Prizren,
Kosova
TARİHİMİZİN birçok dönüm
noktası mevcûttur.
Bazen
bu dönüm noktaları çok önemli sayılabilecek değerlere sahip olabilir, bazen de
küçük ölçekte sayılabilece kıymettedir.
Bu
dönüm noktalarının bir kısmını bugün yazılı kaynaklardan, kütüphanelerden veya
arşivlerden bulabiliyoruz. Ama maalesef bazen bazılarını yazılı kaynaklardan
bulmamız imkânsız hale gelebiliyor.
İşte
burada bizlere yardımcı olarak müzeler devreye giriyor!
Arkeologların
ve tarihçilerin özverili ve titiz çalısmaları sayesinde tarihte karanlıkta
kalan kısımlar açığa çıkarılarak bilinmezleri bilinene çeviriyor her müze.
Müzeler, tarihsel hâfızamızı canlı tutan alanlardır. Müzelerde sergilenen arkeolojik eserler sayesinde o dönemlerden bu döneme geçiş yapıyoruz.
İnsanoğlunu
geçmişe götüren, tarih ile buluşturan, coğrafî, sosyal, kültürel, askerî,
akademi ve ekonomi alanlarında bilgi edinebileceğimiz alanların başında gelir müzeler.
Bazen
bir kavim, bazen bir ülke, bazen bir medeniyet, bazen bir savaş, bazen bir
antlaşma, bazen bir töre hakkında bilgi edinmemizi sağlar müze. Bu anlamda
toplumlar ve o toplumları oluşturan insanlar için de varlıkları çok önemlidir.
Müzeler;
“Geçmişini bilemeyen, geleceğini inşâ
edemez” sözünden anlaşılacağa üzere, toplumların ve ülkelerin dersler
çıkarmaları, geleceklerini daha sağlam temeller üzerine oturtmaları, toplumlardaki
bozuklukların incelenerek düzeltilmesi açısından ve hattâ daha pek çok yönden bizler
için kıymetli birer hazînedir.
Müzeler, hemen hemen geçmişi eskiye dayanan bütün şehirlerde ve kentlerde bulunmaktadırlar. İçinde barındırdığı arkeoloji zenginliği ile şehirlerin ve devletlerin hâfızalarını geçmişten günümüze yansıtmakta ve aynı zamanda korumaktadırlar.
Bizleri
Milât öncesi dönemle tanıştıran yazılı metinlerin ve diplomatik belgelerin az
bulunduğu Antik Çağ Dönemi’ni anlayabilmemiz için, mutlaka arkeolojik anlamda
bulunan eserlere göz atmamız gerekir.
Aynı
zamanda eski medeniyetlerin inanç kültürlerini, ticaretlerini, yaşam
tarzlarını, giyimlerini ve daha pek çok niteliklerini görmemiz mümkündür. Bu
yüzdendir ki, bugün kütüphanelerde ve arşivlerde bulamadığımız bilgileri
müzelerde, kalıntıların arasında ve arkeologların tarihe kattıkları değerler
sayesinde bulmamız mümkündür.
Dünyanın
en ünlü müzelerinde yüz binlerce eser sergilenmektedir. Dönem dönem kronolojik
olarak sergilenen eserler, gelen ziyaretçileri her zaman büyülemeyi
başarmışlardır.
Müzeler
sadece devletlerin değil, aynı zamanda milletlerin de hâfızalarını tâzelemektedirler.
Bu vesîleyle sizlere, Prizren Arkeoloji Müzesi’nden, az da olsa Antik Çağ Dönemi’ne ait bazı eserleri tanıtmak istedim.
Fotoğraflarda
da göreceğiniz gibi, Milât’tan öncesine ait olan eserlerden başlayıp Eski Orta
Çağ dönemlerine kadar eserler Prizren Arkeoloji Müzesi’nde de sergilenmektedir.
Genelde
Prizren ve çevresinde yapılan kazılarda en çok dikkat çeken, Vırbnica Lokasyonu
olmuştur.
Bu
lokasyondaki Dirm nehri, Kosova’nın güney kısmından akarak, Arnavutluk
üzerinden Adriyatik Denizi’ne dökülmektedir.