Süpersonik İHA’da öncü ülke Türkiye

İHA/SİHA nasıl dosta destek olmuş ise, düşmanı da panikletmiştir. Göksungur, gelecek yıl TSK’nın envanterine girecek ve süpersonik hızlara ulaşarak düşmanın ciğerlerini sökecektir. Bu nedenle yeni nesil teknolojilerin anlatıldığı bir TV programı acilen gündeme alınmalı ve devlet kananlarından birinde bu durum anlatılmalıdır!

SALGIN hastalık/Covid-19 sonrasında, şartlar ne olursa olsun, artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. En azından ekonomik getirisi göz önünde bulundurulduğunda, dijital teknoloji büyük bir kullanım, donanım ve tercihe neden olacak.

Aslında son bir yıl içinde olanların tamamı, teknolojik cihazların insanların işlerini daha fazla üstlendikleri anlamına geliyor. Teknoloji, insanların yararına olduğu anlaşıldığında kabul edilen ve gıpta duyulan bir gelişimdir.    

Yüzlerce binadan oluşturulmuş site yapıların işlevleri, dijital ortamda geliştirilen programlar ile yapılabiliyor. Eğitimciler, “uzaktan öğretimi” başarılı bir şekilde yürütmeyi gerçekleştiriyor. E-ticâret revaçta. Hekimler, hastaları ile uzaktan iletişim hâlindeler.

Belki bu ve benzeri durumlar şimdilik “mecburî” olarak yapılıyor görülse de, yüz yüze görüşmeyi gerektirmeyen, uygulaması olmayan ve soyut durumların dijital teknoloji ile yapılacağı, genel kabul görmüş durumdadır.

Bu süreç salgın hastalığın tetiklediği, zorunlu bıraktığı ve insanları alternatif yolları araştırmaya soktuğu bir durumun ötesine geçmiştir. Türkiye’nin bu süreçte bütün bir durumu kabul edilebilir çerçevede götürdüğü şüphesizdir.

Teknolojik gelişmeler endişe, merak ve atılımı beraberinde getirir. Özellikle TV’lerde başlayan, daha sonra sosyal medyaya sıçrayan teknoloji eleştirmenleri ve “stratejistler”, tamamen korku, ümitsizlik ve endişe yorumları yapıyorlar. Bu durum toplumda karşılık bulduğu için dünyanın sonu hazırlanıyormuş gibi bir durum ortaya koyuyorlar. (Şeytanın kölesi olan ve bâtıl için çalışan bazı insan ve yapıların olduğu elbette unutulmuş değil.)

Bu durumun iki asıl nedeni vardır: Birincisi, “Acı haber tez duyulur” sosyolojisinin altyapısını bazı stratejistlerin şiddetle kullanıyor olmasıdır. İkincisi ise, teknolojik imkân ve getirinin anlatılmıyor olması ve teknolojinin arka plânını bilmemektir.

Her teknolojinin olumsuz yanları olduğu gibi teknolojiyi kötü emelleri için kullanmak isteyenler de olacaktır. Teknolojinin olumsuz yanları, gelişim sürecini tamamlamamış olanlarda bulunur. Teknoloji gelişim sürecini tamamladığında ve teknolojik ürünün kullanım şartlarına uyulduğunda, teknolojik ürünün insanlığa son derece yararlı olacağı açıktır.

Önemli olan, gelişmekte olan teknolojilerin toplumun dokusuyla uyumlu, millî ve yerli olmasının sağlanmasıdır. Ayrıca yeni teknolojilerin istihbârî bilgi toplamasının ve stratejik noktalar için ajanlık yapmasının önüne geçilmesi gerekir. En önemlilerinden biri de, sağlık alanında “tehdit” unsuru olabilecek bütün durumların yok edilmesi gerektiğidir. Bunun hâricinde, teknolojiye sahip çıkılmalı ve içselleştirilmelidir.

Genç nüfusa sahip ülkelerin en büyük sıkıntıları, sürekli olarak istihdam ihtiyacının olmasıdır. Bu durumun doğru yönetilmesi, rol model alınacak eğitim sisteminden geçer. Yeni nesil teknolojiler bazı meslekleri kenara iterken, bazılarını da merkeze çeker. Eczacılık, kırtasiye, kafe işletmeciliği ve benzer meslekler kenara itilirken, yazılım, insansız hava teknolojileri, nanoteknoloji, sanal gerçeklik gibi yeni nesil meslekler merkeze oturmuştur.

Eğitimin bu merkeze oturan mesleklere göre yeniden revize edilmesi gerekmektedir. Dijital teknoloji, nanoteknoloji, 5G, nanoçip ve diğer stratejik konularda yüzlerce uzman akademisyenin TV ve sosyal medyada daha fazla yer edinmesinin önü açılmalıdır. Toplumun kabul etmeyeceği söylemleri olan bazı hocaların aylarca gündemde tutulmasının ülkeye hiçbir getirisi olmaz!

Fikir yoksunluğu, aynı zamanda insandaki utanma duygusunu iptal eder, bu nedenle yeni fikirlere ve “yeni icat çıkarmalara” imkân sağlanmalıdır. İnsansız savaş uçağı ve elektrikli arabanın tüm dünyada konuşulması göğsümüzü kabarttı.

Sağlık Bilim Kurulu ile Covid-19 için başarılı bir süreç izleyen Türkiye, yeni tip bir model ortaya koydu. Gösterildi ki, bütün bakanlıklarda benzeri bilim kurulları oluşturulmalıdır. Çünkü bu durum, dosta güven, düşmana korku salıyor. Böylece günlük hayatın her türlü sorunu halk nezdinde çözülecek ve siyâsilerin en çok istediği “halkın içine girmek” ifadesi yerini “Zaten halkın ta kendisiyiz” cümlesiyle değişecektir.

Yeni nesil teknolojilere toplumun çok olumlu yaklaşımına en güzel örnek, insansız hava araçlarıdır. İnsansız hava aracı Aksungur’da test çalışmaları devam ederken, başka bir insansız hava aracı Göksungur ise Türkiye’nin en hızlı İHA’sı oluyor.

İHA/SİHA nasıl dosta destek olmuş ise, düşmanı da panikletmiştir. Göksungur, gelecek yıl TSK’nın envanterine girecek ve süpersonik hızlara ulaşarak düşmanın ciğerlerini sökecektir.

Bu nedenle yeni nesil teknolojilerin anlatıldığı bir TV programı acilen gündeme alınmalı ve devlet kananlarından birinde bu durum anlatılmalıdır!