Tarihe yolculuğumuzu sağlayan yapılar: Müzeler

Dünyanın en ünlü müzelerinde yüz binlerce eser sergilenmektedir. Dönem dönem kronolojik olarak sergilenen eserler, gelen ziyaretçileri her zaman büyülemeyi başarmışlardır. Müzeler sadece devletlerin değil, aynı zamanda milletlerin de hâfızalarını tâzelemektedirler.

Prizren, Kosova

TARİHİMİZİN birçok dönüm noktası mevcûttur.

Bazen bu dönüm noktaları çok önemli sayılabilecek değerlere sahip olabilir, bazen de küçük ölçekte sayılabilece kıymettedir.

Bu dönüm noktalarının bir kısmını bugün yazılı kaynaklardan, kütüphanelerden veya arşivlerden bulabiliyoruz. Ama maalesef bazen bazılarını yazılı kaynaklardan bulmamız imkânsız hale gelebiliyor.

İşte burada bizlere yardımcı olarak müzeler devreye giriyor!

Arkeologların ve tarihçilerin özverili ve titiz çalısmaları sayesinde tarihte karanlıkta kalan kısımlar açığa çıkarılarak bilinmezleri bilinene çeviriyor her müze.

Müzeler, tarihsel hâfızamızı canlı tutan alanlardır. Müzelerde sergilenen arkeolojik eserler sayesinde o dönemlerden bu döneme geçiş yapıyoruz.


İnsanoğlunu geçmişe götüren, tarih ile buluşturan, coğrafî, sosyal, kültürel, askerî, akademi ve ekonomi alanlarında bilgi edinebileceğimiz alanların başında gelir müzeler.

Bazen bir kavim, bazen bir ülke, bazen bir medeniyet, bazen bir savaş, bazen bir antlaşma, bazen bir töre hakkında bilgi edinmemizi sağlar müze. Bu anlamda toplumlar ve o toplumları oluşturan insanlar için de varlıkları çok önemlidir.

Müzeler; “Geçmişini bilemeyen, geleceğini inşâ edemez” sözünden anlaşılacağa üzere, toplumların ve ülkelerin dersler çıkarmaları, geleceklerini daha sağlam temeller üzerine oturtmaları, toplumlardaki bozuklukların incelenerek düzeltilmesi açısından ve hattâ daha pek çok yönden bizler için kıymetli birer hazînedir.

Müzeler, hemen hemen geçmişi eskiye dayanan bütün şehirlerde ve kentlerde bulunmaktadırlar. İçinde barındırdığı arkeoloji zenginliği ile şehirlerin ve devletlerin hâfızalarını geçmişten günümüze yansıtmakta ve aynı zamanda korumaktadırlar.


Bizleri Milât öncesi dönemle tanıştıran yazılı metinlerin ve diplomatik belgelerin az bulunduğu Antik Çağ Dönemi’ni anlayabilmemiz için, mutlaka arkeolojik anlamda bulunan eserlere göz atmamız gerekir.

Aynı zamanda eski medeniyetlerin inanç kültürlerini, ticaretlerini, yaşam tarzlarını, giyimlerini ve daha pek çok niteliklerini görmemiz mümkündür. Bu yüzdendir ki, bugün kütüphanelerde ve arşivlerde bulamadığımız bilgileri müzelerde, kalıntıların arasında ve arkeologların tarihe kattıkları değerler sayesinde bulmamız mümkündür.

Dünyanın en ünlü müzelerinde yüz binlerce eser sergilenmektedir. Dönem dönem kronolojik olarak sergilenen eserler, gelen ziyaretçileri her zaman büyülemeyi başarmışlardır.

Müzeler sadece devletlerin değil, aynı zamanda milletlerin de hâfızalarını tâzelemektedirler.

Bu vesîleyle sizlere, Prizren Arkeoloji Müzesi’nden, az da olsa Antik Çağ Dönemi’ne ait bazı eserleri tanıtmak istedim.

Fotoğraflarda da göreceğiniz gibi, Milât’tan öncesine ait olan eserlerden başlayıp Eski Orta Çağ dönemlerine kadar eserler Prizren Arkeoloji Müzesi’nde de sergilenmektedir.

Genelde Prizren ve çevresinde yapılan kazılarda en çok dikkat çeken, Vırbnica Lokasyonu olmuştur.

Bu lokasyondaki Dirm nehri, Kosova’nın güney kısmından akarak, Arnavutluk üzerinden Adriyatik Denizi’ne dökülmektedir.