TRT’den millî bir imza: “Bir Zamanlar Kıbrıs”

Evet, kızlarımla birlikte her Perşembe gecesi TRT 1’i, “Bir Zamanlar Kıbrıs” için izleyecek ve aileme Kıbrıs dâvâmızı hatırlatacağım. Biz Kıbrıs dâvâmızı bu diziyle hatırlarken, Kıbrıs’taki Türkler de gerilerinde ne kaldığını yâd edecek, kuru Avrupa hayâllerinden vazgeçecekler.

SEZERCİK (Sezer İnanoğlu) ile Perihan Savaş’ın birlikte rol aldığı iki film vardır hafızamda. Biri Perihan Savaş’ın öğretmen olup ceza vermek için bir tencere fasulyeyi sulu sulu yediği sahnesiyle “Bitirimler Sınıfı”, diğeri de “Sezercik Küçük Mücahit”…

Sezercik Küçük Mücahit, tam da 1974’teki Kıbrıs Barış Harekâtı’ndan sadece bir yıl sonra yapılmış özel bir filmdir. Bu filmin neden özel olduğunu, dünyanın Kıbrıs’ta olanlara seyirci kaldığı yıllarda çekilmiş tek sinema eseri olması nedeniyle cevaplayabiliriz.

Türkiye Cumhuriyeti olarak Kıbrıs dâvâmızı sanat ve kültür plâtformuna taşımayarak o günlerden bugünlere çok büyük bir yanlışa imza attık. Hatta bana göre bu tutum, dâvâyı sahiplenmediğimizi gösteren özel işaretlerden biriydi.

Ancak bu yazının da yayınlandığı gün olan 1 Nisan 2021 gecesi TRT 1 ekranlarında yayınlanmaya başlayacak olan “Bir Zamanlar Kıbrıs” adlı yapım, 47 yıllık bir boşluğun doldurulma hamlelerinden bir tanesidir.

Bu hamle o kadar önemlidir ki, fragmanını ailece izlediğimizde yansıttığım heyecan nedeniyle kızım şöyle dedi: “Babam galiba ilk defa dizi izleyecek…”

Kızımın bu tepkisine şöyle karşılık verdim: “Diriliş Ertuğrul, Uyanış Büyük Selçuklu veya Teşkilat dizilerinden daha önemli bu dizi! Onun için evet, izleyeceğim, izleteceğim!”

Evet, kızlarımla birlikte her Perşembe gecesi TRT 1’i, “Bir Zamanlar Kıbrıs” için izleyecek ve aileme Kıbrıs dâvâmızı hatırlatacağım.

Biz Kıbrıs dâvâmızı bu diziyle hatırlarken, Kıbrıs’taki Türkler de gerilerinde ne kaldığını yâd edecek, kuru Avrupa hayâllerinden vazgeçecekler.

Dahası, bütün dünya böyle bir yapıma şahit olarak Rum ve Yunan terör çetelerinin, en başta da şu Beylikdüzü’ne heykeli dikilen Makarios’un, EOKA’nın nasıl bir soykırıma imza attığını yeniden öğrenecek!

Yapımcılar ve TRT, ilk gösterim için belki özellikle 1 Nisan’ı seçmiş olabilir, belki de tevafuktur ki, 1 Nisan, Kıbrıs’ta Türklere kan kusturan Rum-Yunan terör örgütü EOKA’nın kurulduğu ve ilk eylemine başladığı gündür.

1 Nisan 1955’te ilk sabotaj eylemini gerçekleştiren EOKA, tam 19 yıl boyunca Kıbrıs’ta Müslüman Türk varlığına kastetmiştir.

Bugün bir Akdeniz dâvâsı güdebiliyorsak, bunu 1974’te şeref ve haklılıkla gerçekleştirdiğimiz harekâta borçluyuz. O harekâtla birlikte Mehmetçik, Kurtuluş Savaşı’ndan sonra unuttuğu “mücahit” sıfatını yeniden hatırlamıştı.

Dikkat ediniz, Kıbrıs dâvâsı için eline silah alıp dağları mesken tutmak zorunda kalan Millî Mukavemet Teşkilâtı mensuplarının da benimsedikleri intisap lakabı olan ve bu nedenle Sezercik’in dahi oynadığı filme ismini veren “mücahit” kelimesi, “cihat eden” anlamındadır.

Müslüman soydaşının katledildiği, işkence gördüğü, yakılıp yağmalandığı yere müdahale etmek, bu milletin DNA’sından ileri gelen bir mesuliyettir. Ve bu mesuliyetin bütün gereklerini yerine getirmekle necip milletimiz, bugün de duâ almaya, mazlumların sesi olmaya devam etmektedir, edecektir.

TRT 1’e bu özel yapım için şimdiden teşekkür ediyorum…

Yapımcı firmaya da ayrıca şükranlarımı sunuyorum…

Bu yapımın TRT’de yani Devletimizin ekranlarında yayınlanması demek, bütün dünyaya haklı Kıbrıs dâvâmızla yaşamaya devam ettiğimizi deklare etmek demektir ve bunu herkes bütün zerreleriyle anlamalıdır.

Var olsun dâvâmız!

Yaşasın Türk Devleti!