Terör ve kolektif değerlendirme

Terör örgütleri, toplumsal ve siyasal kırılganlığın olduğu, toplumsal ve siyasal zeminin zayıfladığı yerlerde kendilerine ve “meşru” gibi görünen siyasal, kültürel ve toplumsal uzantılarına yaşam alanı bulurlar.

TERÖR, bir toplumun, bir devletin ve bir milletin kalkınmasının ve toplumsal huzurunun önündeki en önemli engellerden biridir.

Terör, insanların yaşama ilişkin ulaştıkları doyumdan politik psikolojiye, bireysel ve toplumsal refahtan ekonomiye kadar hayatın hemen hemen tüm alanlarını etkiler.

Hiç şüphesiz savaşlar, ülkelerin yıkımına yol açan büyük felâketlerden biridir. Fakat terör, sosyal ve ekonomik etkileri açısından savaştan daha fazla zarar vericidir. Ayrıca bazen savaştan daha fazla şiddet doğurur.

Her terör örgütü meşru zemin için meşru kavramların arkasına sığınır

Terör örgütleri, varlıklarını ve eylemlerini meşru kılabilmek için demokrasi ve insan hakları gibi kavramların arkasına sığınarak ürettikleri şiddeti ve varlıklarını meşru kılmak isterler.

Terör olaylarının sıklıkla meydana geldiği coğrafyalarda yatırımlar, meselenin doğası gereği sekteye uğrar. Bu da ilgili bölgenin kalkınmasını engeller. İlgili bölgede işsizliği artırır, kaçakçılık ve uyuşturucu gibi gayrimeşru eylemlerin daha kolay yaşam alanı bulmasına neden olur.

Terör sadece iç yatırımları engellemez, dış yatırımların da ülkeye girmesini engeller. Dış yatırımcılar terör olaylarının olduğu bölgelere yatırım yapma konusunda isteksizdirler.

Göçü doğurur ve turizmi baltalar

Terörün neden olduğu bir diğer etki de göç olgusunu doğurmasıdır. Terör, bölgesel ve küresel göçün artmasına neden olur. Kitlesel göç hareketleri hem göçün olduğu yerlerde, hem de göçün yöneldiği bölgelerde doğrudan yaşama etki eden siyasal, toplumsal ve ekonomik sorunlar oluşturur.

Ülkelerin en önemli gelir kaynaklarından biri de turizmdir. Ayrıca turizm olgusu, bir ülkenin tanıtımı ve o ülkenin imajı açısından son derece önemlidir. Terör eylemleri güvenlik kaygısı doğurduğundan, terör, bir ülkenin turizm gelirlerini de doğrudan etkiler.

Terör, ülkelerin güvenlik ve savunma sanayiine yaptıkları yatırımı artırır. Bu da diğer yatırım alanlarına yeterince kaynağın ayrılamaması sonucunu doğurabilir.

Ayrılıkçı bilinç oluşturmak için sinsice davranır

Terör, özellikle kültürel alanda ayrılıkçı bir zeminin doğması için çok sinsi girişimlerde bulunur. Bu girişimler doğrudan şiddet içermeyebilir; örneğin şarkı veya türküden geleneksel motiflere kadar tüm kültürel ögeleri ayrılıkçı bir bilinç oluşturmak için kullanır.

Terör örgütleri, “Senin türkün benim şarkım, senin giysin benim aksesuarım” algısını oluşturmak için legal yolları kullanır. Örneğin “kültür merkezi” veya “kültür sanat derneği” adı altında bazı yerlerde şiir, şarkı, el sanatı, geleneksel sanatlar, folklorik ögeler üzerinden ayrılıkçı bir bilinç oluşturmak için çaba sarf eden terör örgütü aparatları bulunmaktadır.

Terörün bu alandaki faaliyetleri öyle sinsidir ki çoğu zaman görünmezdir. Terörün temelinde, çoğu kez görünmeyen bilinç vardır.

Kırılgan ve zayıflamış bir siyasal ve toplumsal zemini arzu eder

Terör örgütleri, toplumsal ve siyasal kırılganlığın olabildiğince fazla olmasını isterler. Siyasal ve toplumsal zeminin zayıflığı, terör örgütlerinin en çok istediği şeylerden biridir. Çünkü terör örgütleri, toplumsal ve siyasal kırılganlığın olduğu, toplumsal ve siyasal zeminin zayıfladığı yerlerde kendilerine ve “meşru” gibi görünen siyasal, kültürel ve toplumsal uzantılarına yaşam alanı bulurlar.

Unutulmamalıdır ki terör, yukarıda özetlemeye çalıştığım gibi, çok büyük ve derin sorunlar doğurur. O nedenle gerek siyasal, gerekse toplumsal meseleleri değerlendirirken bu husus göz önünde bulundurulmalı, siyasal ve toplumsal meseleler bu minvalden uzak bir şekilde değerlendirilmemelidir.