“The most important election of 2023”

Türkler, tarihin her devrinde dünyaya nefes aldırırken, Batılılar onların zenginliklerine el koymuştur. Şimdi Pekin’den çıkan trenin İstanbul’dan geçerek Londra’ya ulaşmasında bekçilik etmeyi Batılılar istemektedirler. Batılılar hiçbir zaman insan odaklı tam bir medeniyet kuramayacaklardır. Çünkü insanlığı hiçleştirdiler. Bu nedenle Türkiye’yi de sıradanlaştırmak istiyorlar.

DÜNYADA her taşın altından İngiltere, İsrail, Fransa ve ABD çıkar. Sığır çobanlarının teknolojik üstünlüğü, bir medeniyet kurup dünyanın yol almasına vesile olmadı. Sığır güderken kafa ne ise, şimdi de aynı; ekonomik olarak güçlenmek yeter onlar için.

ABD, bu kafa ile hareket ederken efendisi İngilizlerin bir dediğini iki etmedi. Avrupa ise hep birlikte İngiltere ve ABD’nin yörüngesine girdi, o da bir medeniyet inşâ edemedi. Dünya tıkandı. Görüntüde kıtlık, ekonomik darboğaz, pandemi ve gıda öne çıkarılsa bile Batı, Doğu ile medeniyet, kültür, din ve sömürge üzerinden savaş yapıyor.

Köhnemiş, gerici bir fikir olan krallık İngiltere’de duruyor. Kendileri ise başka yerlere “demokrasi” adı altında kan ve gözyaşı götürüyorlar.

Son günlerde Türkiye’nin yaklaşan seçimleri için hep birlikte Türkiye’ye saldırmaya başladılar. “Türk halkı ne tercih ederse demokrasi odur” demiyor, “Batı’nın istediğini tercih ederse demokrasi olur” diyorlar. Bu kadar çağ dışı bir bakış ancak Batı’da olur.

Yazımızın başlığı, İngiliz ekonomi dergisi The Economist’in kapağı. Türkçesi, “2023'ün en önemli seçimi”… İngiliz dergisinin son sayısının kapağını 14 Mayıs’ta Türkiye’de yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği Genel Seçimlerine ayırması hiç hayra alâmet değil. Üstelik açıktan açığa tarafını belli ederek… Tarih boyunca bu hep böyleydi, şimdi de böyle.

Dergi öyle küstah bir yazı kaleme alıyor ki Türkiye’yi sanki bir eyaleti gibi anlatıyor. Seçimler kendi istedikleri gibi olursa Türk halkının daha özgür, daha demokrat ve çarpıcı bir siyâsî dönüşte olacağından bahsediliyor. Türk milletine tepeden bakıyor İngiliz aklı. Canları cehenneme!

Benzer tavırları eş zamanlı olarak Fransız Le Point ve Le’xpress dergileri de sergiliyor. Hatırlıyor musunuz, Charlie Hebdo saldırısı sonrasında Türkiye’den birileri gidip Fransa’ya destek vermişti. Bu destekçilerin şimdilerde hangi safta olduğunu görün!

Hiçbir şey tesadüf değil!

Aynı şekilde, İngiliz The Independent gazetesi de Türkiye seçimlerine odaklandı. Türkiye’nin “hizaya getirileceğini” yazdı.

Batı bütün gücüyle Türkiye’ye saldırıyor. Açıktan açığa Türkiye’nin kendi istedikleri gibi olmasını istiyorlar. Tek dayanakları ise devşirdikleri.

Hiçbir ülke yok ki dışişlerinde birlik olmasın; Ukrayna’da önceki lider Petro Oleksiyoviç Poroşenko, şimdi Volodimir Oleksandroviç Zelenski’ye Rusya’ya karşı destek veriyor. Türkiye’de işler farklı, karışık değil. Gerçek anlamda İngiliz, Fransız, Alman ve Batı gibi düşünenler var. Düşüncelerinin temellerinde ise aidiyet köklerinin olması yatıyor. Tesadüf ve rastgele bir tercih yok. Azerbaycan’a karşı Ermenistan’ı destekleyenden ne beklenir?

Türkiye bu aşamada başkanlık sisteminin devamını veya yeniden parlamenter sisteme dönüşü oylayacak. Aziz milletimiz kimi tercih ederse o meşrudur. Sorunsa şu: Haksızlarla hak tartışılmaz. 1071 öncesine dönmek isteyenler ve Türkiye’nin Hıristiyanlaşmasını bekleyenlerle demokratik tutum içine girmek doğru değildir.

Seksen yılda yapılamayanlar yirmi yılda yapıldı. Havada 33 gün kalacak insansız hava araçları yaptığımızda her şey çok daha farklı olacak. Aziz milletimizin iradesine ve tercihine saygılıyız ve güveniyoruz.

Batılılar hiçbir zaman Türkleri sevmeyecekler. Bunun tek nedeni var, Türklerin Müslüman oluşu. Ayrıca Türkiye dik durdukça Ortadoğu, Balkanlar, Afrika, Trakya, Ukrayna ve Türk dünyası da soluk alacak, Batılı yamyamlar bu ülkeleri sömüremeyecek, güneyimizde bir terör devleti kuramayacaklardır.

Mısır’ın Osmanlı idaresinde olduğu dönemde açılan Süveyş Kanalı Akdeniz’i Kızıldeniz’e bağlamış ve dünya nefes almıştı. Asya ile Avrupa’yı demiryolu ile yine Türkler birbirine bağladı.

Türkler, tarihin her devrinde dünyaya nefes aldırırken, Batılılar onların zenginliklerine el koymuştur. Şimdi Pekin’den çıkan trenin İstanbul’dan geçerek Londra’ya ulaşmasında bekçilik etmeyi Batılılar istemektedirler. Batılılar hiçbir zaman insan odaklı tam bir medeniyet kuramayacaklardır. Çünkü insanlığı hiçleştirdiler. Bu nedenle Türkiye’yi de sıradanlaştırmak istiyorlar. Maalesef içeriden de devşirdikleri gruplar onlara yardım ediyor. Ancak, eminim ki, bu aziz millet ve kader, Batılıların taleplerine izin vermeyecektir.