ASLINDA en gerçekçi itirafı Trump yaptı. BRICS olarak bilinen İngilizce isimlerinin baş harflerinden oluşan Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika'nın (Brasil, Russia, India, China, South Africa: BRICS) ekonomisini ifade eden bu terim, Trump tarafından tehdit içeriyor.
*
Yani ABD’nin şimdiki (Biden) ve gelecekteki (Trump) başkanları ekonomik açıdan aynı noktadalar. Son iki yıldır da bu kaygılarını zirveye doğru taşıyorlar. Çünkü yarım asırdır dünya ekonomik güç merkezleri Batı’dan Doğu’ya doğru kayıyor. Burada Doğu’dan Batı’ya gitmek isteyecek Pekin-Londra hattında en kritik ülke Kuzey’de Rusya, orta kuşakta ise Türkiye bulunuyor.
*
Güney ise İsrail ile karıştırılmış olup son hamle Suriye (Halep) üzerinden geldi. Dikkat edilirse Halep’e rejim muhaliflerinin girmesi, beklenilenden çok kolay oldu. Bu çok garip bir durumdur. Rusya, İran ve ABD hiç ses çıkarmadı. Böyle bir durumu hem fırsata çevirmek hem de tuzağa düşmemek gerekiyor.
*
Rusya ve ABD kritik eşikte anlaşabilen iki ülkedir. İran bu iki ülkeyi karşısına alıp Türkiye’nin yanında yer almaz. Rusya’nın Ukrayna karşısında bir milyona yakın asker kaybı çok büyük bir oran olup Kuzey Kore’den asker istenmesi de ayrıca düşünülmelidir. Bu durum, işlerin kontrolden çıkma aşamasına geldiğini gösteriyor.
*
Köşeye sıkışan Putin, Suriye’de ABD’nin elini kolaylaştırmak isteyebilir. İran Lübnan’da bir ateşkes eşiğine geldi. İstediklerini yaptıramadıkları tek ülke kaldı, Türkiye… Böyle bir pencereden bakıldığında Türkiye için Halep bir tuzak olarak görülüyor. Çünkü Türkiye’nin terör hassasiyetini çok iyi analiz etmişler. Rusya’nın bu bölgede ABD lehinde bir atılımı, Ukrayna konusunda da ABD’nin Rusya lehinde atılımını tetikler.
*
Muhalif güçler Halep’e girince kuzeyde oluşan boşluklar terör (PYD/ PKK) ile doldurulmak istendi. Türk Devlet Aklı bu tuzağa düşmedi ve iletişimde olduğu Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) tarafından püskürtüldü. Tam bu aşamada İsrail’in Lübnan’da Hizbullah ile neden anlaştığı da anlaşılıyor.
*
Anlaşılan o ki, Türkiye hariç, Rusya, İran ve Esed’in de olduğu büyük bir tuzak var ortada. Bu tuzak, hem terör koridorunu hem de içeride iç savaşı tetikleyebilecek niteliktedir. Ancak aylar öncesinden yapılan çağrının bu tuzağın görüldüğünü gösteriyor. Bu nedenle de rejim güçlerinin çekildiği yerlere terörün konuşlanması engellendi.
*
Suriyeli muhaliflerin üç günde Halep’i alması şaşılacak bir durum. Bundan Şam da şaşırmış durumdadır ancak sesi çıkmıyor. Çünkü Rusya susmasını söylüyor ve sanırım Esed’in ağzına biraz bal çalmışlar. Ancak gerçek şu ki, ABD ve Rusya anlaşmış gibi… İran’ın da sesinin çıkması Lübnan’daki anlaşma görünüyor.
*
Suriye rejim askerleri de yirmi bin kişiye direnemeyeceklerini gördüklerinden Halep’ten çekildiler. Menbiç’ten Tel Rıfat’a hatta çekilme tamamlandı. Suriye Geçici Hükümeti Başkanı Abdurrahman Mustafa, son duruma ilişkin açıklamalarda bulunması ortamdaki fluluğun giderilmediğini gösteriyor. Bu kadar kısa sürede bu kadar ilerleyiş normal değil ve Mustafa çıkıp açıklama yapıyor. Bunların olması bir tuzak değilse, çok büyük bir başarıdır.
*
Türkiye’de özellikle sosyal medyada şehirlere plaka verilmesi, resmî olarak bir yaptırım olmasa da Suriye halkının Türkiye’ye bakışını olumsuz etkileyecektir. Böyle bir durum içerideki halkın Türkiye’ye karşı diğer taraflara ilgi duymasına neden olacaktır. Bu aşamada Esed’in PKK/ YPG’den destek istemesi Rusya’dan habersiz değildir. Aslında terörün asıl destekçisi ABD ama Rusya da bu işe ses çıkarmamışsa ortalık karışık demektir. Bu nedenle yukarıdan itibaren anlatmaya çalıştığımız şey, Türkiye’nin bir oldubitti ile terör hassasiyetini kullanarak bataklığa çekilmek istenmesidir.
*
İşin ilginç yanı şudur: Rejim yanlılarının Halep’i terk etmesi ve bir anda Halep kalesinin ele geçirilmesi, büyük bir planın parçası gibi görünüyor. Ancak bu akla uygun dururken Fırat’ın doğusunda bulunan YPG/ PKK güçlerinin sanki hazırlıklı gibi derhal terör koridorunu aktif etmeleri normal değildir. Bu da ABD’nin devrede olduğunu gösteriyor. Sanki terör koridoru ABD’nin aklına yatarsa Ukrayna savaşında da ABD, Rusya’yı destekleyecekmiş gibi bir durum bulunuyor.
*
Özgü Suriye Ordusu’nun (ÖSO) planı bozması Türkiye açısından beklenilen bir şey gibi dursa da cesaret alıp Türkiye için Suriye bataklığına çekme planına yarayabilir. Bu ancak gaflette olup, Devlet Aklı’nın unutulduğu durumlarda geçerlidir. Türkiye, Suriye’nin toprak bütünlüğü dediği için şimdilik tuzağa düşmüş görülmüyor.
*
Haritanın üç günde hızlıca değişmesi Trump’ı harekete geçirdi ve BRICS ülkelerini tehdit etti. Bu doğrudan Türkiye için aba altından sopa göstermektir. Türkiye BRICS ülkesi değil denilebilir, anlıyorum ama Suriye söz konusu olduğunda, Irak söz konusu olduğunda Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika'nın samimi olarak iletişimde olduğu ender ülkelerden birisi Türkiye’dir. Bu nedenle Trump geldiğinde Suriye üzerinden Türkiye’yi en azından ‘terbiye’ etmek isteyecektir. Bunun için Suriye tuzağını lehe çevirmek gerekir. Görünen o ki, şimdiye kadar durum bu şekilde ilerliyor…



