok büyük bir potansiyele sahip olmasına rağmen mevcut modele dahi yansıtılamamış olmasıdır.

Türkiye, “nevi şahsına münhasır”, dünya insanlığının örnek alabileceği, maddî-manevî açıdan da bir insan ve hayat modeline dayalı eğitim-öğretim potansiyeline sahip ender ülkelerden biridir. Bu modelde bunu göremiyoruz.

“Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” başlıklı taslağın beklentileri karşılayamamış olması, Batı odaklı düşünce tarzının parmaklıklarını kıramadığımız anlamına gelir. Bilim/ilim nerede olursa olsun, alınmalıdır. Ancak alınan bu bilim ve ilmin kendi maya ve dokumuzla yoğrularak içselleştirilmesi gerekir. Bu şart ise bu modelde görülmemektedir.

 

--------------------------

Kaynaklar

https://gorusoneri.meb.gov.tr/

https://islamansiklopedisi.org.tr/turkiye-maarif-tarihi