Tayvan’a yaklaşmak (4)

ITRI gibi bir modeli ortaya çıkaran, yüksek eğitim, ilerici iş gücü ve yüksek değer üreten bir ülkeyle ilişkilerimizi güçlendirmeliyiz. Kültür ve turizm paylaşımı dahi bu ilişkide çok ama çok önemli. Bu yüzden Tayvan ile Türkiye ilişkilerinde yeni bir aşamaya geçilmeli. Kaldı ki, mevcut gelişmeler de bu vizyonu gösteriyor. Küresel ticarette daha güçlü bir pozisyon için Tayvan’la stratejik ve yapıcı bir işbirliğine daha fazla geç kalamayız.

DAHA önce Tayvan hakkında geniş çaplı bir dosya hazırlayarak bu ada ülkesinin önemini ve değerini sizlerle paylaşmıştım. Ancak buraya kadar bahsini ettiğimiz çalıştaydaki görüşler ve Tayvan hakkında fark edilenler, Tayvan’ı okumak, anlamak ve ona yaklaşmak bakımından ortaya konulan kritiklerdi.

Çalıştayın sonunda Taipei Ekonomi ve Kültür Misyonu Ankara Temsilcisi Sayın Chih-Yang Huang’ın yaptığı sunum ve bu sunumdan edindiğim analiz, buraya kadar değindiklerimizin bağlacı ve de nihayeti olacak.

Sayın Huang, Tayvan’a bakarken yapılan bir yanlışlığı anlatarak başladı sunumuna. Tayvan’ı “Dünyada iyilik için bir güç” şeklinde tanımlayan Sayın Huang, bir dünya haritası üzerinde Tayvan’ın konumunun işaretlendiği yere bakarak diğer ülke vatandaşlarının sadece bu bakış açısıyla Tayvan’ı tanıdıklarını zannettiklerini ifade etti. Kaldı ki, çalıştay boyunca dillendirilenlerin hepsinin özeti buydu: “Tayvan’ı tanıdığını sanıyorsun…”

Ancak bilinmeli ki, Tayvan, kendisi her ne kadar küçük bir ada ülkesi olsa da 23,81 milyonluk nüfusuyla bir kıta ülkesi olan Yeni Zelanda ile nüfus açısından aynı büyüklüğe sahip.

Hollanda’yı dünyada herkes bilir; peki, bir dünya haritasında, Avrupa’da olmasının dışında yerini gösterebilecek kaç kişi var? Yahut gücü ve etkisiyle kıyaslayarak yüzölçümünü görüp de şaşırmayan? Evet, Tayvan, 36 bin 200 kilometrekareyle Hollanda ile eşdeğer bir büyüklüğe sahip.

Tayvan, dünyada gayrisafi millî hasıla üzerinden ekonomik büyüklüğe bakıldığında ise dünyada 20’nci sırayı İsveç ile paylaşıyor. Evet, uluslararası GSMH oranları üzerinden tutulan mutluluk oranında ilk sıralarda yer alan İsveç’le…

Kişi başına düşen millî gelir 23 bin 358 dolar olan Tayvan, 55 bin 724 dolarlık satın alma gücü ile dünyada 16’ncı sırada yerini alıyor ve Almanya ile başa baş yürüyor.

Son aylarda Çin Halk Cumhuriyeti askerî gövde gösterileriyle Tayvan’a baskı yapadursun, Tayvan kendine güveniyor. Kanada ile eşdeğer olan silahlı kuvvet gücü buna imkân veriyor.

Tayvan, dünya ithalat oranlarında 286 milyar dolarlık hacmiyle dünyanın 18’inci sırasında ve İsviçre ile eşdeğer bir düzeyde. İhracat oranlarında ise 345 milyar dolarlık hacmiyle dünyada 15’inci sırada ki bu değer, İspanya veya Hindistan ile eşdeğer. Türkiye’ye dair bir not olarak ifade etmeliyim ki, biz ithalatta 232, ihracatta 302 milyar dolarlık hacme sahibiz.

Tayvan, 631 milyar dolarlık ticaret hacmiyle dünyanın 17’nci sırasında. (Türkiye 534 milyarlık bir hacme sahip.) Ve bu ticarî hacmin en büyük unsurlarından birini çip üretiminden sağlıyor Tayvan. İçinde bulunduğumuz süreçte yaşanan çip krizinde Tayvan, dünyanın ihtiyaç duyduğu çipleri sağlıklı şekilde üretebilen tek ülke. Ve bugün sorumluluğu çok yüksek!

Tayvan 543,3 milyar dolar döviz rezerviyle de dünyanın dördüncü sırasında.

Sağlık hizmetleri sıralamasında ise dünyanın ilk sıralarında yerini alsa da Dünya Sağlık Örgütü’nde yer almaması, Tayvan’ın en büyük handikabı. Yaptığı tıbbî araştırmalar, ürettiği sağlık gereçleri ve ilaçların yanı sıra alternatif çözümleri ile dünyanın ilgisini her zaman çekiyor.

Asya’daki demokrasi endeksinde de Tayvan, “tamamen demokrasi” kategorisini yakalamış tek ülke. “Tayvan her kriterde ilk sıralarda mı?” diye sorarsanız, şöyle cevap vereyim: İşsizlik oranında yakaladığı yüzde 3,8’lik oransa, Tayvan’ı dünyada sondan 12’nci yapıyor.  

IMD Dünya Rekabetçilik Düzeyine ve Dijital Rekabet Kriterlerine göre Tayvan, en iyi ülkeler klasmanında ve 8’inci sırada. Bu noktada dünyaya teknoloji, elektronik donanım ve dijital yazılım sunan markalarıyla süper güçlerin dahi taklit edemediği bir büyüklüğe sahip.

Küçücük bir ada, ancak bölgesinin ticaret yollarının merkezinde. Biz genellikle haritanın batısında Amerika, doğusunda Asya’nın olduğu versiyonuna bakarız, ancak dünya yuvarlak ve Amerika kıtasına göre batıda Asya bulunuyor. Ve Tayvan, Çin ile ABD’nin ortasında. Kuzeyinde Güney Kore ve Japonya’dan başlayarak güneyinde Filipinler, Vietnam, Singapur, Malezya ve Endonezya’ya bağlanan deniz ticaret yolunun merkezinde Tayvan var.

Tayvan, üretimin üretimini yapan ülkelerden biri. Taklit edilemez çapta ürettiği takım tezgâhlarının yanı sıra her yapının ihtiyaç duyduğu vida ve tornavidalarla Tayvan, çok önemli bir ayrıntının ilk üretim alanı. Bu arada, bisiklet sektörünün lokomotifi.

Sayın Huang dedi ki, “Küçük ama kritik!”. Evet, Tayvan küçük ama kritik. Hem konumuyla, hem üretimiyle, hem değerleriyle… Sadece kritik değil, Tayvan, küçük ama güçlü. 85 şehirli bu ada ülkesinde uluslararası çapta farklı başlıklara sahip 21 endüstri işliyor. Tarımsal biyoteknoloji, asistif (yardımcı) teknoloji, otomobil parçası, otomobil, basit metal ve metal yapıtlar, bambu ve mamulleri, bisiklet, biyoteknolojik ürün ve ilaç, seramik, dijital içerik, elektrik kordonu ve kablo, raptiye-çivi-vida, gıda, cam, yeşil enerji, bilgi ve iletişim teknolojisi, medikal donanım, orkide ve mamulleri, tesisat donanımı, hassas makineler, baskılı devre kartları, gemi üretimi (tersanecilik), taş işleme, tekstil ve yat üretimiyle Tayvan, dünyada kendi göbeğini kendi kesen nadir ülkelerden. Ve bu 21 endüstriden 7’sinin değeri 1 trilyon dolardan fazla!

Tayvan, bu endüstrilerin yanı sıra güç santrallerinde ve tedarik zincirlerinde yenilikçi üretime sahip.

Tayvan, değer-demokrasi-özgürlük bakımından dünyaya kıymet katıyor. Barış-istikrar-gelişim ise en öncelikli ihtiyacı. Kaldı ki, bu üçlüye her ülke muhtaç. Kapsayıcılık-entegrasyon-katkı üçgeninde ise dünyanın Tayvan’ı desteklemesi gerekiyor. Tayvan bu üçgene sahip, ancak dünyanın Tayvan’a, Tayvan’ın da dünyaya bu üçgenle karşılık vermesi lâzım. Zira her ülke uluslararası çıkarlarını ancak bu şekilde koruyabilir.

Tayvan, INTERPOL’den Dünya Sağlık Örgütü’ne birçok uluslararası ağa katılarak katkısını ve işbirliğini gösterebilmeli. Kaldı ki, örneğin INTERPOL’ün başarılı soruşturmalar yürütebilmesi için küresel verilere ihtiyacı var ve Tayvan buna doğrudan katkı sağlayamıyor. Ancak makalemizin en başında, kendisini baskı altına alan ÇHC’nin dahi hukukunu nasıl koruduğundan bahsetmiştik. Yahut Kovid-19’un başlangıcından itibaren aldığı aksiyonla bütün dünya karantinaya girerken büyük bir konforla yaşamına devam eden Tayvan’ın nasıl bir “Tayvan Modeli” ortaya koyduğuna herkes şahit olmuştur. Bu bilgiden niçin mahrum olalım?

Güçlü KOBİ’leri, tamamlayıcı endüstrileri ve tedarik zincirleriyle Tayvan, Türkiye için mükemmel bir ortak, istikrarlı bir dost olabilir. Hatta olmalıdır!

ITRI’dan bahsettik, ITRI gibi bir modeli ortaya çıkaran, yüksek eğitim, ilerici iş gücü ve yüksek değer üreten bir ülkeyle ilişkilerimizi güçlendirmeliyiz. Kültür ve turizm paylaşımı dahi bu ilişkide çok ama çok önemli. Bu yüzden Tayvan ile Türkiye ilişkilerinde yeni bir aşamaya geçilmeli. Kaldı ki, mevcut gelişmeler de bu vizyonu gösteriyor. Küresel ticarette daha güçlü bir pozisyon için Tayvan’la stratejik ve yapıcı bir işbirliğine daha fazla geç kalamayız.