Türk dünyası genişlerken

Türk Devletleri Teşkilatı’nın Macaristan’dan sonra iki gözlemci ülkeyle yol yürümeye başlayacağını düşünüyorum. Bunlardan biri Bulgaristan, diğeri de Finlandiya. Bir zamanlar Türk toprağı olan Bender’den yönetilen İskandinavya’nın yakın zamanda Ankara merkezli eksene gireceğine kaniyim.

TÜRK Devletleri Teşkilatı, Türk Birliği’ni kendisine ülkü edinmiş kimselerin büyük hayâli olarak, Türkiye’nin kurucu liderliğinde sağlam temeller üzerine inşâ edildi. Hamdolsun.

Orta Asya’ya dayanan tarihî serüven, Anadolu’da düğümlenmişti. Fakat Anadolu’ya gelişin öncesinde Karadeniz üzerinden Avrupa kıtasına da ulaşan Türkler, burada Bulgarlar, Avarlar, Kıpçaklar, Macarlar ve daha nice boylarıyla yerleştiler.

Türk Devletleri Teşkilatı’nın şimdilik gözlemci üyesi olan Macaristan’ın varlığı, bu tarihî gerçeklikten dolayı çok ama çok önemli!

Son yıllarda Rusya ile olan ilişkilerinde kopmalar yaşayan Bulgaristan’ınsa teşkilat ile herhangi bir bağı yok.

Bulgaristan’ın Rusya yerine daha ileri müzakereye yöneldiği ülke ise Türkiye.

Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan özelinde Bulgar yönetiminin Türkiye’ye bakışı derin bir saygıya dönüştü. Türkiye’nin bu anlamda Bulgaristan ile aldığı mesafe çok kıymetli.

Balkan Harbi sırasında ve sonrasında Osmanlı’dan kopan ilk bölge olan Bulgaristan’ın daha sonra Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlı ile aynı safta yer alması, Almanya’nın (Avusturya-Macaristan İmparatorluğu) “Türk” kimliği üzerinden kurduğu siyâsî marifetiydi. Kendi bünyesindeki Macar varlığını da kullanan Almanya’nın Finlandiya’yı da bu çerçevede yanına katması mümkündü ve bunu başarmıştı. Yani Almanya, kendisine dinleri ve mezhepleri farklı Türklerin yerleştiği cepheler açmıştı.

Almanya’nın Birinci Dünya Savaşı hazırlığı çerçevesinde öngördüğü bu siyasetin bugün Türkiye tarafından uygulanmasına bütün zeminler hazır. Üstelik bu kez İngiltere yine Almanya’nın karşısında fakat Türkiye’ye karşı çekimser. Aslında tarih öyle tekerrür ediyor ki, Osmanlı’nın Birinci Dünya Savaşı’nda Almanya’nın yanında yer almasını sağlayan tuzaklara düşmeyen ve tarihten büyük dersler çıkaran Türkler, doğrudan İngiltere’nin yanında da yer almıyor ancak yeni dünya parselizasyonunu kimseye bırakmayacağını gösteriyor.

Türkiye, İsveç ve Finlandiya’yı dize getirdiği NATO müzakerelerinde, bu iki ülkeyi üç kuruşluk PKK oyunundan kurtararak büyük bir kahramanlık gösterdi.

PKK, İsveç ve Finlandiya için Almanya’nın bu iki ülkeye taşıdığı bir baş belâsıydı. Türkiye ile Türklük üzerinden kuracağı yeni siyasetle bambaşka bir hava yakalayacak olan Finlandiya’nın yanı sıra, On İkinci Karl’ı Ruslardan koruduğu için tarihine doğrudan müdâhil olan Osmanlı’yı yeniden hatırlayacak olan İsveç, şu an fark etmiyor olabilir ama yakın gelecekte çok iyi anlayacağı bir hediye anlaşmaya imza attı.

Türk Devletleri Teşkilatı’nın Macaristan’dan sonra iki gözlemci ülkeyle yol yürümeye başlayacağını düşünüyorum. Bunlardan biri Bulgaristan, diğeri de Finlandiya.

Bir zamanlar Türk toprağı olan Bender’den (bugünkü Moldova) yönetilen İskandinavya’nın yakın zamanda Ankara merkezli eksene gireceğine kaniyim.

Kimileri diyor ki, “Sözlerini tutmazlarsa?”…

Tutarlar ya da tutmazlar, bundan mı korkmalıyız?

Korkuyla yaşanmaz, bir!

İki: Türkiye, İsveç üzerinden Avrupa’yı Almanya’nın hipnozundan çıkardı ve kendi manyetik alanına aldı. Bu saatten sonra Rus kâbuslarıyla uyanmayacaklar.