Tek hedefleri, 1071 öncesi Anadolu

Joe Biden başkan seçilse bile Türkiye’ye diz çöktürmeleri çok zor. Lâkin öyle bir yerden saldırıyorlar ki bunun anlaşılmamış olması akla ziyan duruyor. “Kıbrıs’ta askerî olarak varız ama kültürel olarak yokuz” diyen Sayın Yusuf Kaplan’ın sesi ne derece duyuluyor, inanılır gibi değil! Benzer durum, yok edilmiş bir kültür üzerinden Türkiye için devam ediyor. Şehirlerde kitapçı yok, kitap yok.

THEODOR Herzl Ödülünü Joe Biden de aldı...

Mevcût ABD Başkanı Trump, nükleer silah noktasında Rusya Başkanı Putin ile ters düştü…

Covid-19’a yakalanan Trump, kısa sürede iyileştirildi…

Trump’un kullandığı ve ücretsiz olarak Amerikalılara dağıtmak istediği ilâç şirketinin CEO’su ile Trump arkadaş çıktı…

Beyaz Saray’ın güvenliğinden sorumlu ABD gizli servis sorumlusu Bailey’in sağlık durumu hakkında hiçbir bilgi verilmiyor...

Anlaşılan o ki, hem Biden, hem de Trump, başkan olabilmek için her yolu deniyorlar…

***

İslâm ülkelerine demokrasi adı altında sömürüyü devam ettireceğini söyleyen Biden önde gidiyor. Trump, Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilân etti. Başkan olmadan önce de kızını ve damadını Kudüs’e göndermişti.

Trump’un kızının Kudüs ziyaretini bir bölümünde konu edinen bir kitap, 15 Temmuz’dan önce Türkiye’de ücretsiz dağıtılmıştı. 15 Temmuz başarılı (!) sonuçlanmadığı için fark edilmedi. Anketlerde önde giden aday Hillary Clinton olmasına karşın, Trump, kazandığı 270 delegenin 20 tanesini Pennsylvania’dan alarak ABD Başkanı olmuştu.

***

CIA Direktörü Gina Haspel, Fransa’nın dış istihbarat servisinin (DGSE) Başkanı Bernard Emie, Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov ve İngiltere İstihbarat Servisi’nin (MI6) başındaki Richard Moore, Türkçe konuşur.

Ayrıca Putin de Türkiye’de istihbaratçı olarak bulunmuş olması nedeniyle Türkçe biliyor. Bunların hepsi, Türkiye’nin mengenesini sıkmak için atılmış adımlardır.

***

“Dünya beşten büyüktür” denmesi, “One minute” (Bir dakika) çıkışı ve son olarak “Avrupa Birliği’nin sonu geldi” düzeyindeki tepkiler Batı’nın hoşuna gitmiyor. Bu durumlar elbette ülkenin lehinedir ve doğrudur. Aziz millet bu durumu görüp irfanıyla devam demektedir. Lâkin Batı ve işbirlikçileri Türkiye’ye karşı aşikârca savaşmaya devam ederken, görülmeyen yerden de sızıntı yapıyorlar.

ABD şimdilerde bir Türkçe bilen başkan seçip seçmemeye karar verecek. Joe Biden hem Türkçe biliyor, hem de Türkiye hakkında çok iyi şeyler düşünmüyor. Joe Biden’in iyi şeyler düşünmemesi çok önemli değil. Kuvvetle muhtemel, başkan seçilirse düşündüklerini teker teker uygulamak isteyecektir.

Gençler yukarıda yazılan durumların çoğuyla ilgilenmiyorlar. Bu ilgisizliğin nedeni gençler değil, maalesef gençlerin önünde set oluşturan büyüklerdir. Büyükler para, mâkâm ve haz ile fiilî olarak gençlere kötü örnek teşkil ediyorlar. Sözde, millî ve mânevî değerlere ait ifadeler gençlerde bir karşılık bulmuyor; ancak gençlere başka şey söyleyip başka işler yapmaya gençlik aldanmıyor!   

Joe Biden’in ABD’de başa gelmesini isteyen “içeridekiler”, son 6 aydır var güçleriyle çalıştılar. Bütün hazırlıkları yaptılar. Biden seçildiğinde tencere-tava vuran, ıslık çalan, ışıkları yakıp söndürenler büyük bir iştaha bürünecekler. Yönetimi ellerinde tutanlara karşı büyük bir fırsat yaygarası koparacaklar.  

Gerek Joe Biden ve gerekse onun işbirlikçilerinin tek hedefi var: 1071 öncesi Türkiye…

Bunun için gençliği ve geleceği hedef aldılar. Büyükler, bilerek ya da bilmeyerek yukarıda ifade edildiği üzere para, mâkâm ve haz ile fiilî olarak gençlere yanlış yol gösterdiler. Gençlik de bu yola rücû etti.

15 Temmuz’da başaramadılar, yalnız son 6 aydır çalıştıkları plânlarını defalarca test ettiler. Ateşkes ilân edip Azerbaycan üzerinden Türkiye’yi test ettiler. Yetmedi, Yunanistan Dışişleri Bakanı Dendias gidip Ermenistan’a varınca, Nahcivan’dan tekrar test ettiler.

Hatay’ı ateşe vererek “Ateşin Çocukları” ile test ettiler. Yeşilleri kesip, yerine kaos sembolleri çizerek içeriden tekrar test ettiler. Medyanın büyük bir gücünü ele geçirmek üzereler. Işıkları sabahlara kadar yakabileceklerini göstererek test ettiler.

Şimdilik, Joe Biden başkan seçilse bile Türkiye’ye diz çöktürmeleri çok zor. Lâkin öyle bir yerden saldırıyorlar ki bunun anlaşılmamış olması akla ziyan duruyor. “Kıbrıs’ta askerî olarak varız ama kültürel olarak yokuz” diyen Sayın Yusuf Kaplan’ın sesi ne derece duyuluyor, inanılır gibi değil! Benzer durum, yok edilmiş bir kültür üzerinden Türkiye için devam ediyor. Şehirlerde kitapçı yok, kitap yok. Lâkin cadde ve sokaklar kafe dolu. Bu yangın karşısında ilgili ve yetkililerin ne tür adım attıklarına odaklanmak gerekiyor.  

Sözde, millî ve mânevî değerleri ifade ederken fiil ile hiçselleştirilmekte, Batı hayranlığı içselleştirilmektedir. Madde (para, mâkâm ve haz), tek geçer akçe olarak gençlerin gözüne sokulmaktadır. Joe Biden ile içerideki şakşakçılar ve dört bir taraftan kuşatanlara karşı aziz millet çok ciddî direnç gösterecektir.

Ancak unutulmamalıdır ki, kültür ve medeniyet olarak Batı ile özdeşleşmiş bir gençlik hâkim olduğunda, Batı’nın da mücadele etmesine gerek kalmayacaktır.