SOVYETLER Birliği’nin 1991
yılında dağılmasından sonra bağımsızlıklarını ilân eden Türk cumhuriyetleri ile
birlikte bağımsız işbirlikleri kurulması gündeme gelmiştir. Bu girişimler belli
oranda başarıya ulaşmış olsa da henüz istenilen seviyede değildir.
Belirli
ülkeler arasındaki ikili işbirliklerinin tüm Türk cumhuriyetlerini kapsayacak
boyuta gelmesi için çeşitli girişimler gerçekleştirilmektedir. Bunların
içerisinde Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi (Türk Konseyi)
çerçevesinde inşâ edilmeye çalışılan işbirliği arayışları, bu girişimlerin en
dikkat çekeni durumundadır.
1990’lı
yılların başlarında başlayan zirvelerde, gümrük, serbest ticaret, ortak bir
banka kurulması, telekomünikasyon, ulaşım ve doğal kaynaklar gibi pek çok
konuda işbirliği anlamında görüşmeler yapılmış, fakat gözle görülür neticeler
elde edilememiştir.
Ekim
2009’da Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in ev sahipliğinde Nahcivan’da
gerçekleştirilen zirvede daha somut adımlar atılmıştır. Bu zirvede bir Türk konseyi
kurulmasına ilişkin “Nahcivan Antlaşması” imzalanmıştır.
İstanbul’da
düzenlenen 2010’daki zirvede Türk Konseyi’nin kuruluşu resmen ilân edilmiş ve
yol haritası açıklanmıştır. Ulusal parlamentolarda onaylanan anlaşma, 2010
yılının Kasım ayında resmî olarak yürürlüğe girmiştir. Bu anlaşma ile birlikte
ilişkilerde yeni bir dönemin başlangıcına girilmiştir.
Türk
Konseyi, yapı itibarıyla Devlet Başkanları Konseyi, Dışişleri Bakanları
konseyi, Aksakallar Konseyi -her ülkeden gelen akil adamlardan oluşan-, Kıdemli
Memurlar Komitesi ve Sekretarya’dan oluşmaktadır.
2009
yılında temelleri atılan Türk Konseyi’ne bugün itibarıyla üye ülkeler arasında Azerbaycan,
Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkiye ve gözlemci olarak Macaristan
bulunmaktadır. Kurulduğu dönemde Türkmenistan -dış politikasının temel dinamiği
olarak “daimî tarafsızlık” ilkesini gerekçe göstererek- ile Özbekistan -Türkiye
ve kendi komşuları ile yaşadığı sorunlar nedeniyle- anlaşmaya katılmamış, bu durum
henüz sorunların son bulmadığının göstergesi olarak nitelendirilmişti. Daha
sonra Özbekistan’ın tam üye sıfatıyla katılımı, Ekim 2019’da Bakü’de yapılan Yedinci
Zirve’de gerçekleşmiştir. Macaristan ise Eylül 2018’de Kırgızistan’ın
Cholpon-Ata şehrinde düzenlenen Altıncı Türk Konseyi Zirvesi’nde gözlemci üye
ülke statüsü kazanmıştır, ayrıca gelecekte tam üyelik başvurusu yapabileceğini
belirtmiştir.
2020
yılında Ukrayna da Türk Konseyi’ne gözlemci olmak istediğini beyan etmiştir.
2021’in Mayıs ayında ise Afganistan, resmî olarak gözlemci statüsü başvurusunda
bulunmuştu.
Türk
Konseyi Genel Sekreterliği İstanbul’da, Uluslararası Türk Kültürü Teşkilâtı
Ankara’da, Türk Dili Konuşan Ülkeler Parlamenter Asamblesi Bakü’de,
Uluslararası Türk Akademisi ise Nur Sultan’da bulunmaktadır.
Türk
Konseyi’nin ana karar organı, Devlet Başkanları Konseyi’dir.
Türk
Konseyi’nin Dönem Başkanlığı, bir yıl boyunca (İngilizce alfabetik sıraya göre
belirlenmiş) üye ülke tarafından üstlenilmektedir. Bu yıl 12 Kasım’da gerçekleşecek
zirvede başkanlığın Azerbaycan’dan Türkiye’ye devredilmesi beklenmektedir.
Türk
Konseyi hangi amaçla kuruldu?
Nahcivan
Anlaşması’nda Türk Konseyi’nin temel amacı, Türk dili konuşan devletler
arasında kapsamlı işbirliğini derinleştirmek ve de bölgesel ve küresel barış
ile istikrara katkıda bulunmak olarak tanımlanmıştır. Türk Konseyi kapsamındaki
işbirliği, üye ülkeler arasındaki ortak tarih, kültür, kimlik ve Türk dili
konuşan halkların dil birliğinden kaynaklanan özel dayanışma temelinde inşâ
edilmektedir.
Konseyin
Nahcivan Anlaşması’nın 2’nci maddesinde belirtilmiş temel amaç ve görevleri,
özet başlıklar olarak şu şekildedir:
Taraflar
arasında karşılıklı güvenin güçlendirilmesi, bölge içi ve bölge dışında barışın
korunması, dış politika konularında ortak tutumlar benimsenmesi, uluslararası
terörizm, ayrılıkçılık, aşırılık ve sınır ötesi suçlarla mücadele için
eylemlerin koordine edilmesi, ortak amaçlarla ilgili her alanda etkili bölgesel
ikili işbirliğinin geliştirilmesi, ticaret ve yatırım için uygun koşulların
yaratılması, kapsamlı ve dengeli bir ekonomik büyüme, sosyal ve kültürel
gelişimin amaçlanması, hukukun üstünlüğünün sağlanması, iyi yönetim ve insan
haklarının korunması konularının tartışılması, bilim, teknoloji, eğitim ve
kültür alanlarında etkileşimin genişletilmesi, kitle iletişim araçlarıyla
etkileşimin ve daha yoğun bir iletişimin teşvik edilmesi, hukukî konularda
bilgi değişimi ve adlî işbirliğinin teşvik edilmesi...
Türk
Konseyi zirvelerinin içerikleri ve yeni dengeler
Ülke
devlet başkanları yılda bir kez resmî, bir kez de gayr-i resmî olarak çeşitli
şehirlerde toplanırlar. Ayrıca üye ülkelerin dışişleri bakanları ve
bürokratları da yıl içerisinde düzenli toplantılar gerçekleştirirler. Meclis
başkanları ve heyetleri de Bakü’de toplanırlar.
Bu
yıl 12 Kasım’da düzenlenmesi plânlanan Türk Konseyi 8’inci Zirvesi’ne İstanbul
ev sahipliği yapacak. Türkmenistan’ın gözlemci olarak katılacağı zirvede aile
resminin tamamlanmasının yanı sıra aynı zamanda Türk dünyasının birlik ve
dayanışmasını daha da sağlamlaştırma anlamında adım atılması beklenmektedir.
Ayrıca
bu zirvede konseyin adının değiştirilmesi de plânlanmaktadır. Konseyin yeni bir isim verilmesinin Türkiye
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından önerildiği belirtilerek, Türk
Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi adının “Türk Dili Konuşan Devletlerin
Teşkilâtı” olarak adlandırılacağı beklenmektedir.
Türk
konseyinin ilk zirve toplantısı, 2011 yılının Ekim ayında Almatı’da yapılmış, zirvenin
başlığı “Ekonomik ve Ticarî İşbirliği” şeklinde belirlenmişti. Bu toplantıda
konseyin kurumsallaşmasına dair çalışmalar yapılmış ve üye ülkelerin iş
çevrelerini bir araya getirecek “Türk İş Konseyi” kurulmuştu.
İkinci
Zirve ise “Eğitim, Bilim ve Kültürel İşbirliği” temasıyla 2012 yılının Ağustos
ayında, Bişkek’te gerçekleştirilmiştir. Zirvede alınan kararların yanında Türk
Konseyi çatısı altında yeni kuruluşlar tesis edilmiş olup, bu çerçevede Astana’da
Türk Akademisi ile Bakü’de Türk Kültür Mirası Vakfı’nın kurulmasına ilişkin
anlaşmalar imzalanmıştır. Ayrıca yine bu zirvede imzalan Malî Esaslar Anlaşması
ile Türk Konseyi Sekretaryası’nın kurumsal kimliği güçlendirilmiştir.
Türk
Konseyi 3’üncü Zirvesi, 2013 Ağustos’unda, Azerbaycan’ın Gelebe şehrinde “Ulaştırma”
konusu etrafında bir araya gelmiştir. Bu zirvede göze çarpan, “Türk Dili
Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi Dışişleri Bakanlıkları Arasında İşbirliği
Protokolü” imzalanmasıdır.
Konsey
4’üncü Zirve’yi 2014 yılının Haziran ayında ülkemizde düzenlemiştir. Bodrum’da
yapılan toplantıda “Turizm Alanında İşbirliği” konusunda görüşmeler
yapılmıştır. Zirvede İpekyolu üzerindeki Türk devletlerinin turizm
destinasyonlarından oluşan “Türk Konseyi-Modern İpek Yolu” tur paketinin
oluşturulmasına yönelik girişimlere ve “Bölgesel Diaspora Merkezlerinin”
kurulmasına yer verilmiştir.
Beşinci
Zirve, 2015 yılında “Medya ve Enformasyon İşbirliği” başlığı ile Astana’da
yapılmıştır. Altıncı Zirve’nin konusu ise “Gençlik ve Ulusal Sporlar” başlığı
altında Çolpon Ata’da gerçekleştirilmiştir.
7’nci
Zirve Bakü’de, “Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin Desteklenmesi”
temasıyla 2019 tarihinde düzenlenmiştir. Bu zirve, tarih itibarıyla Türk Konseyi’ni
kuran Nahcivan Anlaşmasının 10’uncu yıldönümüne denk gelmesi ve Özbekistan’ın
konseye tam üye olmasından dolayı ayrı bir öneme sahiptir.
Türk
Konseyi üye devletleri arasında yaklaşık rakamla 600 milyon dolarlık bir Ortak
Yatırım Fonu kurulması konusunda çalışmaların yapılması ve sürecin
hızlandırılmasına yönelik kararların alındığı Yedinci Zirve’de, ayrıca Türk
Konsey üyesi devletlerin Türkiye’nin Suriye kuzeyinde gerçekleştirdiği Barış
Pınarı Operasyonu’na destek açıklamalarına yer verilmiştir.
Türk
Konseyi aynı zamanda Türk Dili Konuşan Ülkeler Parlamenter Teşkilâtı (TÜRKPA),
Türk İş Konseyi, Türk Akademisi ve Uluslararası Türk Kültürü Teşkilâtı
(TÜRKSOY), Türk Dünyası Ortak Odalar ve Borsalar Birliği gibi mevcut işbirliği
mekanizmaları için bir şemsiye kuruluş niteliği taşımaktadır.
https://www.turkkon.org/tr/turk-konseyi-hakkinda
https://www.turkkon.org/assets/pdf/temel_belgeler/Nahcivan_Anlasmasi_Turkce_20140417_193951.pdf