DÜNYANIN Almanya ve
Belçika’daki sel baskınlarını konuştuğu günlerde Birleşik Arap Emirlikleri
yönetimi, hava sıcaklığının yüksekliği mazeretiyle insansız hava araçlarını
kumanda ederek yapay yağmur yağdırma işlemleri gerçekleştiriyor.
Bu
gelişmeyi gördüğüm anda evvelâ bu hâdisenin Müslümanların yaşadığı bir ülkede
gerçekleşmesinden dolayı Müslümanlığımdan ve insaniyetin varlığının savunucusu
bir Müslüman olarak doğayı harap etmiş insanlığın insanlığından utandım!
Öyle
ya, toprak ile su zaten bitmiş, doğrudan dengesini bozmak üzere sıra havaya
gelmiş bu aklı İslâm ve de safi bilimden nasiplenmemiş zavallılara göre…
Varlığın
dört ana unsuru toprak, su, hava ve ateştir. İnsan, yeryüzünde kan dökmeye
azimli bir asi olarak zulmü görmezden gelip toprağa ve suya savaş açtı.
Allah’ın
“Kul hakkı müstesna!” diyerek uyardığı sınırda yer alan kulun ne olduğunu, kim
olduğunu da görmezden gelerek bu zulmünde ısrar etti.
İnsan,
Batı’nın ahlâk, erdem ve bilim tanımaz bir nitelikle gevelediği “insan hakları”
bataklığında keyif çattığını zannederken kul hakkından geçti ve “kul hakkı”
diye nitelediği sınırı da insan varlığına hapsetti.
Yanlış
toprak politikalarıyla madenler işletmeyi, tarım arazilerini yönetmeyi ve
gayrimenkul edinmeyi yalnız ve yalnız kendi hırsları doğrultusunda
gerçekleştirerek “toprak” isimli kulun hakkına tecavüz etti insan...
Yanlış
baraj, yanlış yol ve yanlış mülk edinme yöntemleriyle, hatta ne yanlışı, haram
şekilde yürütülen yöntemlerle “su” adlı kulun hakkına tecavüz etti insan…
Topraktan,
sudan kul mu olur?
Her
varlığın Rabbi zikrettiğine inanıyorsan… Zikreden her varlığın kul olduğunu
kabul ediyorsan… Toprak da, su da, hava da, ateş de kuldur!
Atmosferi
kimyasallarla yaşanmaz hâle getiren zalimler, bir de Rabbin su döngüsü kanununa
muhalefet ederek, Rabbe ortaklık koşarak, bilimin sonraki sebep-sonuç
ilişkileri çerçevesinde zararlarını sıralamasına rağmen şimdi bir de yapay
yağmur yağdırmaya girişmişler… En iyi siz biliyorsunuz, öyle mi? En doğru siz
yaratıyorsunuz, öyle mi?
Allah
belânızı versin!
Türkiye’ye
böylesi teknolojileri getirerek bir gün sermaye sahiplerinin karşısına çıkıp,
“İsterseniz bu bölgede küçük bir yağmur yağdıralım da ekili arazinize şöyle bir
katkımız olsun” diyerek kodaman kafalayacak ve de bu kafalamaya gelerek her iki
ayette bir tekrarlanarak vurgulanan “Rabbin nimetlerinden hangisini inkâr
edebilirsiniz?” sorusunu “Eskilerin yazdıkları işte!” şeklinde cevaplayacak
zavallılara şimdiden sesleniyorum: Kibrinizde boğulun!
“Avatar”
inanışı üzerinden bilgi ve manipülasyon çağında toprağı, suyu, ateşi ve havayı büktüğünü,
varlığa kendi iradesini kabul ettirdiğini satan şirketler icat ediyorlar.
Değil
İslâm ümmeti, büsbütün tüm insanlık, şeytanın pelerinini ütülemek için kuyruğa
girmiş uşaklara dikkat etmelidir.