SYENİTSA (Senice) şehri,
Osmanlı İmparatorlu’ğun verdiği isimle Sancak bölgesindeki şehirlerden biridir.
Bölge, konum itibariyle günümüzde Sırbistan ve Karadağ ülkeleri arasında tampon
bölgededir.
Bu
bölgenin Novi Pazar, Syenitsa, Tutin, Novi Varoş, Priyepolye ve Priboy
şehirleri günümüzde Sırbistan Cumhuriyeti sınırları ile Akova, Taşlıca, Berane
ve Plav şehirleri Karadağ sınırları içerisinde kalmaktadır. Bölge halkının yaklaşık yüzde 60’ı
Müslümanlardan oluşmaktadır.
Bölge
halkı tarihleri boyunca sürekli olarak bu iki ateş arasında kalmıştır. Süreç içerisinde
malları yağmalanmış, sürgün edilmiş, din değiştirmeye zorlanmış ve yaş ya da
cinsiyet ayırmaksızın katledilmişlerdir.
Tarihî
kayıtlara geçmiş hâlde Sırpların Boşnaklara uyguladığı 11 soykırım
bulunmaktadır. Diğer taraftan tüm bu yaptıkları zulümlere rağmen bu ülkeleri,
hâkimiyeti altında kaldıkları 500 yıl içerisinde Osmanlı’nın onlara
zulmettiğini iddia etmektedirler.
Bu
soykırımların en acımasızları, Sırpların 1804-1820 yılları arasında Osmanlı
İmparatorluğu’ndan ayrılıp bağımsızlık elde etmek için ayaklandıkları
tarihlerde yaşandı. Ayaklanmanın başarılı olabilmesi için sadece Osmanlı’ya ait
unsurların bölgeden çıkarılması yeterli görülmemekteydi. Osmanlı’ya ait teşkilâtla
birlikte yerli “işbirlikçi” diye nitelendirilen Boşnakların ya din
değiştirilmeleri ya da tamamen ortadan kaldırılmaları gerekmekteydi.
Bu
amaçla sistematik olarak bölgedeki Boşnaklar katledilmeye ve malları
yağmalanmaya başlandı. Ferdî yapılan zulümlerin dışında, şehirlerde ve köylerde
toplu yağma ve infaz olayları yani soykırımlar da yaşanmaktaydı. Bu
soykırımlardan üçüncüsü, 6 Mayıs 1809 yılında yani bundan tam 211 yıl önce,
Karadağlı Sırpların Syenitsa’da Boşnaklara uyguladığı soykırımdır.
Bu
katliama dair ayrıntıları, kayıtları tutan Sırp tarihçi Antoniye Protiç’ten
öğrenmekteyiz.
Şehir
1809 yılının Nisan ayında kuşatılmış ve şehrin komutanı Hacı Bey (Çaviç) ve
Sırpların komutanı Kara Yorgi Petroviç ya da nam-ı diğer Karakorce arasında bir
anlaşma yapılmıştır.
Anlaşma
şartlarına göre; şehir direniş göstermeden Sırplara teslim edilecek ve bunun
karşılığında şehirde yaşayan Boşnak Müslümanların mallarına ve canlarına
dokunulmayacak ve şehri güven içinde terk etmelerine izin verilecektir.
Fakat
anlaşma yapıldıktan sonra, kuşatmada kaleye sığınan 2 bin 500 Boşnak Müslüman,
kaleden çıkar çıkmaz Sırpların saldırısına uğramıştır. Saldırıda çocuk, genç ve
yaşlı 2 bin 499 Boşnak Müslüman kılıçtan geçirilmiştir. O sırada olaylara
tanıklık eden Antoniye Protiç, kitabında şu ifadeleri kullanmıştır:
“Syenitsa şehri 23
Nisan’da kuşatıldı. Buradaki yaşananları yazmak çok zor ama gerçekleri de
yazmak zorundayım.
Karacorce Türklere;
kadın, çocuk ve bebekleri ile herkesin serbestçe şehri güvenli bir şekilde terk
edebileceklerine dair şeref sözü vermişti.
Oysa ertesi gün
sabah, Türkler şehirden çıkarlarken, sabırsız Sırplar, şehrin boşaltılmasını
beklemeden şehri yağmalamak için duvarlardan atlayarak kale içine girdiler.
Karacorce mâni olmaya çalıştı ama askerlerini durduramadı.
Türklerin üçte
biri şehir dışına çıkmayı başarmıştı ama kalanlar, onlara saldıranlara ateş
açmışlar ve Sjenica savaş meydanında korkunç vahşet başlamıştı. Kadın erkek
demeden önlerine çıkan herkesi boğazladılar ve bu kan banyosundan tek bir Türk
sağ çıkmadı. Yaya olarak yakalananların hepsi meydanda öldürüldü.
Karakorce,
kafaların kesilip Sjenica’ya geçit töreni için getirilmesini emretti. Ve
böylece savaş bitmiş, kafalar getirilmişti.
Hepsini dikecek
direk bulunamadığı için, geçit töreninde isyancıların kafaları elden ele
dolaştırıldı. Öldürülenlerin tam sayısı 2 bin 500 kişiden 1 eksik idi.”