Suriye topraklarında gözü olan, Türkiye ile kanka oldu!

Türkiye karşıtı politika yürüten devletler, söz konusu Suriye’de barış olunca Türkiye’nin yanında görünüp petrol ve Suriye topraklarına ortak olmanın hayâlini kuruyorlar. Ancak avuçlarını yalayacaklar. Bu sürecin kazananı, mazlumların ve masumların umudu Sayın Erdoğan’ın önderliğindeki Türkiye olmuştur.

BARIŞ Pınarı Harekâtı (Peace Spring Operation), adından da anlaşıldığı gibi, yıllardır iç savaş nedeniyle milyonlarca insanın mülteci konumuna düşerek evlerinden ayrılmak zorunda kaldığı, katliamların yapıldığı Suriye topraklarına yeniden barış ve huzuru getirmek için başlatılan bir operasyondur.

Harekâtın yapıldığı yerler, Fırat nehrinin doğusundaki Halep’in Ayne’l-Arab, Rakka’nın Tel Abyad ve Tabka, Haseke’nin Kamışlı, Amude ve Rasulayn ilçeleri ile Deyrizor’un kuzey kesimleridir.

Dünya devlerinin âdeta kapışma sahnesi olan Suriye, Tel Abyad ve Rasulayn’da YPG/PKK’lı teröristlerle şiddetli çatışmalar yaşandı. Tüm savaşlarda olduğu gibi bu savaşta da olan, masum halka olmuştur. Terörizmle gerçek mücadeleyi Türkiye yapıyor. Türkiye’nin güney sınırında oluşturulmaya çalışılan terör koridorunu yok etmek, bölgeye barış ve huzur getirmek amacıyla Türk Silahlı Kuvvetlerince (TSK) başlatılan Barış Pınarı Operasyonu sırasında çok sayıda köy, terör unsurlarından arındırıldı, operasyon sonucunda tonlarca mühimmat ele geçirildi.

NATO müttefiki Türkiye, DAEŞ ve PKK gibi birçok terör örgütüne karşı mücadele ediyor. Aynı zamanda ABD, YPG/PKK’ya binlerce tır dolusu silah yardımı yapıyor ve petrol gelirleriyle terör örgütüne finansal destek vermeye devam ediyor. Hedeflerinde, özerk devlet kurma ve Suriye’nin petrol rezervlerini kontrol etmek var.

ABD görünürde DAEŞ ile mücadele etmiş gibi görünüyor, ancak DEAŞ terör örgütünü İslâm ile bağdaştırarak ürettiği algı ile İslâmofobiyi arttırarak İslâm ülkelerini baskı altına alıyor. Tüm bunlara rağmen Türkiye, Suriye’nin kuzeyinde oluşturulan güvenli bölgelerde hastane, okul, ev, kurum binaları ve sağlık ocakları inşâ ediyor. İç savaş nedeniyle mağdur olan Suriyeli mültecilere sahip çıkıyor ve güvenli bölgeyi terörist unsurlarından temizleme faaliyetlerine ivedilikle devam ediyor. Bu da Türkiye’yi hem Suriye halkının, hem de dünya Müslümanların gözünde büyük ve değerli kılıyor.       

Türkiye’siz bir Orta Doğu hayâli kuran ABD ve diğer ülkeler, kararlı ve cesur olan Türkiye’yi karşılarında görünce geri adım atmak zorunda kaldılar. Zira yıllardır uğruna katliam yaptıkları Suriye topraklarında, geçmişte de olduğu gibi Türklere karşı yenileceklerini biliyorlar. Bu coğrafyada Türk askeri kadar iyi savaşçı olmadıklarının farkındalar.

“Gerekirse yeni bir şehir kurarız!”

Sayın Erdoğan bir açıklamasında, gerekirse Resulayn ve Tel Abyad arasına yeni bir şehir kurulacağını ifade etti. Başlığımızda ifade ettiğimiz “Suriye topraklarında gözü olan, Türkiye ile kanka oldu” sözü ise tam da bu açıklama üzerine anlam kazandı!

Türkiye ile kanka olmaya çalışan devletler, Suriye topraklarında Türkiye’nin kazanç sağlayacağını ve bizimle kanka oldukları takdirde bu kazançtan pay alacaklarını düşünüyorlar. Dervişin fikri neyse zikri odur. Fakat bilmiyorlar ki, Türkiye’nin Suriye başta olmak üzere kimsenin toprağında ve namusunda gözü yoktur. Türk’e göre toprak, namustur. Türkiye, Suriye’ye barışı getirirken kendi sınırlarını da korumaya çalışmaktadır. Türkiye, güney sınırındaki terörist unsurların tehditlerine karşı tüm önlemlerini almıştır ve sınırlarını korumaya muktedirdir.

Suriye’de bulunan devletler, “Büyük İsrail” projesini gerçekleştirmek için bulunuyorlar. Kendi deyimleri ile vaat edilen toprakları almak için önünde sonunda Türkiye’ye gelmeyi hedefliyorlar. Suriye’de binlerce Müslümanı katlettiler, binlerce kadına tecavüz edip binlerce bebek öldürdüler. Onların bununla yetinip Suriye’yi tamamen terk edeceklerini mi sanıyorsunuz? Tabiî ki hayır! Suriye’den eserlerini bırakarak, misyonerleri ve Yahudileri gelecek projeler için toprak sahibi yaparak gittiler. Gittiler ama geri gelecekler!

Kana doymaz vampir Batı, can yakmak ve kan dökmek için yine gelecek. Hiç gitmeyecekler ve bizim mücadelemiz, hak ile bâtılın mücadelesi olarak ölene kadar sürecek!

Trump’ın attığı bir mesaj

ABD Başkanı Donald Trump, “Türkiye, Kürtlere ‘güvenli bölge’ olarak adlandırılan alanlardan ayrılırken ateş açmaması gerektiğini tamamen anladı. İhlâl durumunda büyük ölçekli yaptırımlar olacağını tekrarlamam gerekmiyor. İyi gidiyor! DAEŞ’i Kürtler emniyete alırken, Türkiye de yedek destek olarak hazır” ifadelerini kullandığı bir Twitter mesajında, “Petrol güvende! Askerlerimiz bölgeden ayrıldı. Başka bölgeler için Suriye’den ayrılıyorlar. Petrolü ve askerlerimizi eve getiriyoruz, DAEŞ denetim altında” ilâvesini yaptı.

Trump, “Başka bölgeler için Suriye’den ayrılıyoruz ama petrol denetim altında” diyor. Aslında çok açık ve net özetliyor konuyu, ama eksik! Zira ABD ayrılmak zorunda kaldı. Neden? Türkiye cesur ve kararlıydı. Kendi halkına bunu anlatmak için, “İstediğimizi aldık, geliyoruz” ifadesini kullandı. Trump istediğini alamaz! Bu coğrafya, sömürdükleri başka coğrafyalara benzemez. Biz adamı suya götürüp susuz getiririz.

Bunu anlatan bir açıklamayı daha paylaşmak istiyorum. Barış Pınarı Harekâtı’na destek veren Macaristan Başbakanı Viktor Orban, Macaristan Devlet Radyosu Kossuth Radio’daki haftalık konuşmasında, Türkiye’nin Barış Pınarı Harekâtı’yla ilgili açıklamalarda bulundu. Türkiye’de 3 milyondan fazla mültecinin yaşadığını ve Türkiye’nin Suriyelileri kendi ülkelerine göndermesinin Macaristan’ın çıkarına olduğunu belirten Orban, “Mülteciler ya Suriye’ye ya da Avrupa’ya gidebiliyor. Mültecilerin Suriye’ye yani kendi evlerine gidebilmeleri için o bölgenin askerî anlamda istikrâra kavuşturulması gerekiyordu. Anladığım kadarıyla bu gerçekleştirildi ve güvenli bölge oluşturuldu” diye konuştu.

Tüm bunlardan çıkarımımız şu: Türkiye sadece kendisinin çıkarlarına değil, Suriye halkı başta olmak üzere tüm dünya insanlığına hizmet eden davranışlarda bulunuyor.

Savaş, insanlığa ihanettir. Çıkarlar çatışmasında masum insanlar hayatlarını kaybediyor. Bu kayıplar Türkiye hâriç kimsenin umurunda değil. Bu yüzden Türkler büyük bir millet! Bu yüzden tarih sahnesinde başrol olarak tarih yazan bir millet…

Bu yüzden gitmediler, gitmeyecekler! Türkiye’yi tarih sahnesinden silmek istedikleri için yine gelecekler. Dünyadaki devletlerin çoğu borçlu ve maddî sıkıntıda; bunu aşmak için Orta Doğu petrollerini sömürüp ve Türkiye’yi parçalayıp vaat edilmiş toprakları alarak bu durumu düzeltmeye çalışacaklar.

ABD, Türkiye’ siz bir Akdeniz ve Orta Doğu hayali ile ülkemizi parçalayıp Doğu Anadolu kısmını Ermenilere, güney kısmını Siyonistlere söz verdi. Peki, kim diyor bunu? ABD Parlamentosu’nda 400 vekil diyor. Batı, demokrat falan değil, kökten dinci! Fakat Türkiye’yi yaftalıyorlar. Örneklerden biri de, onlarca çocuğun ve insanın kanına girmiş terörist Ferhat Abdi Şahin’i Kanada’nın davet etmesidir. Almanya da bağrına basmaya hazır. Türkiye karşıtı politika izleyen devletler, bölgedeki tüm teröristleri koruma altına alarak teröristleri Türkiye’ye karşı koz olarak kullanıyor. Bölgede maşa görevi üstlenen terör örgütleri, Müslümanların yaşam alanlarını yok ediyorlar.

Bugün Suriye’ye giren zihniyetle dün Filistin’e giren zihniyet arasında fark yoktur. Hattâ uyguladıkları “terörle parçalayıp sonra yönetme” stratejisi de benziyor. Türkiye için plânlanan da budur. Türkiye karşıtı politika yürüten devletler, söz konusu Suriye’de barış olunca Türkiye’nin yanında görünüp petrol ve Suriye topraklarına ortak olmanın hayâlini kuruyorlar. Ancak avuçlarını yalayacaklar. Bu sürecin kazananı, mazlumların ve masumların umudu Sayın Erdoğan’ın önderliğindeki Türkiye olmuştur.

Allah, Türk milletini korusun ve Devletimiz her daim pâyidâr olsun!