
DÜNYA gündemini işgal eden iki olay gerçekleşti: Bunlardan biri ABD ile bağlantılı, diğeri Rusya.
En basit anlamıyla, iki kutuplu dünya yolunda sanırım savaş yapıyorlar: Hem Ukrayna üzerinden, hem de teknoloji…
Ancak Çin gibi yükselen bir devi paylaşmak için bunu yaparken diğerlerini de sandviç gibi yemek istiyorlar.
Çin, özellikle 1980 sonrasında doktora çalışmaları için ABD’ye çok fazla öğrenci gönderdiğinden, şimdilerde kolay lokma değil. Pekin-Londra hattında en önemli söz sahiplerinden biri hiç şüphesiz Çin.
Ekonomik güç merkezleri Batı’dan Doğu’ya doğru kaydığı için ABD ve Batı ülkeleri de Doğu ve yeni yollar üzerinde söz sahibi olmak istiyor. İngiltere bu nedenle Avrupa Birliği’nden ayrıldı. ABD, Ukrayna üzerinden Rusya ile savaşıyor.
Bu büyük resimden sonra iki olaydan biri de, Titanik enkazına dalış yaparken “Titan” isimli küçük denizaltının basınç nedeniyle patlamasıdır. Burada iki durum var: Titanik, 1912 yılında İngiltere’den yola çıkmış ve yolculuğun dördüncü gününde buz dağına çarparak batmıştı. Bundan 111 yıl sonra, bu kez Titanik’in enkazına dalış yapan “Titan” isimli denizaltı basınç nedeniyle parçalandı. Her iki olayda da ibretlik durumlar görülüyor. Bütün teknolojik gelişmişliğin yansıtıldığı Titanik ve Titan, kazaya kurban gidiyor. Çünkü tabiat kanunlarına kafa tutmanın bedelini ödüyorlar.
İkinci olay ise, Putin'in eski özel şefi ve Wagner’in kurucusu Yevgeny Prigojin’in, askerleriyle birlikte Rostov-Na-Donu’daki Rus Güney Askerî Bölge Karargâhını kuşatarak darbe girişimine kalkışmasıdır. Bu nedenle Moskova Belediye Başkanı Sobyanin, Moskova’da Pazartesi günü tatil ilân etti. Çeçenistan’ın lideri Ramazan Kadirov da Vladimir Putin’e isyanın bastırılması için “Hazırız” mesajı verdi.
Prigojin’in hayatına bakılırsa, farklı konum ve farklı olaylarda boy gösterdiği görülüyor. Putin de böyleydi. Şimdilerde Putin ile Prigojin’in anlaştığı gibi bir hava var. Ancak bu anlaşmanın Prigojin’in Belarus’a gitmesiyle ve görevine devam etmek şartıyla ortaya çıkmış gibi.
Bu durumların hiçbiri ne Putin, ne de Prigojin için kalıcı bir çözüm. Zira Rusya gibi bir devlete başkaldırmak öyle kolay atlatılacak bir durum değil. Burada Putin’in tam anlamıyla zaman kazanma politikasında başarılı olduğu anlaşılıyor.
Gündemi işgal eden Titan ve Prigojin olayı, tepede kavga eden ABD ve Rusya’nın çekişmesi olarak görülebilir. İktidarlarının devamı için birbirlerini kaşıyor gibi davranıyorlar. Zira ABD’de seçimler yaklaştı, Putin ise iktidarda Ukrayna’ya açtığı savaştan dolayı zor durumda.
İki güçlü ülkenin bu şekildeki tutumları bütün dünyayı ilgilendirdiği için gündemi işgal ediyor. Bu durumların kalıcı olmaması için her yönüyle güçlü ülkelerin sayısının artması gerekir. Türkiye, özellikle kuzey-güney çizgisinin arasında kalması nedeniyle en kritik ülkelerden biri. Azerbaycan ile de Türk cumhuriyetlerine bağlandığı için önemli bir politika takip etmesi gerekiyor.
Türkiye’nin Ukrayna ile Rusya arasındaki savaşta arabulucu rolünü başarıya götürmesi çok isabetli olmuştur. Ancak Prigojin’in Putin’in teklifini kabul ederek Belarus’a gitmesinin geçici bir durum olduğu göz önünde bulundurulmalıdır. Bu şartlar altında bütün dünyada her geçen gün her şey daha da pahalanacak gibi görünüyor.
Kendine yetecek birkaç ülkeden biri olan Türkiye’nin bu tür uzun soluklu engelleri aşması kolay olmayacaktır. Birincisi, kendine yetecek potansiyeli harekete geçirmesi gerekir. İkincisi ise potansiyeli harekete geçirmek sadece politikayla olacak gibi değil. Konusunda uzman ekiplerin hem söz sahibi olması, hem de karar verme aşamasına geçmesi gerekir. Böyle bir durumda yerel seçimler yaklaşırken siyasetin bu potansiyeli aktif etmesi de zor.
Eğitim-öğretim, bilim, teknoloji, sanayi, hukuk ve savunma alanlarının tamamen politikadan sıyrılması ile her şey başarılabilir. Bunun başarılması da tamamen sivil bir anayasa ile mümkündür. Sivil anayasa aslında bütün siyasilerin istediği bir durum ancak bu aşamada geçmesi çok zor görünüyor. Bunun tek yolu var: Millet iradesine başvurmak.
Eğitim-öğretim, bilim, teknoloji, sanayi, hukuk ve savunma alanlarının milletin emrinde ve istendik durumda olup topluma hizmet için bütün potansiyellerin sisteme dâhil edilmesi ile Türkiye, dış tehditleri uzun soluklu göğüsleyebilir. Geçtiğimiz genel seçimler şimdilik atlatıldı ancak ABD ve Rusya gibi ülkelerin birbirleriyle tepişmeleri kısa sürede bitmeyecek. Bu aşamada ekonomik darboğaz ile ülke güvenliği arasında tercih yapmak en az birkaç seçim daha atlatacak. Böylece ülkenin iki ana grubu perçinleşecek: Zenginler ve fakirler. Orta sınıfın olmadığı bu aşamada zenginler daha da zenginleşecek ve fakirler burnundan solumaya başlayacak.
Titan ve Wagner olaylarının ülkemizin de gündemini işgal ettiği şu günlerden çıkmak kolay olmayacak. Tam “Bitti! Seçimler yapıldı, sahil-i selâmete çıktık” demek istendikçe dolar ve avronun yükselişe geçişi ve altında ise alış-satış arasındaki makasın çok ayrık olması ufuktaki sıkıntıları işaret ediyor.
Türkiye, bu tür suni gündemlerden çıkmadan kul olmanın adâbıyla yaşamak için gerçek gündeme erişemiyor.