TUNUS’ta dün gece başlayan
ve ülkemizde de yankı bulan Cumhurbaşkanı darbesi, önümüzdeki günlerde kritik
gelişmelerin yaşanacağını gösteriyor.
“Robocop” lakaplı bir anayasa profesörü olup
2019’daki Tunus Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinde arkasındaki güç sürekli merak
edilen ve tıpkı Mısır’daki darbeci Sisi’nin İhvan-ı Müslimin tarafından
yetkilendirilmesi gibi, dün yönetimine darbe yaptığı Nahda Hareketi’nin
desteğiyle Tunus Cumhurbaşkanı seçilen Kays Said, bir aylık ancak sonrası
bilinmeyen bir süreyle demokrasiyi durdurduğunu ilân etti.
Kays Said’in yaklaşık bir aydır ülkedeki bir kısım
askerin iktidara gösterdiği olumsuz tepkiler nedeniyle bu hamleyi yaptığını
belirtmesine rağmen Birleşik Arap Emirlikleri’nin gösterdiği destek tutumu, yapılan
hamlenin bir aylık bir asayiş berkemâl girişimi olmadığı ve Arap Baharı diye
bilinen imaj sürecinin başladığı Tunus’ta yeni bir kavgaya teşebbüs edildiğini
düşündürüyor.
Son aylarda, hatta son bir yılda oldukça gerilen
Suudi Arabistan-BAE diyaloğunun, bu darbe üzerinden de okunması mümkün. Zira
darbe hakkında Suud yönetiminden herhangi bir yorum henüz gelmezken, 2018’de Tunus'ta
Nahda’ya darbe plânlayan BAE’nin yetkili isimlerinin darbe öncesindeki ve
sonrasındaki sosyal medya mesajları, daha önce Suudi Arabistan ve Mısır ile
hareket eden BAE’nin bu kez tek başına olduğunu gösteriyor. İngiltere ile
Küreselci kamp arasında kalan Suudi Arabistan ile BAE’nin kendi tercihlerini
yaptıkları da Tunus darbesiyle daha da ortaya çıkıyor.
Aralarından su sızmayan ikilinin OPEC görüşmelerinin
yanı sıra BAE’nin İsrail ile başlattığı temaslar nedeniyle ayrılığa düştükleri,
hatta Türk düşmanlığı üzerinden yürütülen dostluğun dahi Suudi Arabistan ve
hatta Mısır'ın da Türkiye karşısında gardlarını indirmek zorunda kalmaları neticesinde
birbirlerinden koptukları söyleniyor.
Birinci Dünya Savaşı’nın ardından İngiliz eliyle tertiplenen
Arap ülkelerinin kendi aralarında da bir liderlik açmazı var. Ve BAE, arkasına
düştüğü Küreselcilerin bu çatışmada yanında yer almalarını isteyerek birinci
Arap Baharı sürecinin ikinci bir segmentiyle, bu kez Küreselci anlayışa sahip yeni
bir yorumun Mağrib’den Maşrık’a hâkim olması için çabalıyor.
İsrail ise ikili oynama plânını hazırlamış bile. Bir
eliyle Türkiye’yi yoklarken, diğer eliyle BAE’yi mahmuzluyor.
Temennimiz, Tunus halkının Robocop’un şarjını
tüketip fişini takındığı prize bağlanmasını engellemesi...
Kahrolsun darbecilik!