Türkiye’nin Çözüm Ajandası (13): Ulaştırma, iletişim, altyapı ve medya

AK Parti iktidarlarının en hakkıyla övünebileceği ulaştırma ve altyapı konusunda yapılacak ilk tespit, devâsa bir hizmet tablosunun var olduğudur. Peki, eksik yahut yanlış yok mudur? Bu, kişisel bazda değerlendirilebilecek çapta mümkündür. Ancak bu durumu ortak tavsiyelerle çözmek de mümkündür.

AJANDA Yayın Grubu olarak dev bir kadro ile gerçekleştirdiğimiz ve değerlendirmenize sunduğumuz “Türkiye’nin Çözüm Ajandası” serimizin 13’üncü bölümüyle karşınızdayız.

AK Parti iktidarlarının en hakkıyla övünebileceği ulaştırma ve altyapı konusunda yapılacak ilk tespit, devâsa bir hizmet tablosunun var olduğudur. Peki, eksik yahut yanlış yok mudur? Bu, kişisel bazda değerlendirilebilecek çapta mümkündür. Ancak bu durumu ortak tavsiyelerle çözmek de mümkündür.

İletişim, haberleşme ve medya konusundaki tespit ve tavsiyelerimizi bu anlamda arz ediyoruz…

***

Tespitler

Medya ve sosyal medyada yer alan söylemler, günümüz adlandırmasıyla “troller”, kaybettirmeye yöneliktir. Elbette Türkiye düşmanlarının söylem ve saldırılarına karşı izzetli durulmalıdır ancak onlara benzeyerek değil. Zira Türkiye’nin dâvâsı her zeminde haklıdır.

Günümüzde sosyal medya, görsel medya ve yazılı medya olarak toplam medya mecrasında toplum kesimlerine kin, nefret ve öfke barındıran söylemlerden başka icraatı olmayan yapıların dışında, iyi veya kötü tüm gerçekleri olduğu gibi gösterememek gibi bir acziyet ve yanlışa bürünen medya organları mevcûttur.

Medyada tek seslilik ve bu tek sesliliği oluştururken medya sahiplerinin acemice (!) yaklaşımları, zamanla izlenme ve okunma oranlarının da düşmesine sebep olmaktadır.

“YouTube” adlı sosyal medya plâtformu, gençleri temel meselelerden uzaklaştırmakta ve farklı bir gündemle meşgul ederek menşei nereye bağlıysa kendi ideoloji ve fikirlerini fark ettirmeden gençlere zerk etmektedir. İşin içine para girince, gençler düşünmeksizin onların oluşturduğu içerikleri ve talimatları uygulamaktadır. Türkiye’yi yeterince tanımayan gençler, YouTube vâsıtasıyla gördükleri ülke ve mekânlara özendirilmekte ve bu da gençlerin kendi ülkelerine bağlılıklarını azaltmaktadır.

Özellikle 28 Şubat boyunca belirli cenahın muhafazakâr kanada uyguladığı saldırgan ve tehditkâr dil, herkesi rahatsız etmişti. Bugün kendini “muhafazakâr sağ” kesimin temsilcisi olarak gösteren bazı medya kuruluşları ve özellikle bazı şahıslar, bu dilin bir benzerini özellikle son yıllarda sıkça kullanır olmuştur. Bu da Hükûmet faaliyetlerinin yanlış aksettirilmesine sebep olan küçük bir detaydır.

Tavsiyeler

Medya

Gündüzleri yayınlanan ve aile yapısına aykırı olan yayınlar kaldırılabilir, güvenilir yayın yapmayanların lisansları iptal edilebilir.

Türkçenin kullanımına hassasiyet gösterilmeli, değerlerimize tüm yayınlarda sahip çıkılmalı, tüm medya organlarında denetime dikkat edilmeli, tarafsız yayıncılık teşvik edilmelidir.

Sosyal medya, özellikle manipülatif ve provokatif söylem geliştiren yerel kullanıcılardan temizlenmelidir.

Sosyal medya ağlarının sahipleri ülkemize davet edilerek gençlerle buluşturulabilir.

Yurtdışından manipülasyon ve provokasyon yapan hesaplar doğrudan kurulan ilişkiler aracılığıyla (bir tür sosyal medya diplomasisi) kapatılmalı yahut yaptırıma uğratılmalıdır.

RTÜK, TRT ve Anadolu Ajansı başta olmak üzere derin bir çalışma yapılabilir, yönetim kurulları için gerekli adımlar atılabilir. Bu noktada sadece haber noktasında değil, TV programları, diziler ve reklâmlar hususunda da milletimizin değerlerine saldıran, geleneklerimizi ve kültürümüzü hiçe sayan, inançlarımızı sorgulatacak hâle getiren tüm kanallar gerekli muameleyi görmelidir.

Ulaşım

Bayramlarda İstanbul’dan çıkış ve bayram sonrası İstanbul’a dönüş işkenceye dönüşmektedir; bu kadar çıkış ve girişi karşılayabilecek altyapı kuruluncaya kadar bayram öncesi TEM otoyolunun tamamen çıkışa tahsis edilmesi, D100 karayolunun aynen kalması ve bayram sonrasında da TEM otoyolunun sadece İstanbul’a girişe tahsis edilmesi, D100’ünse yine aynı şekilde kalması iyi bir alternatif olabilir.

İstanbul’a gelecek otobüslerin Sakarya’da kalması ve yolcuların hızlı trenle İstanbul’a alınması, eşyalarla ilgili olarak da entegrasyonla trenden inerken eşyalarını alacak hâlde organize edilmesi kolaylık sağlayan bir alternatif olabilir.

Engelli vatandaşların raporlarının ortak veri havuzuna yüklenmesi ve kamu kuruluşları ile beraber engellilere indirim, imkân veya hak sağlayacak diğer tüm kuruluşların erişimine uygun hâle getirilmesi sağlanmalıdır.

İstanbul üzerinden yapılacak “connected flight” adlı bağlantılı uçuşların birkaç gün ara verilerek yapılma yönteminin geliştirilmesiyle İstanbul’dan aktarmalı gidecek yolculara İstanbul’da kalma imkânı tanınması ve böylece fuar ve kongre turizminin geliştirilmesi mümkündür.

Türkiye geneli anlık trafik durumu, yol durumu, otopark durumu ve yakıt-mola-servis durumlarını gösteren bir yazılım geliştirilebilir.

Şehirlerde yağmur sularını toplayıp kullanma ve sulama suyuna çevirecek tesis kurulması teşvik edilebilir.

Otoyollar ve köprülerin geçiş ücretleri daha makul hâle getirilebilir, otoyolların tüm kilometrelerinde ışıklandırma yapılabilir. Güneş enerjisi sistemi ile her otoyolun kendi ışıklandırma sisteminin kurulumu mümkündür. Bu yöntem hem ekonomik, hem de uzun süreli ve kesintisiz aydınlanma sağlayacaktır.

Deniz ulaşımı arttırılmalı, özellikle İzmir-İstanbul gemileri yeniden faaliyete geçirilmelidir.

Tren yolculukları daha konforlu hâle getirilebilir.