Şu dört kesimin Kemalistliğinden korkun!

Mustafa Kemal Atatürk’ün Mason localarını yasakladığını bilmeyen yok. Parmağına loca yüzüğü, yakasına Atatürk rozeti takan Kemalist görünümlülere hasseten dikkat etmeliyiz!

TÜRKİYE epeydir eski tartışma alanlarına çekilmek isteniyor.

Liberal görünümlü maske ile küreselci hesaplarını hayata geçiremeyenler, yeniden Kemalist ve anti-Kemalist, Atatürkçülük ve Atatürk karşıtlığı üzerinden eski Türkiye’nin tartışmalarını alevlendirmenin arayışı içine girdiler.

Bu kesimin maskesi Ayasofya’nın açılma ihtimâli gündeme gelince düştü. Bu zamana kadar muhafazakâr ve milliyetçilere güzel görünmek için çevirdikleri şirinlik rolünü oynayamaz hâle geldiler. Gerçek duyguları dışa vurdu, daha fazla dayanamaz ve daha fazla şirinlik yapamaz duruma düştüler.

Bırakın Ayasofya’yı, Sultan Ahmed’i müze yapma düşüncelerini ağızlarından kaçırdılar. Bunu dile getiren CHP’li, “Durumu toparlayayım” derken bir gaf daha yapmış. Meğer bütün bunları lâiklik gereği söylemiş.

Milliyetçi takılan bir profesörse Atatürk’ün Ayasofya kararına karşı çıkmayı Cumhuriyet’in kurucu değerlerine savaş açmak olarak görüyor. Bir sonraki aşama, Atatürk’ün Türkçeye çevirdiği ezan olacak. Son aşama olarak da herhâlde Atatürk’ün partisi dururken başka parti kurunların Cumhuriyet düşmanı ilân edilmeleri olacaktır...

Bu mevzu uzun, tartışmakla bitiremeyiz. Konumuz da aslında bu değil…

Başlıktan da anlaşılacağı gibi, konu, Kemalist maskeliler…

Ne zaman Atatürkçülük üzerinden bir tartışma başlasa, şimdi arz edeceğim ve en hızlı Kemalist kesilen dört kesime dikkat etmezsek, kutuplaşmanın şiddetini ve seyrini engelleyemeyiz.

Cumhuriyet’in 100’üncü yılı için gün saymaya başladığımız bugünlerde, Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki tartışmalı konuları yeniden açmanın kimseye bir faydası yok. Her olay, dönemiyle ve döneminin koşullarıyla değerlendirilmeli.

Ancak gerek Cumhuriyet’in ilk yıllarında, gerekse günümüzde hâlâ Atatürkçülükten geçinen veya Atatürk’ü kendine siper edinenler değişmediler.

Mustafa Kemal Atatürk’ün 15 yıllık iktidarı dönemi ile ilgili isteyen olumlu, isteyen de olumsuz alıntılar yapabilir. Ancak Atatürk’ün icraatı arasında öyle uygulamalar vardır ki bunlarla ilgili tartışmaya mahâl yoktur.

Hem Nazım Hikmet ve Sebahattin Ali’ye ağlayıp, hem de Kemalist takılanlara dikkat etmeliyiz!

Mustafa Kemal Atatürk’ün Komünistler, Alevîler, Masonlar ve Azınlıklar konusundaki tutumu çok nettir.

Dolayısıyla…

1) Hem Nazım Hikmet ve Sebahattin Ali’ye ağlayıp, hem de Kemalist takılanlara dikkat etmeliyiz!

2)“677 Tekke ve Zaviyelerle Türbelerin Seddine ve Türbedarlıklar ile Birtakım Unvanların Men ve İlgasına Dair Kanun

Madde 1:

Türkiye Cumhuriyeti dâhilinde gerek vakıf suretiyle, gerek mülk olarak şeyhinin tahtı tasarrufunda gerek suveri aharla tesis edilmiş bulunan bilumum tekkeler ve zaviyeler sahiplerinin diğer şekilde hakkı temellük ve tasarrufları baki kalmak üzere kâmilen seddedilmiştir. Bunlardan usulü mevzuası dairesinde filhal cami veya mescit olarak istimal edilenler ipka edilir.

Alelumum tarikatlerle şehlik, dervişlik, müritlik, dedelik, seyitlik, çelebilik, babalık, emirlik, nakiplik, halifelik, falcılık, büyücülük, üfürükçülük ve gayıptan haber vermek ve murada kavuşturmak maksadiyle nüshacılık gibi unvan ve sıfatların istimaliyle bu unvan ve sıfatlara ait hizmet ifa ve kisve iktisası memnudur.

Türkiye Cumhuriyeti dâhilinde salatine ait veya bir tarika veyahut cerri menfaate müstenit olanlarla bilumum sair türbeler mesdut ve türbedarlıklar mülgadır.

Seddedilmiş olan tekke veya zaviyeleri veya türbeleri açanlar veyahut bunları yeniden ihdas edenler veya ayını tarikat icrasına mahsus olarak velev muvakkaten olsa bile yer verenler ve yukarıdaki unvanları taşıyanlar veya bunlara mahsus hidematı ifa veya kıyafet iktisa eyleyen kimseler üç aydan eksik olmamak üzere hapis ve elli liradan aşağı olmamak üzere cezayı nakdiile cezalandırılır.

Şeyhlik, babalık ve halifelik gibi mensupları arasında baş mevkiinde bulunanlar altı aydan az olmamak üzere hapis ve 500 liradan aşağı olmamak üzere ağır para cezasından başka bir yıldan aşağı olmamak üzere sürgün cezası ile cezalandırılırlar.”

Bu devrim kanununda geçen kavramların önemli bölümü, Alevîlik anlayışında kullanılan kavramlardır. Bu konuna göre “dedelik” açıkça yasaklanmasına rağmen, Ekrem İmamoğlu’nun “dedeliği” simgeleyen bir fotoğrafla Alevîliği farklı bir din olarak sunması dikkat çekicidir.

Hem Dersim’e ağlayıp, hem de Kemalist kesilenlere de dikkat etmemiz lâzım!

3) Mustafa Kemal Atatürk’ün Mason localarını yasakladığını bilmeyen yok. Parmağına loca yüzüğü, yakasına Atatürk rozeti takan Kemalist görünümlülere hasseten dikkat etmeliyiz!

4) Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a çıkma gerekçesinin, bölgedeki Rum ve Ermeni azınlıkların çıkaracağı olaylar netîcesinde İtilâf Devletleri’ne işgal bahanesi oluşturma tehlikesini bertaraf etme amacı taşıdığını da hepimiz biliyoruz. Kurtuluş Savaşı öncesi ve sırasında İtilâf Devletleri’nin iç maşası gibi çalışıp Cumhuriyet döneminde varlıklarını sürdüren azınlık mensuplarının Kemalist olabileceklerini düşünmemeliyiz. 

Mustafa Kemal tarafından kapatılan misyoner okullarına ağlayanların Kemalistliklerine de mutlaka dikkat etmeliyiz!